• iki klip izledikten sonra muthis tespitler yapan halkim insaninin bir uyesi oldugumdan, bu fenomenin ve bu baglamda ozellikle amerikada yasayan zencilerin sosyo kulturel yapisi hakkinda bakin ne de guzel atip tutabiliyorum:

    oncelikle hip hop "kulturu", kultur kelimesinin asina oldugumuz anlamina zit olarak son derece temelsiz ve yuzeyseldir. fakat bu demek degildir ki bu kulture mensup olan insanlar genetik olarak asagilik maymunlardir. bakiniz, hip hop yasam tarzi, carpik bir kulturel ve ekonomik duzenin urunu. tam da cetin altanin bikmadan usanmadan dem vurdugu o mesleksizlik hadisesinin cisimlesmis hali. bu kulturde, meslek sahibi olmak, birseye ilgi duyup hayatini ona adamaya deger verilmez. en onemli, hatta tek onemli sey kisa yoldan ve gorgusuzce (etiket babinda degil , kulturel ve entelektuel temelsizlik anlaminda) zengin olmaktir. para, guc, kadin, korku ve saygi.. bunlar basarinin tanimi ve temelsiz toplumlarda tek gecer akce.

    cetin altanin bu hususlar hakkindaki tespitleri mukemmel olsalar da, o bunlari hep sark toplumlarina atfederek hata yapiyor. oysa ki amerikan toplumunun bu kesimi (cogunlugu?) de bu hastaliktan muzdarip. ve bunun nedeni sark toplumlarinda sikca rastlanan o tembellik, ganimet ve yagma kulturu degil sadece. zencilerin, amerikanin bu "ozgurluk" ve asiri bireysellik uzerine kurulu duzeninde yukselip, mutlu olmalari ne kadar dusuk bir ihtimal. kapitalizmin daha karanlik yuzunde yetisenler icin meslek edinmek ve birseye ilgi duymak o kadar kolay degil; duysalar dahi bu mutluluk getirmeyebilir. o zaman da kisa yoldan zengin olmak, kadinlara "sahip olmak", vs bu insanlar icin bir cikis yolu.

    medyanin ve ekonomik carkin etkileri yiginlarin sartlandirilmasinda ve duzenin koklesmesinde cok etkili. her nesilde bu yeni deger yargilarinin etkisinden kurtulmak daha da zorlasiyor. her basari oykusune binlerce anlamsiz hayat karsilik geliyor. ve elbette, hem temelsiz olan, hem de bu yeni sistemde yukselememis bir suru insan hayatina anlam bulabilmek icin "hip hop konformizme karsi bir bas kaldiridir" gibi bos yorumlara basvuracaktir. ama en nihayetinde hip hop, her insanin amaci olan mutluluga ulasmak icin, bu carpik duzende -ve yine bu duzenin ekonomi, medya gibi ogelerinin zoruyla- insa edilmeye calisilan bir kestirmeden baska bir sey degil. tam da bu nedenle, yani tatminsizlik uzerine kurulu oldugundan, o amaca ulasamiyor.

    isin daha kotu tarafi (artik iyice karamsarlasiyoruz) bu anlayisin buyuk bir hizla evrensellesmesi. "hip hopcular gerizekali maymunlardir" diyerek kendimizi cam bir fanusun icine koyup, sucluyu bulmus olmanin verdigi yalanci hazla yasayabiliriz ama temeldeki carpiklik coktan o cam fanusun icine girdi bile. delikanlilik kulturunun artik iyice yozlasmasi, bir gecede meshur olan sayisiz insan, egitimin egitimle alakasinin olmamasi, mantar gibi biten o acayip tv programlari ve reality showlar...

    sanli tarihimiz ve kulturumuz, diger tum sanli kulturler gibi eriyip gitmekte. hip hop ve benzerlerini yaratan bu duzenin "felsefesi", bir yasam tarzindan da ote, bir dusunce tarzi olmakta. taraftarlarinin artik kesinlikle zenci maymunlardan ibaret olmadigi bir tarz.
  • 1976 civarı bronx'da gençlerin eğlenmesini sağlayan partilerdeki konseptin konulmamış adıydı.
    1980 civarı müzik piyasasına kesin bir giriş yaptı ve kimi soul-funk büyükleri tarafından hoş karşılanmadı.
    1984'de run-dmc'nin çok kuru beat'ler kullandığı ve hip-hop'ın gerçek ruhuna aykırı geldiği söyleniyordu.
    1989'da straight outta compton'ın şiddet ve kadın düşmanlığına açık teşvik taşıdığı söylendi.
    1994'de rap'in mainstream rnb'yle* kaynaşmasına şahit olundu ve bu hip-hop püristlerinin hoşuna gitmedi.
    2000'lerde rap kliplerindeki materyalistlik ve şarkı sözlerindeki hedonizm ve şiddet hip-hop büyükleri tarafından topa tutuluyordu.

    şimdi 2010'dayız ve flo rida, t-pain, lil wayne, soulja boy, gibi heriflere baktığımızda daha ne kadar kötüye gidebileceğini merak ediyoruz. ludacris'in stand up, p-poppin gibi aynı işlevdeki şarkılarında bile rhyme'ların ve sample'ların olduğunu duyuyor ve bu kültürün 10 sene sonraki haline sessizce üzülüyoruz.

    "i might talk of hip-hop and how bad it got / and try to pull a plug but ain't looking for nobody to judge" - jurassic 5 - work it out
  • 1970lerde amerika'da afro-amerikanlar arasında, black radiolar sayesinde ortaya çıkmış bir kültür olan hip hopun dört önemli öğesi graffiti, break dans, dj ve raptir.
    son dönemlerde rap ve hip hop aynı anlamlarda kullanılıyor olmasına rağmen rap, hip hop kültüründen beslenerek ortaya çıkmış bir müzik türüdür.
  • hayatta insana karar serbestliğini iki şey sağlar;
    1. para
    2. hip hop
    birincisine hiç sahip olmamış, olamamış, olmayı seçmemiş, olup da kullanamamış insanların tercihi ikincisidir. farkında olmadan yaşadıkları hayat, aslında hiphop’ın ta kendisidir. hip hop sadece rapping, break dancing, writing, scratching, sampling’den ibaret değildir. bir kültür, bir yaşam felsefedir. kalındır, kapkalındır külliyatı. yazmaya kalksak kitapların alamayacağı… sokakta gördüğümüz adam aslında hiphop’ın bir parçasıdır. konuşma tarzıyla, ifade biçimiyle, giyimiyle bir parçasıdır. her coğrafyada ayrıdır bu. paranteze alınamaz. baş kaldıranları her zaman yenecek üç güç vardır yeryüzünde bunlar; mucize, sır ve otoritedir. hiphop doğumunun mükemmeliyeti itibariyle bir mucizedir, sırrı her coğrafyaya özgü biçimde yayılmasıdır, otoritesi ise sokaklardır. sözü değil, özü politiktir. başkalaşmış bir coğrafyadan doğmuş, ezilenlerin sesidir hip hop. ezilenler dediklerimiz de esasında hiç basit değildir, ezilenler şölen yapmazlar, ama yapmaya kalktıklarında adı devrim olur. kimse bu kültürü ve onun ilham olduklarını hafife almasın.
  • fransızlar bunun için lö ip öp der.
    (bkz: dallama fransızlar)
  • hip hopçuların sadece bir müzik veya dans türü değil yaşam felsefesi olduğunu ileri sürdükleri hip hop'un tarihçesini öğrenmek isteyenler için http://www.daveyd.com/raptitle.html
  • bu türü yerden yere vuran insanların vurguladığı konular aşağı yukarı aynı; müziği icra edenlerin kliplerinde görgüsüz tavırlar sergilemeleri, yanlarına 20-30 adet ho alıp götlerini başlarını oynatmaları, çamaşır makinasında para yıkamaları, boyunlarından ağırlığınca altın sarkıtarak bel fıtığına davetiye çıkarmaları, mallarını mülklerini göze sokma çabaları... böyle bakınca görünen rezil tablo insanların bu müziğe olan yaklaşımlarını haliyle olumsuz etkiliyor. ortaya çıkan bütün gürültü patırtıdan türün güzel işleri, hakikaten yaratıcı sözlere ve güzel beatlere sahip müzisyenleri gölgede kalıyor. "adamın götünden pantolon düşüyor ben bu müziği dinlemem" diyorsanız diyecek birşey yok. ha biraz başka yönlerden bakabilirim diyorsanız buyrun:
    (bkz: solesides)
    (bkz: mos def)
    (bkz: prefuse 73)
    (bkz: jurassic 5)
    (bkz: the roots)
    (bkz: madvillian)
    (bkz: dj shadow)
    (bkz: shadow huntaz)
    (bkz: roots manuva)
    (bkz: rza)
  • genelde sarkinin arkada calan bir loop ile soylenmesi yuzunden bir kalitesiz buldugum muzik turu.
  • günümüz müzik kültürü ele alındığında, en ulaşılabilir kendini ifade etme aracı sunan müzik türü hip hop'tur . bu yüzden de bu global müzik kültürü-endüstrisiyle iletişimde olan her toplum tarafından icra edilip üretilmeye uygundur. bir güzel beat ve de söyleyecek bir söz dışında hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. elbette ki sömürülen sınıfın müziğidir. bu yüzden evrenseldir. sonradan olma değil, çekirdekten politiktir, bu yüzden kapitalizm hastalığına daha yatkındır. entellektüel değildir. kendi destanını anlatır hep. türkçesi de vardır.
  • müzik tarzı ile karıştırılan alt kültür.

    (bkz: rap ve hip hop arasındaki fark)
hesabın var mı? giriş yap