• ben bunu rahatlıkla yapabilen kadınları çok takdir ediyorum. düşünsene yahu, görüyor mesela birini; biraz zaman geçireyim, tanıyayım derdi falan yok. "hmm bu güzelmiş; alayım ben bunu" diyor ve alıyor.

    bendeki sorun nerede, çözemiyorum inan. bırak böyle bir cesareti gösterebilmeyi, "sevgine karşılık veriyorum" konuşması yaparken bile şöyle durumlara düşüyorum. hadi bu konuları geçtim, bunu becerebilen "kararlı" kadınlarda bi de şey var: mesela eve çıkacak değil mi; 2 sokak geziyor, muhakkak o sokaklardan birinde beğendiği ev oluyor. "hmm bu güzelmiş" diyor ve tutuyor evi. kafası rahat demiş miydim? ben 2 aydır spor salonu beğenip de yazılamadım; spor salonu lan alt tarafı. yaz geldi ben seçene kadar... şu saatten sonra da moralmen çöktüm zaten, sizin olsun spor salonunuz istemiyorum.
  • allah düşmanımı bile buna mecbur bırakmasın, olay karşılıklı flörtle çözülsün. valla bak. normalde cesurumdur, dışa dönüğümdür, lafımı da kimseden sakınmam ama şunu yapabilmek için 9 ay düşündüm, söylemeden . baktım olmuyor, çevremden de duyuyorum "bir şeyler olacak gibiymiş x'le y arasında.", eski kız arkadaşı sürekli konuşmaya çalışıyormuş bilmem ne, belki iki üç hafta sırf konuşmamı planladım ama nasıl stresliyim, nasıl gerginim. neyse en sonunda üç saniyeliğine beynimi kapatarak düşünceleri, endişeleri bir kenara ittim ve "konuşmamız lazım" dedim, doğru zamanı falan da beklemedim. planladıklarımdan aklımda kalabilenleri söyledim. arada düşünmüyor değilim, "bunu da söyleseydim, bunu da bilseydi, bana böyle dediğinde ben de şöyle deseydim ikna ederdim belki" diye ama sonra diyorum ki, ne değişecekti?insanların kalbini yarım saatlik bir konuşmayla veya bir cümleyle elde edemezsiniz sonuçta.

    o hayatına devam edip başka kızlarla çıktı, ben ise hep kendimdeki eksikliği merak ettim.

    2018 editi: ya siz ne güzel insanlarsınız, sene olmuş 2018 bana hala "kardeş kendinde eksik arama, onun kaybı" diye mesajlar geliyor. hızlı özet geçeyim, ondan sonra da hoşlandığım erkeklere açılmaya devam ettim. devam ettikçe daha kolay geldi, daha da devam ettim. ve yaşım ilerledikçe de daha kolay olumlu yanıt almaya başladım. olay ergenlikteymiş.
  • hep erkeklerin kadınları anlamadığından, anlamayı beceremediğinden dem vurulur. oysa bir erkeği anlamak konusu hiçbir zaman kimsenin gündeminde olmaz, çünkü erkek dünyadaki en basit yaratıktır değil mi ? hah işte öyle değil, bir kadının bir erkeği biraz olsun anlamaya en çok yaklaştığı olaydır bu hoşlanılan erkeğe açılmak mevzusu. azıcık empati diyoruz.
  • sahalarda görmek istediğimiz harekettir.

    hep ilk hamleyi erkeklerden bekleyen, eriyip bitip gık çıkarmayan, bir yakın bir uzak duran demode kadın tipi mutsuz beraberliklere veya evde çürümeye mahkumdur. ortaçağda yaşamıyoruz, gidin açılın, ondan hoşlandığınızı söyleyin de hiç olmazsa bir şansınız olsun.
  • kimi zaman utandırıcı olabilendir. hoşlandığı çocuğa çıkma teklif edip, çocuktan "biraz düşüneyim," cevabını alan arkadaşlarım* var zira.
  • ne açılması tutup öpesim var dediğimdir. ama erkek avcıdır kıldır yündür tatavası eli kolu bağlıyor. pardon ama edeyim sizin geleneksel normlarınıza.
  • gereksiz bir olaydır zira bir türk erkeği zaten ilişki düşüneceği kıza bırakmaz bunu.
  • delikanlılıktır.
  • zor bir durumdur. o da hoşlansa gelir derler ama "ya gelemiyorsa" sorusu hep aklın bir köşesinde kalır.

    allahım noolur bana bunu yapacak cesareti nasip et yeaaarabbimmm***
  • korkmayın, rahat olun, o erkeğin gözünde ne değersiz, ne basit, ne de fahişe olacaksınız.

    o da sizden hoşlanıyorsa istediğiniz olacaktır, hoşlanmayıp direkt söylüyorsa en azından adam gibi birinden hoşlandığınız için teselli bulursunuz, sizden hoşlanmadığı halde sizle birlikte oluyorsa zaten kısa bir süre anlarsın.
hesabın var mı? giriş yap