• sadece bıyıklı insanların yaşadığı paralel bir evrende geçen dizi.
  • dizi iyi hoştu da, intizar'ın dizi için yaptığı şarkı dizinin ötesinde. hala dinleyen tek ben olmamalıyım.
  • hayatımın dizisidir, en az 5 defa izlemişimdir,hala daha da sıkılmam, güzel bir yanı vardır kimseye anlatmayı beceremediğim.
  • içerisinde, sonradan keşke hiç başka yöne doğru gitmeseydi dediğiniz, yılmaz ve elif'in aşk hikayesini barındıran bir güzel dizi-idi. safça ve yüreği taşarcasına seven bir adam, sevmiş ama hayallerini sevgisine paralel yapamamış, başka hülyaların yolunda yolunu kaybetmiş bir kadın. hiç ölmeyecekmiş gibi mutlu olmalar, yitirilmiş bir sahipliğin farkındalığında ortadan ikiye ayrılmalar. ve belki de en güzel sahnesine konu olan o, hayalleri masumiyet harcından yoksun kalmış bir adam ve o masumiyeti çalan kadının yüzleşmesi. ya da bir başka deyişle, hayatın hep ileri gittiği ve zamanın sadece yaşarken var olduğu, bir kıymetin senden öteye gittikten sonra onu bir daha geri kazanamamanın, bunun bu kadar zor ve imkansız oluşunun şaşkın çaresizliğinde bir insanın pişmanlığı. ve 'artık' kelimesinin, önüne çıkanı mazide bırakışıyla lanetlenmiş bir adamın artık o adam olamayışının üzüntüsüyle geri dönemeyişinin birkaç dakikalık hikayesi.

    --- 21. bölüm spoiler ---

    elif evi terk etmiştir. arkadaşı sema'da kalmaktadır. her şeyi göze alarak yılmaz'a mesaj atar:

    ''yıldızlar, deniz ve ben.. seni bekliyoruz''

    her zaman buluştukları fenerin orda beklemeye başlar elif. yılmaz gelir. hava ayaz.

    bakar uzun süre yılmaz elif'e, gidemez yanına. sonra;

    elif: yılmaz.

    (yılmaz darmadağın, yılmaz şaşkın, yılmaz yaralı, yılmaz karmakarışık)

    elif: yılmaz.. ben, evden ayrıldım. birkaç gündür sema'da kalıyorum.

    (yılmaz suskun, elif devam eder)

    elif: buraları ne kadar özlemişim. herhalde ömür boyu yaptığım hatanın pişmanlığıyla yaşayacağım. bir özrüm olmadığını biliyorum, söyleyeceğim hiçbir şey yaptıklarımı affettiremez. ama şunu bilmeni isterim, çok pişmanım! (bir yandan ağlamaya başlar) o kadar pişmanım ki, öl desen ölürüm. ne kaybettiğimi biliyorum, yerine hiçbir şey koyamayacağımı da. her şey çok hızlı gelişti. gözümü açınca bambaşka bir yerde buldum kendimi. o gece seni tekrar karşımda görünce, gözlerine bakınca, her şeyi, herkesi unuttum, sadece sen ve ben. o eve kadar gelmen büyük çılgınlıktı. ama ben de senin için bunu yapardım. artık biliyorum. birbirimizden kopamadık, bunca olaya rağmen. (elif'in elleri yılmaz'ın eline uzanır, tutar, yılmaz da karşı koyamaz ve tutar o elleri ve elif konuşmaya devam eder) bizimki garip bir şey, çok garip açıklanamaz. bana ne kadar kızgın olduğunu biliyorum. bu kızgınlık sana neler yaptırdı. eski günlere geri dönmek için neler vermezdim. eski günlere dönemez miyiz?

    (yılmaz ellerini çeker, gözleri dolu, denize doğru bakar ve konuşmaya başlar)

    yılmaz: buraya gelmek için nasıl da sabırsızlanırdım. akşam olsun da fenere geleyim diye. farkında değildim ama hayatımın en mutlu günleriymiş. en büyük acıları, en büyük mutlulukları bu fenerde yaşadım. mektuplar yazdım, kavgalar ettim, küfürler ettim, ağladım, düşündüm. delicesine sevdim. sanki kimse böyle.. sanki kimse böyle delicesine sevemez. sevdiğim bir deniz kızıydı; öylesine ele avuca sığmaz öylesine saf, kızdığı zaman gözlerinden ateş fışkırır, sevdiğinde dünyayı unutturur. birbirimizden başkasını gözümüz görmezdi. bir gün, bir gün dalgaların arasında kaybolup gitti, başka denizlere doğru. onu günlerce burada oturup bekledim, belki geri gelir diye, ama gelmedi. (elif'e döner) bana onu geri getirebilir misin? o heyecanlı, sevgi dolu, güzelim kızı? sen kendini o kız mı sanıyorsun? o buraya kocasının parasıyla alınmış arabasıyla değil otobüsle gelirdi, üzerinde kendisine çok yakışan sade giysileri olurdu, onurluydu, parayla satın alınamazdı ve sevdiğine asla ihanet etmezdi, o saray yavrusu bir evde değil, denizde yaşıyor artık. bazen dalgaların arasında onu görür gibi oluyorum. bana onu geri getirebilirsen, sana hayatımı veririm! bana onu geri getirebilir misin elif tekiner?

    (yılmaz gitmeye yeltenir)

    elif: yılmaz! geçen gece sema'nın evine neden geldin?

    yılmaz: sema'nın evine mi?

    elif: evet. eski günlerdeki gibi. penceremin karşısında duruyordun. sana koştum ama gitmiştin.

    yılmaz: hayal görmüşsün elif. böyle bir şey hiç olmadı.

    (yılmaz hışımla uzaklaşır oradan. arabasına biner ve ağlayarak sürer bir müddet. sonra birden, tüm o gurur, tüm o başı diklik, tüm o duvarlar seriliverir yere, durdurur arabayı kenarda, ağlar, ağlar.. ve o sırada biz bir flasback izleriz, yılmaz düşünür, o geçen geceyi düşünür, elif haklıdır, yılmaz sema'nın evine elif'i görmeye gitmiştir gerçekten de, elif hayal görmemiştir. o düşüncelerden sonra, yılmaz yenilir, sevgiye, sevdaya, gönlüne, en güzel kendine yenilir, yenilmelerin en galibi belki de. yenilir ve arabayı çevirir, elif'e doğru sürer tekrar. koşmak ister, hayatı aradan çıkarmak ister, ne çok ister. ama olmaz yine. uzaktan fenerin göründüğü anda tekrar durdurur arabayı, gidemez, yeniden kendi olamaz işte, ağlar, direksiyona kafasını göme göme ağlar. geride ise, fenerin ayak ucunda, eski günlerinin kapı eşiğinde oturup kalmış bir kadın kalır. )

    --- 21. bölüm spoiler ---
  • cem adında türk dizilerinin gelmiş geçmiş en rezil, en iğrenç, en tiksinç, en şerrefsiz, en psikopat, en manyak, en hasta ruhlu, en adi, en kalleş, en götlek, en sopalık, en dürzü karakterine sahip dizi. ( dikkat edildiyse orospu çocuğu ve hayvan demekten imtina ettim)
  • billur sesli ablamızın beni bağımlısı yaptığı dizidir, hani şu bursaya yerleşen.. o canım şarkılarla beni her hafta ekran başına bağlayan ses gitti, yetmedi jeneriği bestelediler, titreyen sesiyle intizarı dinler olduk her hafta.. izlemeye harcadığım zamana acımaya başladım.. ayrıca bu akşamki bölümden sonra dizinin finalini az çok kestirmekteyim... kötülerin güldüğü şu fani dünyada, cem emellerine ulaşır ve filizle evlenir.. aslının da ciddi sağlık problemleri ortaya çıkar.. tesadüfün böylesi demeyin, aylar sonra aslının tedavi olmak için yattığı hastane ile filizin doğum yaptığı hastane aynıdır... aslıyı ziyarete gelen yılmaz, kucağında bebeğiyle taburcu olan filizi* görür veee haaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaayyyyyy (o bilindik muzik duyulur bir anda).. yılmaz bebeğini bıyıklarından tanır..*
  • hakkında 93 entry okunupta şu konuya değinilmemiş olduğu hayretle görülen dizidir: ilk bölüme dönün motosiklete kasksız binen yılmaz efendiye arabayla çarpan ömer paniklerken kardeşi olan filiz son derece soğukkanlı bir şekilde şoförü değiştirmiş, şöle böle yapın diyerek ortamı ayarlamış, olası bi ölümde abisinin sıyrılması için ne gerekiyorsa yapmıştı. aynı şahıs ilerleyen bölümlerde bir beygirin ölümüyle günlerce zırıl zırıl ağlamıştır. ne bu şimdi, hayvan sevgisi mi...
  • işyerini terk etmek üzeredir tekinerler. filiz, "ben buraya babamın kucağında geldiğim günleri hatırlarım" der. bahsettiği yer yapım yılı 2004-2005 falan olan tekstilkent kuleleri'dir.

    cem evi yeniden handan abla'cığına hediye eder, handan abla "filiz'in burada koşup oynadığı zamanları bilirim" der. bahsettiği yer son derece modern ve 5 yaştan büyük olamayacak bir malikanedir...

    bi de bu sezonun başında iki tane kazık kadar sekiz yaşında çocuğu dört yaşında diye yutturmaya çalıştılar...

    senaristlerinin zaman kavramıyla ilgili sorunları var galiba, yazık...
  • o tipik tanıtımını nerde görseniz ya da duysanız tanıyacağınız dizi. hiç şaşmıyor, gayet yumuşak girip sonuna doğru gerilim dozunu arttıran kendine has bir ivmeye sahip. aha da bakınız:

    karakterlere zoom in-out alttan ver şiiri (insert: "sonbahar" "hüzün" "yağmur" "yaprak") ve son olarak ver coşkuyu ver coşkuyu...

    haaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaayyyyyyyyyyyy!!!!!!!**
  • hiçbir karakteri doktor olmamasına rağmen hemen her bölümü hastanede geçen belki de ilk dizidir.

    edit:duduklu tencerenin uyarısıyla öğrenmiş bulunuyorum ki,rahmetli elifin kızkardeşi,pek sevdiğim ömerin baldızı olan kız(adını unuttum kendisinin) yeni sezonda tıp öğrencisi olmuş.isabetli seçiminden dolayı kutluyorum kendisini.zira sırf yakın çevresini tedavi ederek bile ekmeğini kazanacaktır.
hesabın var mı? giriş yap