• linkin park'ın minutes to midnight albümünden bir şarkı. sözler ise aşağıdaki gibi... pek alışıldık linkin park modelinde değil* ama güzel yavaş dinlendirici bir şarkı.

    let me apologize to begin with
    let me apologize for what i'm about to say
    but trying to be genuine was harder than it seemed
    but somehow i got caught up in between

    let me apologize to begin with
    let me apologize for what i'm about to say
    but trying to be someone else was harder than it seemed
    but somehow i got caught up in between

    between my pride and my promise
    between my lies and how the truth gets in the way
    the things i want to say to you get lost before they come
    the only thing that's worse than one is none

    let me apologize to begin with
    let me apologize for what i'm about to say
    but trying to regain your trust was harder than it seemed
    but somehow i got caught up in between

    between my pride and my promise

    between my lies and how the truth gets in the way
    the things i want to say to you get lost before they come
    the only thing that's worse than one is none
    the only thing that's worse than one is none

    and i cannot explain to you
    in anything i say or do or plan
    fear is not afraid of you
    guilt's a language you can understand
    i cannot explain to you in anything i say or do
    i hope the actions speak the words they can

    for my pride and my promise
    for my lies and how the truth gets in the way
    the things i want to say to you get lost before they come
    the only thing that's worse than one is none

    for my pride and my promise
    between my lies and how the truth gets in the way
    the things i want to say to you get lost before they come
    the only thing that's worse than one is none
    the only thing that's worse than one is none
    the only thing that's worse than one is none
  • jazzanova nın pek leziz albümü...
  • müzikleri bir yana, bünyesinde çok klas elemanlar da barındıran bir grupmuş bu. öyle ki ne kadar samimi ve içten insanlar olduklarını anlamak için 2 gün yetti...
  • 2002 çıkışlı çok güzel bir jazzanova albümü.

    l.o.v.e. and you and i, hanazono , mwela mwela ve glow and glare albümün ağır topları; takes you back, no use, another new day ve wasted time da fena değil.

    tracklist verecek olursak:

    1. l.o.v.e. and you and i
    2. no use
    3. the one-tet
    4. fade out
    5. hanazono
    6. mwela mwela (here i am)
    7. keep falling
    8. cyclic
    9. another new day
    10. place in between
    11. soon
    12. dance the dance
    13. sub-atlantic
    14. glow and glare
    15. e-ovation
    16. takes you back (unexpected dub)
    17. wasted time
  • sanırım bir mayıs gecesiydi belki şubattı tam hatırlamıyorum tüm hayat durmuşken ve güneşin doğmasına daha uzun saatler varken yatağa oturup sayfaları doldurmam gerekiyordu ve inner world chaos un case i düştü dolaptan kafama ve sonra farkettim ki kapaktaki gölgeyle benzeşiyoruz ama onun yerinde olsam karanlıktan çıkan şeylerin açık pencereden içeri girmesinden korkuyor olurdum..
    “inner world chaos” kapalı odadan içeriye giren erkek çocuklarının tüm kaoslarını, renklerinin koyu gri olmasına sebep veren şeyleri bağırarak, vurarak, birbirlerini itiştirerek dışarı çıkartmışlığıydı.. 16 dakikayı repeat e alırsanız sırayla 32,48,64 dakika oluyor fark ettiniz mi..
    çoğu kişinin bye for now favoriliğinin aksine (aksine denirse her zaman olumsuz anlam çıkartılmamalı kesinlikle şahane bir parça bye for now geleceğiz oraya) ben dripping e veriyorum en çok yıldızımı.. aslında cd de en çok sevdiğim, en etkilendiğim şey hopes on the run da ki 2. çığlık! o tek saniye highlight bir sebepten ya da sebepsizlikten, hopes on the highlight için her seferinde farklı şeyler geliyor aklıma ki bazen bir bilgisayar oyunu teması olsa ve karakterleri aşama aşama öldürüp şarkı içinde oyun tekrar mı başlasa diyorum; bazen yakalanmaya çalışan bir sevgilinin otobüse biniş anında arkasından bağırılışını düşünüyorum klişe değiliz kız dönüp bakmayacak bile hıh; sonra en iyi yaptığım şey olan kendimi üzmeyi in between için yapıp kaybettikleri arkasından acı çekişlerini mi göstersem diyorum..
    dripping içinde sözler tek; yani hikaye aynı ama herkes müzikle kendi versiyonunu anlatıyorlar ve dinlerken yaşanan yoğunluğu hissettiriyor..
    bye for now güçlü ama trust şiddetlerini daha fazla dışarı yansıtıyorlar.. gençlere çığlık attıran steriotipik boş gruplardan sıkılmamın ötesinde aldıkları kredilere sinirleniyorum en çok tekrar ve tekrar, saatler harcayıp çektiğim arayıp bulduğum cd lere çektiğim çoğu gruptan albümden daha gerçekçi daha başarılı daha güçlü in between..
    ve şimdi uzun bir sırra kadem basma ardından yılın en güzel haberiyle in between konserler vermeye başladı bu beni özellikle eskisinden de güçlü daha bile iyi parçalar inanılmazlar yorumlarıyla heyecanlandırsa da izmir ankara ne ya of diye huysuzlandırıyor da, neyse ki onun da var çözümü..
  • hakkinda hicbir sey bilmedigim wouter hamel sarkisi. pek bir keyifli, tekerleme gibi dilime dolandi.* don't wanna be your everything, i wanna be your in between... buyrun buradan yakin: http://www.youtube.com/watch?v=frnrv0l28ty

    ha tabi bir de (bkz: sozlerini de yazayim tam olsun)

    don't wanna be your everything, i wanna be your in between,
    give me a sign, i'm hanging on.
    give me a sign and i'll be gone.
    no one will see us when we turn off all the lights.
    we're gonna take down, all the stars out here tonight.

    don't wanna be your everything, don't wanna be your new routine.
    take me to places i've seen, take me to places in between.
    no one will see us when we turn off all the lights.
    we're gonna take down all that's real and all that's right.

    you're crazy, and i like it.
    you don't care how happy i am.
    but i wouldn't worry about that,
    'cause i know if you'd call me i'll be there.

    don't wanna be your everything, i wanna be your in between,
    pick up those dices and let them roll, pick up the pieces of my soul.
    all that i hope for, all the things you couldn't be,
    i'm gonna walk out with the me you couldn't see.

    don't wanna be your everything, i wanna be your in between (4 x)
    i wanna be your in between.

    you're crazy, and i like it.
    you don't care how happy i am.
    but i wouldn't worry about that,
    'cause i know if you'd call me i'll be there.

    don't wanna be your everything, i wanna be your in between,
    give me a sign, i'm hanging on.
    give me a sign and i'll be gone.
    no one will see us when we turn off all the lights.
    we're gonna take down, all the stars out here tonight.

    don't wanna be your everything, i wanna be your in between (4 x)
  • erik truffaz'ın son albümü.

    personnel:

    benoit corboz: hammond, fender rhodes, piano
    marcello giuliani: bass, double bass
    marc erbetta: drums, vocals
    erik truffaz: trumpet, vocals
    sophie hunger: on tracks 2 & 5, vocals

    tracklist:

    1. the secret of the dead sea 10:07
    2. let me go ! (feat. sophie hunger) 03:11
    3. mechanic cosmetic 05:48
    4. fujin 04:09
    5. dirge (feat. sophie hunger) 03:41
    6. in between 04:38
    7. lost in bogota 05:08
    8. balbec 06:13
    9. bc one 04:29
    10. les gens du voyage 05:08
    11. giuseppe 02:48
    12. dead sea stones 03:20
  • 2007 mayıs ayı. linkin park'ın minutes to midnight albümü yeni çıkmış.
    sabahın ilk saatlerinde 17 yaşında bir genç evinin balkonuna çıkmış, balkonun bir köşesinde anne babası uyanıp da fark etmesin diye gizlice sigara içiyor. içi kıpır kıpır o gün bir aile gibi olduğu dershanesiyle pikniğe gidecek ve o pikniğe sevdiği kız da gelecek. sabahın ilk saatlerinin o soğuk havası, güneşin henüz doğduğundaki gökyüzünün o mistik hali, gizlice içilen sigaranın vermiş olduğu haz ve arka planda eski nokia telefonda çalan in between parçası.
    aradan 13 yıl geçmesine rağmen ne zaman bu parçayı dinlesem o an gelir aklıma ve tekrar o balkona gider 17 yaşındaki o gencin ruhuna bürünürüm. bu açıdan özel bir parçadır benim için.
    ayrıca linkin park bu parçayla kendi stillerinin dışında bir melodiyle de harika işler yapabildiklerini göstermiştir bizlere.
  • "welcome to the house of sound; please make noise*" *
  • yaptıkları müzikle benim müziğe "at gözlüklerini" çıkarıp bakmamı sağlayan kişiler. geçtiğimiz hafta bir barın yerle eş yükseklikteki sahnesinde mutlu mesut doğaçlama takılırken en çok istediklerine ulaştıkları, konser sonrası gözlerinden okunuyordu.
    davulcuları murat "sizden öğrenecek şeylerim var" dediğimde, "yok abi ne alakası var" diyerek ilk dersin mütevazilik olduğunu öğreten biri...
hesabın var mı? giriş yap