• "hayır" cevabının nezaketen verildiğinden emin olunan durumlarda belli bir limite kadar yapılması gereken şeydir bence ısrar etmek. karşınızdaki insan hayır derken aslında evet dediğini gayet açıkça belli ediyorsa bir deneme daha yapılabilir. bu bir nevi kibarlik olarak bile değerlendirilebilir. bu anlamda ısrarın her açıdan çok da kötü birşey olduğunu düşünmüyorum ama işte tam da bu mantık, ısrarcılığın bokunun da çıkabileceği noktanın başlangıcı olabilir. sonra “hayır” kelimesini “evet” zannetmeler ve istemiyorsa zorla yapmalara kadar uzayıp gidiyor durum. al sana istismar, al sana boğazına yapışan el ve sıkıntı.
    tamam ağlamayana meme yok belki, ya da gerçekten bir şeyi ne kadar çok istediğimizi göstermek için bazen karşımızdakiler ısrar edilmesini bekliyor. bu bir sınav gibi sanki. aşağıya tükürsen sakal, yukarıya tükürsen bıyık. hayatın anlamını bu ısrar konusunda yatıyor olabilir. şüphelerim var.
  • yurdum insanında bol bol bulunan bir bozukluk türü. hayırdan bu kadar anlamayan bir millet daha var mı merak ediyorum.

    geçen hafta ankara'dan istanbul'a geliyorum, sakinleştiricimi almışım, baygın gibiyim. uçağa daha bir saat var. beklerken bir kahve içeyim dedim, demez olaydım. kasiyer iki liramın olup olmadığını sordu, yoksa kartla ödememi rica etti. kartı uzattım, hemen yanımdaki kadın "lütfen" diyerek iki lira uzattı bana. sonraki diyalog:

    -alın lütfen
    +gerek yok teşekkürler (gülümseme ile)
    -hayır hayır benim ihtiyacım yok
    +kartla ödüyorum ben sağolun (hala gülümseme ile)
    -bla bla bla
    +.....
    -dua edersiniz bana, alın hadi
    +ben inanmıyorum dua falan edemem size!!! (gergince)

    kasiyer parayı karttan aldı, ortalık buz kesti. kadın arkamdan:

    -iyilik olsun diye yaptım, niye böyle yaptı ki?

    yahu defalarca "teşekkürler, istemiyorum" dedim, nedir bu ısrar? anladık iyi birisin, bu mudur mevzu? zaten ilaçtan aptal gibiyim, belli ki konuşmaya dermanım yok. hayır param çıkışmasa belki de anlamadım ben bu gereksiz ısrarı. en iyi insan sensin, en birinci sen oldun, tamam.
  • insanlığın 8. ölümcül günahı olabilir. ama insanın kendi kendine bişey üzerinde ısrar etmesi değil. birisinin karşısındakini bişeye yapmaya zorlaması, ısrar etmesi, ısrar etmek zaten aşırıya kaçan bişeyken çok ısrar etmesi sonucu olayın iyice abarması. çok kötü bu.
  • bu evren kendini sıkmayı kabul etmiyor. rahat rahat kendini sıkmadan elinden geleni yapıp, gerisini allah'a havale edeni beğeniyor.
    hem de bu tavrın içinde rıza var. illa şöyle olsun diyen ise bir tür ego tavrında. elinden geleni yap tamam. nasip deyip allah'a havale etmek lazım.
  • öyle olduğuna/olması gerektiğine kendini inandırıp, aksi ya da farklısı söylendiğinde kabul etmeyip inandığını kabul ettirme çabası.

    insanlar neden ısrar eder? öyle olmasını isterler çünkü. gelgelelim dünya düşünce düzleminde sadece kişinin kendisinden oluşmadığı gibi, diğer bireyler de istekleri doğrultusunda hareket etme yolunu seçebilirler.

    ikili ilişkiler bazında çoğu zaman ısrar edilen, ısrar eden kadar üzerinde durmaz konunun. genelde neden ısrar edildiğini bile anlamaz. belki ısrar edenin inandığı doğrunun ne olduğunu algılamaya çalışsa ortak bir doğruda uzlaşıp daha iyiye doğru yönelebilme ihtimalleri vardır.

    ki zaten genelde de hiç böyle olmaz. sonuçta ısrar etmek, bir ikna yöntemidir. fakat pek işe yaradığı görülmemiştir.
  • anneanne ve babaanne'lerde default olan özelliktir.
  • kararlılık göstergesi değildir. o yüzden ısrarın bokunu çıkarmamak gerekir.
  • alinan olumsuz cevapla tatmin olmayip soruyu yinelemenin bir$eyleri degi$tirebilecegini ummak. istemem yan cebime koy deyi$inde oldugu uzere, kimi zaman bu eyleme davetiye cikarildigi vakidir.
  • olmaması gereken bir olay üzerine olması yönünde inat etmek
hesabın var mı? giriş yap