• sinema dünyasından ekmek yemek zor iş. pek çok yetenekli insan geldi geçti ama çok az insan tutunabildi. kimisi iyi roller bulamadı, kimisi de bu dünyadan erken göçüp gitti. bu sektörde yer alan pek çok bahtsız var. ama bahtsız deyince benim aklıma bir tek isim gelir. o da jonathan nolan. çünkü kendisindeki bahtsızlık çeşidi başka kimsede yok.

    ismi unutmuş yada hiç duymamış olmanız olası o yüzden bir hatırlatma yapalım, jonathan bir senarist. entry'i yazarken kendisinden nolan diye bile bahsedemiyorum çünkü öyle desem abisi christopher nolan gelecek aklınıza. o yüzden herkese adıyla hitap etmek zorundayım. ortam biraz laçkalaştı farkındayım ama yapacak bir şeyim yok.

    normalde bir senaristin şanssızlığı ya filmini çekecek yapımcı bulamamasıdır ya da yönetmenin senaryosunu paçavraya çevirmesidir. jonathan'ın durumu ise bambaşka. bu kardeşimiz yaşayan en iyi senaristlerden biri. projeleri de hayata geçiyor. çok güzel. ancak bir türlü ünlü olamıyor. insanlar yazdıklarının üstüne çöktüğünden değil. tamamen bahtsızlıktan. insanlarda öyle bir algı oluşmuş ki ne yaparsa yapsın proje başkasının adıyla anılıyor. jonathan kardeşimize de kırmızı halıda yürüyüp projenin üstüne kaldığı adamla poz vermek düşüyor.

    şimdi bu entry'de jonathan kardeşimizin başarılarından ve nasıl bir aaron sorkin kadar ünlü olamadığından bahsedeceğim. böylece bir nebze de olsa hakkını teslim etme şansımız olacak. çünkü yıllarca ağzımız açık izlediğimiz, vay be ne plot-twist oldu dediğimiz yapımlarda adından hiç bahsetmedik. şahsen ben olsam bozulurdum. neyse başlayalım.

    memento christopher nolan'ın ünlü olduğu filmdir. 9 milyonluk bütçesine karşılık toplamda 25 milyon dolar hasılat getirerek ilk film için gayet güzel bir başarı sağlamıştır. ayrıca iki oscar adaylığı da vardır. bunlardan ilki kurgu. ikincisini de yönetmenlik sanıyorsanız yanılıyorsunuz. çünkü ikinci adaylık senaryo için. peki senaryoda kimlerin adı var? christopher ve jonathan'ın. bilinmesi gereken asıl detay ise filmin bir kısa hikayeden uyarlanmış olması. memento mori adlı bu kısa hikayenin de yazarı jonathan. filmdeki gibi iki isim yok yani. tek başına alnının teriyle yazmış. peki film piyasaya çıktıktan sonra bir kişi bile jonathan'a aferin demiş mi? tabi ki hayır. varsa yoksa christopher nolan'ın filmi çok iyi.

    bu çıkıştan sonra abi kardeş bir filme daha girmişler. o da sonu şaşırtmaçlı filmler listelerinin demirbaşı the prestige. bu filmde de memento gibi senaryo oyunları, izleyicinin aklını almak gırla. ancak bu filmde aynı adlı romanın yazarı christopher priest'a da hakkını vermek lazım. gerçi her iyi kitap iyi filme dönüştürülecek diye bir kural yok. belli ki jonathan kardeşimiz yine çalışmış. ancak bu deli fişek film en iyi uyarlama senaryo oscar adayı bile olamamış. bu da akademinin ayıbı olarak kalsın burada. filmden sonra tabi christopher iyice dahi sıfatını kazanırken kimse jonathan'a "abi sen de çok iyi yazmışsın ha demek o adam aslında o değilmiş." diye gitmemiş. yazıklar olsun diyor ve ilerliyorum.

    bu projeden sonra ikili sanırım sinema tarihinin gelmiş geçmiş en iyi çizgi roman uyarlamasını yaptı. marvel sirk gibi ortamlarda hikayesini anlatırken nolan'lar süper kahraman konseptinden bütün absürtlüğü çıkarıp olabilecek en gerçekçi hikayeyi yazdılar. bu filmde jonathan kardeşimizin adı bile geçmedi neredeyse ama bu durumdan şikayet edemeyiz. çünkü joker'i oynayan heath ledger canımız ciğerimiz. ve kendisi çok iyi bir performans sergiledi bu rolde. o yüzden film hakkında konuşulurken kendisi hariç kimseden doğru düzgün bahsedilmedi.

    bu filmden sonra serinin sonuncusu the dark knight rises geldi. bu filmi pek tutmamıştım. çünkü ilk iki filmde yeni bir dünya vardı ve abartılara çok dikkat etmiyordunuz. bu filmde ise "oha ne yapıyor lan bu adamlar." demeye başlıyorsunuz. ayrıca marion cotillard hanımın filmin içinden geçen oyunculuğu da unutulmaz. hala ölüm sahnesine bakar bakar gülerim. filmin kusurları var ancak asıl tutmama sebebi tabi ki insanların heath ledger'ı ve joker'i özlemesi. çünkü ledger çıtayı o kadar yukarı çekti ki kimse doğru düzgün bir süper kahraman kötüsü yazamıyor artık. gerçi yazılan kötüler de jared leto'nun jokeri falan. neyse.

    şimdiye kadar jonathan kardeşimizin alengirli şeyler yazmak konusunda ne kadar başarılı olduğunu anlamışsınızdır. bunu yapabilen az sayıda senarist var. jonathan'ın farkı ise yazdığı şeyleri gerçekçilik zeminine oturtabilmesi. deus ex machina gibi sistemleri asla kullanmıyor. fantastik işlere girecekse de dünyayı öyle bir yaratıyor ki siz ne derse kabul etmek zorunda kalıyorsunuz. interstellar filminde de jonathan fizikçilerden yardım alarak dehşet iyi bir senaryo çıkarmış. sayesinde lise fizikten çakan arkadaşlarım kara delikler ve görecelik kuramını tartışabilecek hale geldiler. bu da az başarı değil bence.

    gördüğünüz üzere jonathan'ın kariyeri buraya kadar hep abisinin gölgesinde geçmiş. eh yeter ben kendi projemi yapacağım demiş olacak ki bu filmden sonra bir televizyon dizisi hazırlamış. the dark knight filmindeki telefonları hackleyip herkesi izleme fikrini hatırlıyorsunuz. hani lucius fox ben yapmam öyle iş deyip gitmişti. jonathan kardeşimiz person of interest adlı dizisinde buna benzer bir yapı kurmuş. bir yapa zeka var. insanları sürekli takip edip suç işlemeye yaklaşanları bulup çıkarıyor. biraz minority report'a da benziyor. onun biraz daha gerçekçi olanı diyelim. şimdi diziyi izleyenler bu adı bu entry'de görünce şaşırmış olabilir. neden? çünkü bu proje de executive producer olan j. j. abrams'a kalmış. jj kardeşimiz lost ile ünlü olmuştu hatırlarsanız. ondan sonra kafa karıştırıcı televizyon dizileri ile yoluna devam etti. en ünlü hareketi de projeye çok iyi başlayıp sonunu bir türlü getirememesidir. şimdilerde de star wars'un içine etmekle meşgul bildiğiniz üzere. böyle bir kariyer var ortada. o yüzden jonathan'dan daha fazla tanınıyor ve adını görenler hemen diziyi jj'e mal ettiler. jonathan da dizideki harold finch gibi karanlıklarda kaldı.

    bu projede akıllanmamış olacak ki jonathan bir sonraki projesi olan westworld'de de jj ile çalışmış. bu dizi de yaratıcı hiçbir yerinde adı geçmemesine rağmen jj'in üstüne kaldı. gerçekten muazzam bir kariyer başarısı. jj televizyonlara çıkıp dizi şöyle dizi böyle diye anlatırken dizinin mevcut bütün bölümlerinde kalem oynatmış olan jonathan'a kimse "abi nasıl geldi aklına valla. ben kırk yıl düşünsem böyle dizi yazamam." demedi. bana da bu durumu esef ile kınamak kaldı. anthony hopkins yine döktürmüş ama o yüzden izlemediyseniz bu diziyi de izleyin.

    şimdi kariyere dönüp bir baktığımda şunu görüyorum. bu projelerde çaycı olmak için bileklerini kesecek adam var. sen bütün bunları düşün, yaz ancak kimse sana ilgi göstermesin. bahtın bu kadarı olur. jonathan kardeşimize önerim şu. bu filmlerden sonra elinde imkan vardır. bir ekip ayarlayıp film yapsın. kendi çeksin kendi yönetsin, yapımcılığını da yapsın. böylece kendisini tanıtmış olur. gerçi bu şans ile insanlar filmde bir kurgucu var on numara iş yapmış diyebilir. her şeyi beklemek lazım.
  • televizyona da el atmıştır.
    cbs için person of interest adlı bir dizi yapacak.
  • kesin abartıyorum ama the dark knight'ın "olmuşluğunu" kendisinin projedeki varlığına, inception'daki mantık hataları, vs'yi de kendisinin projedeki yokluğuna bağlıyorum. abisini yanlız bırakmasın bence.
  • person of interest dizisinde döktüren şahsiyet. bu adam olmasaydı dizi j.j.abrams'ın elinde patlardı bence.
  • christopher nolan'dan daha zeki ve başarılı olan kardeşi. dikkat ederseniz christopher nolan'ın en başarılı filmlerinde hep jonathan nolan'ın parmağı var. işin içinde kendisinin olmadığı filmler de ortalamanın üstünde olmasına rağmen kalite eksikliği göze çarpıyor.
  • hbo için asimov'un vakıf serisine girişecekmiş! gel de taşaklarını yalama:

    http://geektyrant.com/…g-asimovs-foundation-for-hbo
  • christopher'sız jonathan'la (bkz: westworld), jonathan'sız christopher'i kıyasladığımda (bkz: dunkirk) asıl sevdiğim nolan olduğunu farkettiğim kişi. beynimizi sik canıtın.
  • zekasına ve hayal gücüne hayran olduğum senarist. aga o person of interest nedir ya?
  • westworld'den de anlaşılacağı üzere, abisinden daha zeki olan sinemacı.
  • memento adlı filmin senaryosuna konu olan memento mori adlı kısa hikayenin yazarı. filmin senryosunu da christopher nolan (bkz: abi) ile birlikte yazmıştır
hesabın var mı? giriş yap