• bir defasında içinde para dolu zarfları dağıtan bir düğün arabasının önüne atlamıştım. yağmada güç bela bir zarfı kapıp güvenli bir noktada açtım. herkese bir şeyler çıkmıştı. herkes deli gibi seviniyordu. ama benim zarf boştu. tek boş zarfı kapmıştım. kampanya çekiliş filan değildi ama geleceğim hakkında çok net bilgiler vermişti.
  • bedava max dondurma bile kazanamayan biri olarak çok kıskandığım insanlardır. şans paçalarından akıyor maşallah.
  • nescafeden audi q7 cikaniyla ayni sehirde yasiyorum. biz mesaj yollasak tenezzul edip kaydiniz alinmistir mesaji yollamazlar. bahtimi sikeyim.

    bir an once aralarina katilmak istedigim grup.
  • iyi insanlardır.

    kızılay gimadan şahin çıktı anneme. kadın gelen giden olur diye kendini temizliğe vermiş, almış omoları. ben doğduktan 2-3 gün sonra da haberi almışlar. aslında daha önce gelmiş de araba, inanmamış bizimkiler. hastane yönetimi gelen muhabirleri siktir etmeseydi şu anda ünlüydüm belki.

    babam arabayı teslim almaya gittiğinde "çocuğun adını şahin koyun." demişler. bizimki de gima koymuş. 2005te de carrefoursa oldum.
  • boş yok cips paketlerinden bile bir buga denk gelip boşu bulan insan olarak her daim kıskanırım.

    geçen yıl
    üniversitedeki hocalardan biri yeni araba almış iyi güzel, birkaç ay sonra baktık ki yeni aldığı araba yok altında jip var adamın. sonra bir haber geldi, yeni açılan avm'nin çekilişinden bu zata jip çıkmış. sonra fotoğraflarını gördük kurdelalı jipin. o an vay amısına koyim dediğimi hatırlıyorum.

    ek: haber yalan da olabilir tabi.

    alakasız ama şans unsuru içeren bir ek:
    yıl 2002
    lise1'de matematik hocası sene sonunda dersine girdiği bütün sınıflarda en düşük not olarak 2 geçer veriyor ve ben karneme bakıyorum 1.
    o bug, o teknik aksaklık hep beni bulur aga. bulacak.
  • yandex'in lamborgini'sini de kazanan olacak...merak edilenler listesine onu da alacağım. bi' pislik olacak gibi geliyor bana ama dur bakalım.

    ama zaten bize çıkacak değil ya...çıksa bile hemen satarım o kadar fakirim sen düşün. o yüzden düşündüm de çıkmasın bana zaten. hem neden çıksın ki? çıkmasın amk. herhangi bir çikletten bi' çük bile çıktığını vaki değil zaten daha. şansımı skim.

    edit: bak daha lamborghini'yi bile doğru düzgün yazamıyorum. çıksa ne olacak ki? çıkmasın.
  • kanaatimce çok büyük, özellikle uluslararası firmaların çekilişlerinde tesadüfen kazanan, mahalle marketi ya da anadolu kaplanlarının çekilişlerinde ise eş dost arasından katakulli ile belirlenen insanlardır.

    niye böyle diyorum? çünkü bu büyük firmalar kampanyalarını büyük çaplı yapar ve genelde taşşaklı yöneticiler (ör. avrupa pazarlama sorumlusu vs) bu çekilişleri dikkatle yürütür. zaten verilen en uçuk hediye bile bunların tv'deki bir günlük reklam bedeli etmez. hile yapmaya gerek yoktur yani. bu kadar avantajlı pr faaliyetlerini iki tane plaza angutunun sabote edip imajı sıfırlamasını istemezler.

    mesela bir arkadaşımın kardeşi 90'larda fanta'dan avusturya'da balon gezisi kazanmıştı. bayaa bi haftalık turdu galiba. yine yakın bir arkadaşın diyeyim, annesi (annesinden ayrı yaşıyor arkadaş), turkcell'in o büyük velvele ile yaptığı kampanyadan bmw kazandı. resmen gidip anahtar teslimi aldı herifler.

    edit: sonradan aklıma geldi; sene 1983-84 filandı. nispeten şanslı bir adam olan eniştem, galiba alo'dan bornoz kazanmıştı. o zamanlar alo ve omo arasında ölümüne bir rekabet vardı ve alo deli gibi pazarlama faaliyetlerine girişmişti. (reklamlarında ajda pekkan, zeki müren ve emel sayın'ın oynadığı zaman. türk halkının emel sayın'cılar ve ajda pekkan'cılar diye ikiye bölündüğü zaman. vay amk be... internet yok, telefon yok, kargo yok. mektupla form gönderiyorsun 6 ay sonra cevap geliyor) neyse işte bir gün şirin kozan'ımızda mahalleye koca bir kamyon geliyor. kamyonda bir de zenci adam var. amerikalı demişlerdi. adres arıyorlar elinde bir kağıtla. enişteme bornozu teslim edip gidiyor kamyon. adamlar kamyona doldurmuş hediyeleri, anadolu'ya tek tek dağıtıyor, ciddiyete bakın! mahallede yılın olayı olmuştu bu bornoz, daha doğrusu bornozun teslim edilişi.
  • bize cipsten taso bile çıkmazdı fakat günün birinde ailemden bir şahıs turkcell'den 10bin kontör kazandı ve bu gruba dahil olduk. ve o günden sonra kimseyi tanımadık.
  • ha bak anlatmayı unuttum ilk entrymde. olaya gel. babam yurda gelen ithal mallardan numune alır ve o numuneleri laboratuvara götürürdü. gıda teknikeri idi yani. numune alma şartları da çok alengirli işler olduğu için, incelenecek bir kilo şey için koli koli numune almak gerekirdi hep. zamanında tee kinder bueno'nun türkiye'ye geldiği ilk yıllar. babam eve yine numunelerle gelmiş. e atacak değil ya, getiriyor biz de yiyoruz filan. ama iki koli getirmiş. içinde sanırım 88 tane vardı. o yıllarda da kinder bueno her hafta bilmem kaç kişiye sony mp3 player bilmem kaç kişiye de psp veriyordu. bu da çekilişle olan bir şey değildi. her hafta kim daha fazla kinder bueno yerse ve içindeki şifreyi gönderirse o kazanıyordu. ben bir hafta içinde o 88 kinder bueno'nun hepsini açtım ve yalan olmasın o zamanın parası 30 lira gibi bir meblağ ile tüm şifreleri gönderdim. içimden de neler geçiyor. aman allahım psp'im olacak diye. kim 88 tane bueno yiyebilir ki değil mi? hem zaten bueno türkiye'ye daha yeni yeni geliyor kim yiyebilir gerçekten? hem de ilk hafta atıyorum daha (kampanya altı yedi hafta sürdü yanlış hatırlamıyorsam) ve hafta bitiyor. bueno'nun o dandik sitesini açıyorum ki bırak psp'yi mp3 player bile çıkmamış. bir ay tramvası sürmüştü amk. sonradan itiraz ettim filan ama kimse skine takmadı beni.

    bu da böyle bir anımdır.

    not: kazananlardan biri haspel kader bunu okuyorsa bana ulaşsın. gerçekten nasıl bir azim merak ediyorum amk. ithalatçının oğlu, sen misin lan yoksa?
  • o insanlardan biriyimdir.cep telefonun ilk çıktığı dönemlerde cipslerin içinden çıkan kartları postayla göndermişliğimin sonunda kol gibi motorolam olmuştu.
hesabın var mı? giriş yap