• yolculukta gidilesi yerler. ozellikle bilmediginiz bir yolda giderken karniniz acikirsa, onunde en cok kamyon olan yerde durun, yaniliyor olamazlar.
  • iki türü vardır.
    bir diğer yolcuların da rağbet ettiği kamyoncu lokantası
    iki hardcore kamyoncu lokantası

    birincisinde kimse sizi sikine takmaz, hatta biraz ikinci sınıf üşteri muamelesi görürsünüz. ama güzel güzel yemeğinizi yer kalkarsınız. girdiğiniz lokantanın boyle bir yer olduğunu anlamanın yolları. tabi ki park etmiş araçlar. binek oto sayısı 3-4'ten fazla ise softcore bir kamyoncu lokantasındasınız demektir. başka yöntemler? istasyonda lpg satılıyorsa, marketi biraz iriceyse ve masadaki sular sürahi değil şişe ile yani ücretli servis ediliyorsa.

    ikincisine gelelim. buralarda daha çok dikkat çekersiniz, sadece ikinci sınıf değil parazit muamelesi de görebilirsiniz tanıdık yoksa (3. uğrayışınızda garson tanır) buralar nasıl anlaşılır?
    üstte saydıklarımı göremiyorsanız bunlara ilaveten, markette branda bağlamak için lastik gibi sadece kamyoncu zevata yönelik malzemeler satılıyorsa, peçete yerine sarı kağıtlardan varsa mekanın bir yerinde "adanaya yük" "mersine kereste" gibi ilanlar varsa ve mekandaki neredeyse herkes birbirini tanıyorsa orası hardcore bir kamyoncu lokantasıdır. acayip keyifli yerdir. "selamünaleyküm" diyerek boş bulduğunuz masaya ya da dolu masaların boş kısımlarına oturun. efendi efendi yemeğinizi yiyin. masadakilere sigara tutun sohbet edin. bolca çay için. neyse işin en zevkli kısmına geliyorum illa ki birisi size "niye burda durdun" diyecektir. ben o zaman keyifli bir yalan söylüyorum tüm kamyoncular bana hasta oluyorlar. "bizde kaptanız ağğğbi" diyorum. ne kaptanı deyince de kah gemi kah uçak sallıyorum. adamların tavrı anında değişiyor artık sen de orayı hak edenlerden oluyorsun.

    kayda geçmesi için güncel fiyat bilgisi veriyorum.

    çorba
    kiremitte dana kuşbaşı
    karışık kızartma
    yoğurt
    salata
    kaymaklı ekmek kadayıfı
    sıcak pide
    soda
    sınırsız su/çay

    hepsi birbirinden lezzetli; 15.5 lira ovvvyeeeee

    edit: colgezgini de sordu yazmayı unutmuşuz. kamyoncu abiler bunları yedikten sonra vurup kafayı uyurlar. siz kendinize güvenemiyorsanız, tek şoförseniz, uyuma şansınız yoksa bu kadar abartmayın yemeyi yol çekilmez sonra...
  • arkadaşlarımın zorlamasıyla, istemeye istemeye girdim dün bir tanesine. kesin zehirleniriz burda diye geçti içimden içeri girerken. önü kamyon dolu, son derece basit tefrişatlı, salaş bir yerdi... kuru ekmek kemirip, bir de su içerim diye düşünürken, arkadaşlarım tas kebabı-pilav söylemiş, mideye afiyetle indirmeye başlamıştı bile. bir tadıyım nedir bu iştahın sırrı böyle derken, iki tabak et yemeği, pilav ve salata yemiş bir şekilde, göbeğimi sıvazlayarak, yüzümde damağımdaki tadın yansıması gevşek bir gülümseme ile çıktım lokantadan. 24 saati geçti, bir zehirlenme işareti de yok bünyemde. ayrıca sözlükten de öğreniyorum ki bu durum istisna değil kaideymiş. e öyleyse yaşasın kamyoncu lokantaları!
  • karayolunda seyrederken* önünde elli tane kamyon, yirmi tane tır gördüğünüz yerlerdir. aynı zamanda akaryakıt istasyonudur bazıları. cicili bicili, ışıklı, neonlu, oyun parklı, pırıl pırıl giyinmiş ve sürekli gülümseyen personelli, çağdaş(!) akaryakıt istasyonlarına, dinlenme tesislerine benzemez hiçbiri. akşam hava karardıktan sonra en dolu saatlerini yaşarlar. kamyonların kalabalığından lokanta zor görünür. dışardan sönük floresan ışıklı, izbe yerler olarak görebilirsiniz. adı bile yoktur bazılarının. bilen bilir. kamyoncuların hayatı yollarda geçtiği için, yollardaki tek lüksleri güzel, doyurucu, kaliteli bir yemek, demli taze çay ve sigara eşliğinde sohbettir. bir de duş imkanı ve bazı geceleri geçirecekleri temiz bir yatak tabii. uykusuz, yorgun kamyoncular bu lokantaları bilirler ve yemeklerin ve ortamın bozulması gibi nedenler olmazsa o lokantalar kapanmadıkça uzun yıllar aynı lokantalara uğrarlar. genelde hepsinde çorbalar, kuru fasulye, pilav, kebap çeşitleri, saç kavurma, salatalar çok lezzetli ve bol kepçedir. fiyatları değişkenlik göstermekle beraber kazık değildir. muhabbet, kahkahalar gırla gider. yoğun sigara dumanından göz gözü görmez bazen.

    kamyoncu esnafının hepsi feleğin çemberinden geçmiş, kurt esnaftır. ortamı bozanlara izin vermezler. bir şekilde memnun olmadıkları lokantayı bir haftada bomboş bırakırlar.

    ailenizle seyahat ederken, herkesin karnının acıktığı bir akşam vakti, yolda rastladığınız, önünde neredeyse yüz tane kamyon olan lokantaya acaba ortam nasıldır diye düşünerek girmemezlik etmeyin sakın. dekolte kıyafetli olmadıkça, eşinizi, çocuklarınızı, büyüklerinizi gönül rahatlığıyla sokabilirsiniz oraya. aileye ayrılan masalara oturup, yemeklerin lezzetinden parmaklarınızı yersiniz, üzerine her dem taze olan demli çayınızı içer, yolunuza devam edersiniz. rahatsız olacağınız tek şey kalabalıktan gelen yoğun gürültü ve sigara dumanıdır. kalabalık olan bu tür yerlerde kamyoncu esnafı sizin ailenize yamuk yapmaz, laf atmaz. yamuk yapmaya kalkışanın ağzına ..çar diğer kamyoncular. bunu da hepsi bilir zaten. en fazla kesenler olur o kadar. o da zaten en nezih, en lüks restoranda da rastlanabilen bir şeydir. ailenizle girebilmeniz konusunda dediklerim çok rağbette olan kamyoncu lokantaları için geçerlidir. diğerlerinde de sorun çıkmaz ama gene de biraz rahatsız olabilirsiniz.
  • türkiyenin dört bir yanından gelen kamyoncuların geçtikleri şehirden aldıkları yiyecekleri (turşu olur, mantar olur, bal olur, kaymak olur.. artık ne varsa) etrafındaki masalara dağıtarak sofralarındakileri paylaştıkları yerlerdir. çocuk denecek yaşlarda babasının kamyonuyla türkiyenin bir bölümünü gezmiş biri olarak diyebilirim ki görüp görülecek en sıcak ortamlardan birtanesidir.
  • yollarda birçok yerde,
    kendilerini asortik ve dahi sosyetik sayan mekanlarda,
    kamyon / kamyoncu park edemez / giremez gibi saçmalıklara rağmen,
    hala efendiliklerini koruyup,
    tatil tur otobüsleri / motor hacmi 3000 ve üzeri araçlar /q7 - x5 giremez denilmeyen,
    ne olursan ol yine gel diyen lokantalardır.
  • şehirlerarası yolculuklarda mola verilen yerlerin göz boyayan restoranlarında, beklemiş, yağ içinde yüzen, eti yavan yemeklere dünyanın parasını bayılırız. onca yemeği, üstelik şıkır şıkır bir aydınlatmanın altında bir anda görmenin yanılsamasıyla, tepsiyi kaptığımız gibi sabırsızlıkla geçeriz sıraya.

    oysa 100 metre ileride döküntü bir benzin istasyonu vardır. döküntülüğü de, öyle süslü püslü, araba kokusundan, müzik kasetine, köy peynirinden, çin işi sepet içi kedi biblolarına kadar bol malzemeli marketinin olmamasından. önünde fiyakalı arabaların park ettiği bir park yeri yoktur ama iki üç gül fidanını eksik etmemiştir sahibi. onun da vardır en mütevazisinden bir "restoranı"; sandalyesi demirden, masa örtülerinin herbiri ayrı bir renk. ama hor görmeyeceksin. yemeğin "haute couture"ü çıkar orda. dizi dizi göremezsin yemekleri bankoda. anında pişirip getirir palabıyıklı esmer ahçısı önüne. eti tazedir her zaman. çorbası lezzetli. pilavı tam kıvamında yağlı. bi de üstüne çay söyler kendinden. kamyoncunun damağı hassastır. beğenmediği yere bi daha gelmez.
  • tabelaları yol kenarına konmuş kamyon lastiği üzerine beyaz boya ile "x in yeri" olabilen mekanlardır.sabaha karşı yapılan yolculuklarda dışarda özellikle eski ford kamyon vb lerinden varsa içerde uykunuzu dağıtabilecek güzel çorbalar ve muhabbet bulunmaktadır.
    içeri girilir,hoşgeldinden sonra mozaiklerin üstünde sıcak tutulan tencereden çorbanızı seçersiniz daha doğrusu söylersiniz.muşamba örtülmüş masaya otururken yan masadaki şöförlerin verdiği selam alınır zaten soğukla uykunuz açılmıştır.bardağın içindeki pembe peçete kağıtlarından birinin üstüne kaşığınız konur,çorba da gelir ardından,ekmekte hemen yanınızda plastik kutunun içindedir.
    şöförün verdiği sigarayı hiç ziyan etmemeye çalışarak çayınızla içerken özellikle yaşını başını almış şöförlerin muhabbetine ortak olursanız çok farklı dünyalara,olaylara,anılara ulaşabilirsiniz.
  • yaptıkları yemeklere özen gösteren, ve hatta göstermek zorunda olan lokantalardır...zira eğer yemek beğenilmez ise bu kamyoncular arasında hızla yayılır ve o lokantaya kimse uğramaz olur...ve kendi kulaklarımla duyduğum bir olay da yanlışlıkla bozuk etten yapılma sac kavurma veren bir lokanta sahibinin o sırada lokantada bulunan kamyoncular tarafından haşat edildiğidir...
  • amcamın tır şoförü olmasından dolayı çocukken sürekli beraber uzun yola giderdik. bir çok kez söz konusu lokantalardan yemek yeme fırsatı buldum. dünya yıkılsa umrunda olmayacak, soğuk tavırlı, ölü bakışlı adamlar servis yapar. kuru-pilav, musakka, cacık fiks menüdür. domatesi falan yanında bıçakla bütün olarak getirirler. kesip doğrayp salatanızı siz oluşturursunuz. her salaş mekanda olduğu gibi yemekler gayet lezzetlidir. su ve çaydan para alınmaz. hatta sıcak yaz zamanlarında karpuz ikramları bile olur. hesap genelde "yuvarla işte bişeyler" usülüyle ödenir.
hesabın var mı? giriş yap