• ocak ayında başıma gelmiş olandır. 3 günlük telefonumu çaldırdım. metrobüsteydim, metrobüste telefonla oynuyordum. büyük olasılıkla oradan gördü. inince de beni takip etti sanırım. kolumda el çantam asılıydı. diğer elimde ağır bir çanta vardı (12-15 kilo civarı).

    arkamda yürüyüşünü ve nefesini hissettim adamın. o sırada çantamı diğer koluma almak istedim. o ara çantama asıldı. bırakmadım. bağırmaya başladım. (evime de 50 metre falan var) kimse duymadı. çantayı itip çekmeye başladık. o arada tekme attım ama zayıflatmadı. diğer çantayı savurdum, bacaklarına geçirdim. (aslında toplarını hedef almıştım ama çanta çok ağırdı, diğer elle de uğraşırken tutturamadım) peşinden iki elle asılında o benden güçlü olup çantayı çekti. peşinden bağırarak koşmaya başladım. bir 20 metre sonra çantamı, bir 20 metre daha sonra cüzdanımı yere attı. o sırada da iki kişi beni duyup adamın peşinden koşmaya başladılar. o arada geri dönüp çantayı topladım. bu arada koşanlar da yetişemediler.

    köşede bir kokoreççi varmış, bir taksi şoförü yemek yiyormuş. ona "abi, annem ölüyor. çabuk hastaneye" demiş. peşinden koşan iki kişi kokoreççinin kankasıymış ve taksi durağını biliyorlarmış. taksi durağını aradık "213 no'lu takside kapkaççı var" diye. şoför inanmamış "benimkinin annesi ölüyor, kapkaççı değil" demiş. o sırada biz durağa geldik. ben şoförü cepten aradım, "abla o kapkaççı değildi, indirdim ben onu. annesi de ölüyormuş yazık, para almadım" dedi. ben de "o benim telefonumu çaldı" deyince, "beni de kandırdı, bulup hesabını ben soracağım" dedi ve duraktaki 4 diğer şoför de onu aramaya çıktılar. haliyle biz de geceyi karakolda geçirdik şoförle birlikte. ifade verdik ve kimlik tespiti yapmaya çalıştık.

    bana saldıran kişi 20-25 yaş arası, sarışın, 175-180 arasıydı. bu tarife uyan 792 tane sabıkalı kapkaççı çıktı. sabaha kadar hepsinin yüzünden tek tek seçmeye çalıştık. 200'den sonra hepsi birbirine benziyordu. yalnız bir 50-60 tanesi dışında hepsinin tipi düzgündü. baksan kapkaççı demezsin. zaten komiser de "bunların çoğu asgari ücretli işlerde çalışıyor. daha fazla para kazanmak için akşam böyle şeyler yapıyorlar" dedi.

    ifade verirken de olanları aynen sana anlattığım gibi anlatırken "şimdi, sizin orada tekme atmanız, çanta ile vurmanız suç. ama sizi bir de biz mağdur etmeyelim. o kısımları eklemeyelim buraya" dediler. (sonradan öğrendim ki böyle bir şey yokmuş)

    arada olay yeri inceleme geldi. hırsızın bindiği ve indiği yerde mobese var ama sokak lambaları bozuk olduğundan çıkmamış hiçbirinde. olay yeri inceleme de orayı ararken kendini bile aydınlatmayan pili bitmiş bir fenerle geldi. onlar bir şey bulamadılar, ben telefonun kulaklığını buldum.

    orada öğrendiğim şeylerden bazıları şunlardı:

    1) o kadar anlık ki, düşünmeye zaman olmuyor. aynı trafik kazaları gibi, ne olduğunu anlamadan her şey olmuş bitmiş oluyor. bu nedenle, istediğin kadar kafanda "şunu yaparım, bunu yaparım" diye kur; o şunlar bunlar senin reflekslerin olmadığı sürece, düşünebilecek kadar zamanın kesinlikle olmuyor. ötesinde bir yandan adamla uğraşırken, bir yandan fısfısla uğraşmak zor. diyelim ki cebine fısfıs koydun, onu alıp çıkarıp sıkacak zaman olmuyor hiç. ancak, elinde emniyeti açık ve yanından sinek geçse ona sıkacak çeviklikte olmak gerekiyor. örneğin, arkadan biri "hanımefendi" deyip adres sorsa, ona bile sıkacak tedirginlik ve çeviklikte. (şöyle söyleyeyim, olaydan 10 gün sonra karanlıkta işten çıkmış eve gidiyordum. saat akşam 19:30 civarıydı. elimde bir dosya vardı. arkada bir adam bir yere geç kalıyormuş. birden depar attı ve o koşma sesini duyunca refleks olarak yana dönüp adamın kafasına dosyayı geçirmeye çalıştım ama adam korkunca son anda durdum. adamla karşılıklı birbirimizi korkuttuğumuz için özür diledik)

    2) "insanın alacası içinde, hayvanın alacası dışında" diye bir atasözü vardır; hayvanların duygularını ve tavrını hemen belli ettiğini, insanların ise medeni hayatta bunları içinde tutmak zorunda olduğunu söyleyebiliriz. ancak, böyle hayat-memat meselelerinde insanın alacası dışına çıkıyor. ilk maddede belirttiğim, özünde kimsen onu dönüyorsun. insanın özünde de kaç/savaş refleksi var ve eğer kaç refleksin baskınsa zarar görmemek için kendini geri çekiyorsun ama savaş refleksin baskınsa karşı koyuyorsun. bunlar da kesinlikle önceden planlanabilen, önlem alınabilen şeyler değil. belki öncesinde sık telkinle refleks değiştirilebilir, bir refleksten başka reflekse geçilebilir ama o anda artık karar verici durumda olamıyorsun. yukarıda trafik kazası örneği vermiştim. kaza geçirmedim hiç ama duyduklarımdan anladığım aynen şu, geçirmiş olanlar anlayacaktır sanıyorum: kontrol artık kesinlikle senin elinde değil! önceden plan yaparken durumu kontrol edebilmeyi kesinlikle düşünmemek gerekiyor. yapılması gereken tek şey refleks eğitimi. örneğin, böyle durumlar için "tepki göstermeyin; yoksa, canınıza da kastederler" diyorlar ya; hah, onun kararını verebilecek durumda olmuyorsun. o an en en içinde kimsen ve en derinlerinde hangi içgüdün varsa, sadece ve sadece o var o an, sen kendin yoksun, kimliğin yok. bir tek içindeki hayvan ve kapkaççı. olay boğuşursan 5 saniye, boğuşmazsan yarım dakika içinde oluyor. ilk 5-10 saniye hayvansın ama iş uzarsa düşünmeye başlayabiliyorsun.

    3) eğer dövüş sanatı ustası olup refleks geliştirmemişse, bir kızın bir erkekle habersiz şekilde saldırıya uğradığında, güçlü gelmesi mümkün değil. bunun iki nedeni var: erkeğin fiziksel gücü ve erkeğin bu saldırıya önceden hazır olup kadının hazırlıksız yakalanması. dolayısıyla karşı koymanın da çok getirisi yok.
  • kara kuvvetleri dili ve edebiyatı'na göre l-19/o-1 uçakları ile yapılan bir askeri eğitimin ve aynı adlı askeri iletişim usulünün adıdır.

    cessna üretimi l-19/o-1 uçakları bizim öncelikle kore'de kullanmaya başladığımız, işimize çok yaradığını görünce 1950'ler de bol bol aldığımız bir uçak ve kara havacılığının temel taşlarından biri. asli kullanım amacı topçu için koordinat vermek, gözlem yapmak, keşif yapmak ve birlikler arası irtibat görevleri icra etmek olan çok hafif bir tayyare.

    l-19/o-1 ile kapkaç eğitimi/kapkaç usulü ile iletişim şöyle yapılıyor; diyelim ki ücra bir yerdeki birliktesiniz ve diğer bir ücra yerdeki başka bir askeri birliğe acilen bir haber, paket vs. vs. birşey göndermeniz lazım. hemen o bölgede l-19/o-1 varsa iletişime geçiyorsunuz. uçak geliyor ve iyice alçalarak, yerde mümkünse iki direk arasına gerilmiş ipe, eğer bu imkan yoksa süngü takılmış ve iki mehmetçik tarafından havada dik tutulan iki tüfeğin uçlarına bağlanmış ipe veya bu imkanınız da yoksa iki askerin doğrudan ellerinde tuttukları ve kollarını havaya kaldırıp gerdirdikleri ipe asılmış olan ve içinde göndermeniz gereken bilgi/evrak vs. olan torbayı pilotun yanında/arkasında oturan gözlemcinin aşağıya bir kanca sallayıp yakalaması ve alıp götürmesiyle kapkaç usulünü gerçekleştiriyorsunuz.

    şimdi anlatıldığı kadar kolay bir yöntem değil elbette. yere birkaç metreye kadar alçalmışken uçağı kontrol edebilmek, ufak iki nokta arasına gerilmiş incecik ipi o süratte yakalayabilmek falan zor işler bunlar. zaten işin arzu edileni tek seferde ipi yakalayıp kargoyu alabilmekmiş, bunu yapanlara hemen aferin çekiliyormuş. ilk seferinde yapamayanlara da on numara fırçalar atıldığına ya da filolarda dalga konusu olduklarına eminim hele ki tatbikatlarda falan tüm rütbeli heyetin gözü önünde tek seferde beceremeyip 3-4 defa aynı ipe alçalma yaptığınızı düşünsenize, kabus gibi gerçekten*.
  • adından beklenmeyecek şekilde epey anlamlı, sosyal içerikli ve protest sözler içeren süper melodili, süper manga şarkısıdır.
  • albumun kanimca en guzel sarkisi. tebrik ediyoruz. yalniz "koleniz" kelimesini anlayabilmek icin sozlerini okumam gerekti, aksan konusunda ya onlarda bir problem var, ya da benim kulaklarima baktirmam lazim.
  • manga'nın en kısa sürede kliplendirilmesi gereken nefis, gaz, belki de albümün en iyi şarkısı ...
  • nasıl da sözleri yazılmadan kalmış bi şarkı

    kapkaç

    faili meçhul olduk hepimiz
    kesildi dilimiz kesildi sesimiz
    nereye kadar daha gideceksiniz?
    satılık değiliz, bunu böyle biliniz

    kimleri kestiniz kimleri yediniz?
    sandınız ki bizi iyi yemlediniz
    nereye kadar daha gideceksiniz?
    satılık değiliz, bunu böyle biliniz

    “giydiğiniz şeyler uymadı bize beyler”
    diye sokakları bile dar ettiniz
    nereye kadar daha giydireceksiniz ?
    satılık değiliz bunu böyle biliniz

    nereye kadar daha gideceksiniz?
    nereye kadar daha giydireceksiniz?
    soruyoruz artık hesap verin herkese
    manga geliyor manga geliyor

    vur ve kaç bunun adı kapkaç - satılık değiliz
    vur ve kaç bunun adı kapkaç - köleniz değiliz
    vur ve kaç bunun adı kapkaç - satılık değiliz biz bunu böyle biliniz

    faili meçhul olduk hepimiz ve de
    kesildi dilimiz, kesildi sesimiz
    nereye kadar daha neremizi vereceğiz ?
    satılık değiliz bunu bildiriniz

    sarmış akbabalar leşlerimizi
    toplayalım artık kendimizi
    nereye kadar daha dinleyeceksiniz ?
    satılık değiliz bunu bildiriniz

    kimlere kefil ettiler acaba bizi ?
    kimlere sundular kellemizi ?
    kimler bekliyor son nefesimizi ya da
    kimlere sattılar acaba bizi ?

    soracağız artık hesap verecekler
    buradan ileriye gidemeyecekler
    kapmaya kaçmaya son verecekler
    manga geliyor manga geliyor

    vur ve kaç bunun adı kapkaç - satılık değiliz
    vur ve kaç bunun adı kapkaç - köleniz değiliz
    vur ve kaç bunun adı kapkaç - satılık değiliz biz bunu böyle biliniz
  • lanet edilesi bi şerefsizlik olarak algıladığım bu terörizmin bilinen son kurbanlarından istanbul'da fuat soylu ilköğretim okulu 7'nci sınıf öğrencisi safiye deveci'nin (15) an itibariyle, hastahanedeki yaşam mücadelesini kaybetmesiyle, beni isyankar bir üzüntüye boğan suçtur.. kaldı ki ailenin dramı daha büyüktür... 10 yıl önce kalp krizi geçirdiği için malulen emekli olan babası mehmet devecinin de böbrek hastası olması ve yıllardır beklediği böbreğin kızının ölümünden sonra kendisine nakil edebileceklerini söyleyen doktorlar karşısındaki.. canından can gitmişcesine acı... kelimelerle tarif edilesi deildir sanırım! bu suçun cezasını yargıda cinayetten bile ağır bi yaptırımın uygun olacağını düşündüğüm, cinayetin bile saçmada olsa belki belli bi sebebe dayalı olması bu suçunsa üç beş kuruş için bilerek ve isteyerek yapılması herkesi düşündüren olaydır sanırım..!
  • sadece emek hırsızlığı değil, can almaya kadar boyutu olan suçtur. yani, hakkı olmayanı kapıp kaçmaya çalışan karaktersizin birisi, 'hakkım olanı vermem' diye savunmaya geçtiğinizde 'canını da alırım' deme ve bunu fiile dönüştürme hakkını kendinde bulabiliyor.

    bu suçu, sadece ekonomik ve sosyal sorunlara bağlı bir problem olarak görmeye götümle gülerim. insan pazarlarının, okuldan dönünce su ve mendil satan çocukların olduğu, yani; hayatı idame ettirme adına çalışma zorunluluğu bilincinin farkında olan insanları görmezden gelmek olmaz. etkenler elbet var ama bunu sadece bu sebeplere dayanarak açıklamak, 'sen bu suçu x sebeplerden ötürü işledin' mesajı vermektir. adam, 'açım ve işim yok' der, milletin emeğine göz diker ve hatta canına kasteder. ha o zaman ne olur? kapkaç, bireysellikten çıkar ve organize çete çalışmasına ve bir meslek sektörüne dönüşür, dönüştü bile.

    peki bu suçun sonlanması ya da en aza indirilmesine yönelik çalışmalar neler? diye sorduğumuzda yanıt alabileceğimiz bir kaynak, haber var mı? yoksa bu suç, sadece işlendiği zaman medyada yer bulan ve 'çantanıza sarılın, sprey taşıyın, kung fu öğrenin' gibi önerilerle mi yer bulan, sıradanlaşmaya başlamış bir hırsızlık mı?

    her an tedirgin ve üzerine korku salınmış halk burada. ya peki diğerleri nerede? bilgi nerede? ilgi nerede? yok gibi. ha ama varsa eğer, halk neden 'haberdar' edilme hakkından mahrum kalır? neyse yahu, seray sever'in sesi meselesine dönelim biz. zaten aklımı başımdan kapan ve kaçan mühim bir meseledir.
  • jöleli diken diken saçlı,siyah puma e$orfman üstlü,dü$ük belli pantolon ve duruma göre nike ya da puma ayakkabılı esmer gençlerin yaptığı,kapma ve kaçma eylemlerini temel alan bir tür hırsızlık.
  • hayatmda kendimi bu kadar aciz hissettiğim başka bir anım yoktu. ne yapacağmı bilemedim. telefonum gitti dostlar. 2500 lira uçtu gitti. akşamı karakolda geçirdim, sonuç beklemiyorum bile.

    ne kolay, aldı gitti.
hesabın var mı? giriş yap