• - (iç ses) şurdan gireyim. belki geri dönebilirim. hadi be ters yönmüş. inşallah karşıdan kimse gelmez. hah işte geliyor valla. kesin kavga çıkacak. o ne yahu? geri geri gidiyor lan adam. yol da verdi. allah allah. penceresini açıyor. işte şimdi başlayacak bağırmaya. dur bakalım. başa gelen çekilir.
    *fııısıısssısıısısısı(camın açılma efekti)

    + beyfendi yanlış yerden girmişsiniz. yabancısınız ve kayboldunuz galiba. nereye gitmek istiyorsunuz? yardımcı olayım.

    - (iç ses) hassiktir! nasıl yani?
    (dış ses) eeeeeeee... şey evet. bostanlı iskelesine gitmeye çalışıyorum.

    + tamam. şurdan sağa dönün, ikinci sağdan döndünüz mü tam karşınıza çıkacak. iyi günler diliyorum. izmir'e hoşgeldiniz. tadını çıkarın.

    - (iç ses) kesin abi, kesin uzaylı bu.
    (dış ses) teşekkür ederim. çok sağolun. size de iyi günler.

    işte böyle insanlar yaşıyor orada.
  • izmir'i beğenmeyenlerin nefret etmesi gereken ilçe.
    izmir'in türkiye içindeki konumu nasılsa, karşıyakanın izmirdeki konumuda öyledir.
    varın siz düşünün.
  • dün akşam ulan dedim gideyim sahildeki potalara biraz şut atayım kendi kendime, havalar şu ara hala soğuk ama ısınacak artık maçlara başlarız yavaş yavaş, madara olmayalım millete ısınalım biraz zaten paslandık ne zamandır iş güç derken. tam da fenerbahçe - galatasaray derbisi * vardı o saatlerde, yolda yürürken görüyorum sağda solda televizyonlarda maç var. zaten televizyonlarda gazetelerde günlerdir tek konu bu, ekşi sözlükte 2 binden fazla entry girilmiş maç hakkında. derken vardım potalara. bir baktım millet gruplar halinde sıra bekliyor kenarda, potalar boşalsın da onlar girsin sahaya diye. kaç tane saha var kaç tane pota var bir de. vay arkadaş dedim. işte basketbolda özellikle altyapılarda türkiye'nin bir numarası olmasının sebebi budur karşıyaka'nın.
  • yaklaşık 5% i açılmış olan sandıklardan çıkan, chp adayı cevat durak'ın 70%'e varan oy oranıyla kimseyi şaşırtmamıştır ve şaşırtacağa benzemiyordur, iyi etmiştir. seçimden bağımsız olarak türkiye'nin bana göre en güzel insanlarını barındıran en yaşanılası birkaç semtinden biridir.
  • espn spikerinin finlandiya maçında türk taraftarlara ithafen yaptığı yorum ile yarmıştır.

    türkler ayakta!! ayrıca bu maçı istanbul'da, ankara'da, izmir'de ve karşıyaka'da izliyorlar"

    https://www.facebook.com/…7445750937&type=2&theater
  • tren istasyonundaki kahveleriyle, orada gun boyu oturup geleni geceni izleyen 80 yasina merdiven dayamis dedeleriyle, nineleriyle, her tren gecisinde elindeki dudugu delicesine calan demiryolu gorevlisiyle, tren carpmasin diye cipitink cipitink diye ses cikararak indirilen demirlerin* altindan son anda gecmeye calisan insanlariyla, yuruyenlerin arasindan bisikletleriyle ruzgar gibi gecip, arka arkaya zillerini calan cocuklariyla, kucukken biraz daha fazla zaman gecirdigim, buyudukce * bin bir nedenden oturu daha az gittigim, numaralanmis ve her daim denizlere cikan sokaklariyla cocuklugumun en guzel ve en ozel cografyasi, aslinda hep ozledigim...
  • özlemdir zoraki istanbul'da yaşayanlar için.
  • izmirin özellikle denize 300-500 metre mesafesi medenidir cidden. arkalara geçtikçe göçle sonradan gelen kesim başlar.

    izmirin eskileri güzel insanlardır. sonradan gelenler ile bu yapı bozulmakta. izmirli olmayan pek bilmez hatta izmirlinin sahil şeridi de pek algılamıyor bunu ama izmir pkk yapılanmasının türkiyede en yüksek olduğu yerlerden biridir.

    buna dışında doğudan da çok çok fazla göç almıştır. mesela ankarada inşaat sektöründe doğu kökenli az bulursun ama izmirde inşaat sektörü tamamen doğu kökenli ustalarla yürütülür.

    karşıykaya gelirsek. bostanlı ve kıyı kesimi iyidir ancak sahilden uzaklaşıp içeriye girdikçe göçle gelen ekonomik düzeyi düşük kesime gelirsiniz. karşıyakayaya seyirtepeden çıkıp bakarsanız aslında ne kadar korkunç çarpık yapılaşma ve göç alındığı anlaşılabilir.

    bu yüzden kıyas yaparken her şeyi göze alın. karşıyaka izmirin en güzel ilçesi kesinlikle. hayat standartlarının en yüksek olduğu ilçedir tüm kriterler gözöüne alındığında.

    ama arka kesiminde yoğun bir göç nüfusu olduğu için tabiki "suç" da var.
  • burkal efe sakızlıoğlu isimli karşıyaka taraftarının bir anı yazısı:

    (bkz: kır artık şu kilidi çilingirin biz olalım)

    --- spoiler ---

    yaşanmıştır... hikaye değil hayatın ta kendisidir.

    --- spoiler ---

    -maçtan 2 gün önce-
    atatürk stadı’nda bursa ile oynayacağımız kupa maçından iki gün önceydi. ben de her karşıyakali gibi, tribünde takımımın destekçisi olmanın, arkadaşlarımla, kardeşlerimle, dostlarımla omuz omuza olmanın, sonuç ne olursa olsun karşıyaka tarihine şahit olmanın hayallerini kuruyordum. sabahın beşinde telefonum çaldı.. arayan annemdi. telefonu eşim nazan sakizlioğlu açtı – bilenler bilir sabaha karşı saat 5’ te telefonunuz ya da kapınız çalıyorsa hayırlı bir haber gelmez.. eşimin yüzü telefonla konuşurken buz kesmişti. . annem babamın kalp krizi geçirdiğini ve karşıyaka devlet hastanesi’ne doğru ambulansla yola çıktıklarını söylüyordu. işim nedeniyle kutsal topraklar’ ın dışında çalıştığım için (turgutlu) haberi alır almaz hemen yola çıktık. yolda babama ilk müdahalenin yapıldığını ve operasyon için başka bir hastaneye sevk edildiğini öğrendik.. hastaneye vardığımız anda babam tıkanmış olan kalp damarlarına stent takılmak üzere ameliyathaneye taşınıyordu. zor zamanlardı. tüm aile biraz sonra operasyon geçirecek babam için gözlerinde yaş, yüreğinde umut ve dilinde dualarla beklemeye başlamıştı. bu durum karşıyakalı olmanın şiarındandı sanırım. yani gözlerde yaş, yüreğinde umut , dilinde dualar ve beklemek, bitmek tükenmek bilmeyen bir sabırla beklemek…
    babamın, yaklaşık iki saat süren bir bekleyişin sonunda, damarlarına takılan iki stentle hayata tekrar tutunduğunu doktorlar bize müjdelediğinde tüm aile derin bir nefes aldık. aldığınız her nefesin değerini bilin dostlar, hakkını verin.
    -maçtan önceki gece yarısı-
    ve sonrasında babamın yoğun bakım anları başladı…aradan geçen uzunca bir zamandan sonra doktorlar babamın durumunun iyi olduğunu ve kısa da olsa görüşebilme şansımızın olduğunu söylediler. babamın yanına annemle beraber girdik, babam yeniden doğmuş gibiydi ‘oğlum nabzımın sıfıra yaklaştığı anları bile bilinçli olarak hissettim şimdi iyiyim, her şey yolunda beni merak etmeyin’ deyince biraz olsun rahatladık.
    -maç sabahı-
    hastane koridorlarında geçen uzun bir geceden sonra nihayet sabah olmuştu. hastane doktorları gelmiş ve bir gün önce ameliyat olan hastaların rutin kontrolleri yapılmaya başlanmıştı. babamın ameliyatını yapan doktora durumunu sorduğumuzda, durumu çok iyi, ancak hastaneden hemen çıkma arzusunda normal şartlarda 2 gün daha kalması lazım ama özel yoğun bakım ünitesinde durumunu değerlendireceğiz cevabını aldık. bir süre sonra babamı özel yoğun bakım ünitesine aldılar.. şöyle tasvir edebilirim: 5 hastanın yataklarında yattığı, duvarlarında 3 tane televizyon olan ince ve uzun bir oda… babam gayet iyi görünüyordu. biraz sohbet ettikten sonra gözüm televizyonlara takılınca babam maçı yayınlanacağı trt-anadolu kanalını çekiyor merak etme dedi, sanki aklımdan geçeni okuyormuşcasına.. bir hayat karşısında bir futbol maçının tabi ki önemi yoktur; ama hayatta iseniz futbol fena halde hayata benzer ve çok önemlidir. daha ölmedik oğlum diye de ekledi, kaçar mı bu maç.. sen yokken ben hemşirelere sordum çektiğini söylediler; yalnız, burada yatan diğer arkadaşlarla biraz sohbet ettim, biri fenerli, biri galatasaraylı biri de trabzonlu bu kendini bilmez izmir’lilerin dedi.. 3 tane tv var ama onlarla televizyon kavgası etmeye değmez, doktorlarla konuş ben çok iyiyim stada gidemem ama maçı evde izlemek istiyorum dedi. doktorlar önce itiraz etseler de babamın ısrarları sonucu daha fazla dayanamadılar.. maça 2 saat kala babamı hastaneden taburcu ettiler. bornova’ dan karşıyaka’ ya doğru yola çıktık hemen ve maça bir buçuk saat kala eve vardık. evin kapısına geldiğimizde annem evin kapısında evin anahtarlarını aramaya başladı. 5 dakikalık bir arayışın sonucunda anahtarların çantasında olmadığını anladık. annem olayın şokuyla evin anahtarlarını almayı unutmuştu. hiç önemli değildi hemen yeğenim kadri tümer ile eve en yakın çilingir olan mister dakik’ e doğru yola çıktık. sokaklar bomboştu.. dükkana geldiğimizde ise dükkanda kimsecikler yoktu. dükkan sahibinin eşi yan dükkandan çıktı ve üzgünüm size yardımcı olamayacağım çünkü eşim maça gitti, dedi. isterseniz karşıyaka sınırları içindeki tüm çilingirlerin telefonları var, size o şekilde yardımcı olabilirim diye de ekledi. abartmıyorum sayısını hatırlayamadığım kadar çilingiri aramamıza rağmen hiçbiri cevap vermiyordu. babam evin kapısında bekliyordu, ksk – bursa maçını izleyebilmek için yoğun bakımdan deyim yerindeyse kaçmıştı ve biz karşıyaka sınırları içinde maça gitmeyen bir çilingir bulamıyorduk. son bir şansımız daha var dedi bayan, bu da olmazsa kapıyı kırarsınız artık napalım diye de ekledi gülerek.. bir telefon görüşmesi daha yaptı ve 5 dakika sonra ksk bereli, formalı, kaşkollu her şeyiyle fanatik motorlu bir arkadaş dükkanın önünde belirdi. abi maça 15 dakika var acele edelim, yengenin hatrı olmasa hayatta gelmezdim dedi. (sonra öğrendik ki gelen arkadaş polis teşkilatında gizli görevle çalışan, açamayacağı kapı olmayan karşıyakali bir kardeşimizmiş) neyse baya uzattım, kapılar açıldı, babam kalbinde yeni stentleriyle, vücudunda bandajlarla ksk – bursa maçını evinde televizyondan izliyordu işte.. bu kadar uğraşacağınızı bilsem stada giderdik diye de ekledi bıyık altından gülerek…
    ne diyelim; ömürler geçiyor asırlık umutlar ve acılarla… ömürler geçiyor ne diyelim.. sen şampiyon olmasan da terk etmiyor bizi sevdan karşıyaka.

    http://www.kskcarsi.org/…irin-biz-olalim-karsiyaka/
  • yaz akşamları sahile çıkıp tersaneye doğru yürüyüş yapmak, deniz kenarına oturup alsancak tarafını dalga sesleriyle birlikte izleyip seyre dalmak....

    hiç birşeye değişmeyeceğim tek şey
hesabın var mı? giriş yap