kayıp şehir

• fakir edebiyatının modasının geçmeyeceğinin kanıtı gibi. hep üzüldük hep ağladık.
  
  --- spoiler ---
  
  kadın bir meyhanede günlük iş bulur, çıkarken dolaptan et çalar, ama sonunda bunu kendine yediremez ve köpeklere verir eti ve köşebaşında ağlar.
  
  --- spoiler ---
  
  dur dur daha bitmedi
  
  --- spoiler ---
  çocuk futboldan parayı vurur, şenlikler mutluluklar, gider tekele, "en süperinden bir viski" ister, "kutlama yaptığımız belli olsun" der. 90 lira öder, sonra marketten çıkar çıkmaz telefon çalar, kontrat işi yatar. çocuk şişeyi yere atar kırar
  
  --- spoiler ---
  
  farkettim ki, fakirler ve müsrifler. eti köpeğe ver, viskiyi kır. oohhh ne ala.
• seks işçisi bir travesti yaralı bir şekilde yola bırakıldığı sahne ve sonrası hastane geçilen olaylar cidden etkileyiciydi. hele yaprak dökümündeki kız(adı neyse) hastanede yaralı travestiye gülen 2 homofobiğe "ne gülüyonuz be, sikmeye gelse sıraya girersiniz" ayarı da gayet cesurdu.
• bu günkü bölümüyle tek rakibi thy olan dizi. bitecek diye hızlandırmayı anlarım da 1,5 saat içerisinde kadir ile zehra birbirlerinin oldular, sabah kadir evlilik günlerini öne almayı teklif etti, öğlen işe gittiler, akşam iş çıkışı zehra tüm mahalleye yaydı birbirlerinin olmalarını, ayselin başı döndü duygu tuttu, duygu şaraba para verdi aysel sarhoş oldu, ethem'i çağırdı, kepenklere yazılar yazdı, ağladı, zırladı, sabah oldu ethem'i yolladı, irfanla 3-5 kere karşılaştı, irfan sarışın kızı taksiyle yolladı, bu arada evliliğin öne alınması tüm apartmana yansıdı, aileler konuştu ve karara vardı, aysel kadir'i düşünmeyi bırakmaya başladı, şehnaz geldi, şehnaz konuştu, şehnaz gezdi, bu arada seher'in kaldığı yeri sarhoş bi adam bastı, ertesi gün şehnaz ile meryem varken tekrar bastı aynı adam, annesinin elini tuttu, kadirle konuşmaya gitti, ismail dede hala yunanistan hayallerinde, ismail ise karısının tırnağı olamayacak karı için antalyaya gitti, aysel'e düğün davetiyesi geldi, morali bozuldu, düğün günü oldu, merdivenden indiler, arabaya bindiler, kadir mutsuz, zehra mutlu, aysel mutsuz, diğerleri bir mutlu bir mutsuz.
  benim için ikinci aşk-ı memnu olan diziyi anca bu kadar b*ka çevirebilirdiniz. tebrik ediyorum. neye uğradığımızı şaşırdık afedersin.
• irfan'ın aysel'e yazdığı nottaki bitişik yazılmış de bağlacı ve irfan'dan beklenildiği gibi çirkin ve kişiliksiz el yazısı gibi ayrıntılar için sevdiğim dizi.
• --- spoiler ---
  
  sen kendini aynada gördüğün kadar değilsin ki. yan bakışın var. saçları savura savura yürüyüşün var. dünyaya had bildirişin var. işte onların bi anını kaçırıcam diye aklım çıkıyor.
  
  --- spoiler ---
• reytingleri iyi olmasına rağmen açık bir biçimde siyasi iradenin müdahalesiyle bittiği söylenen dizi.
  
  kimsenin hayat tarzına müdahale etmeyeceğini söyleyen iki yüzlü, riyakar badem bıyıklı siyasetçilerin bilmesi gereken birşey var; ekranlarda görmeye tahammül edemedikleri bu dizinin karakterlerinden aysel kendilerinden çok daha mert ve namusluydu.
  
  (bkz: ileri demokrasi)
• trabzon'dan gelen ailenin zencilerden korkması saçmalıktan öte biraz seyirciyi salak yerine koymaktır. yattara diyorum, zokora diyorum başka da bir şey demiyorum.
• bienvenu'nun parfum tezgahiyla boy gosterdigi dizi. gerci tezgahida kaptirdi.
• daha yeni seyretmeye başladığım diziydi, açığı kapatmak için, taa en baştan başlamıştım ve dün akşam final bölümü olduğunu gördüm. seyretmedim finali, dedim ya baştan başlamıştım. ve dizide hala unutamadığım yedi tepe istanbultadı yakalamıştım. sahiciydi herkes, kimse abartılı oynamıyordu. sanki oralara gitsek köşe başından aysel çıkıverecekti karşımıza. hayatın içinden, samimi bir diziyi daha harcamışlar ne yazık.
  ben şanslıyım seyredecek bir dolu bölüm var önümde, ama belki de şanssızım çünkü iyice kalbime alacağım onları ve ayrılmak çok daha zor olacak.
  diziye yüreğini, emeğini koyan her bir kardeşime teşekkür ediyorum. tekrar görüşene dek sağlıcakla kalsınlar...
• bitmeden önce yakalayıp içine atlamak istediğim dizi.
  ah irfan ah.. sen gerçek olaydın ya.
  aysel'in bir repliği ise hep aklımda. seher'e ruj sürerken söylemişti: "azıcık renk dünyayı yerinden oynatır"