• tek ihtimal var tayyip ve sinan çekilirse olur diyeceğim ama tek aday girse %50.01 yine zor dedeniz ile.
  • kemal kılıçdaroğlu, 6'lı masanın diğer liderleri ve yardımcılarının seçimleri kazanmak gibi bir derdi olmadığını sonuçları değerlendirmedeki tavır ve davranışlarından açıkça görüyoruz. bu görüşü, hükümet ile danışıklı dövüşe girildiği buna biaen erdoğan'ın kazanması için baştan beri el birliği ile destek gösterdiklerini cumhurbaşkanı adaylığı için ekrem imamoğlu veya mansur yavaş'ın aday gösterilmemesi ile anlıyoruz. olan; bir şeylerin değişeceğine olan umutlar besleyen masum halka ve millete oldu. gelecekte iyi hatırlanmayacak bir leke olarak türk siyasi hayatı kayıtlarına geçecektir.
  • sizlere deprem bölgesi malatya'dan yazıyorum
    aşağıda bahsedeceğim minik ama etkili tavsiyeler, şehrimi ve bu şehir nezdinde tüm deprem illerini kapsayan genel inanış ve onun sonucu %65-75 rte oyu çıkaran illeri kapsamaktadır.

    görüş : "eğer seçimi kk kazanırsa sizlere evinizi veremez, yapamaz dışarda kalırsınız" algısı tüm malatya'da kulaktan kulağa, molozdan çadıra, iş yapamayan esnaftan, dükkanını açamayan esnafa kadar her yerde yaygın inanış.
    öneri: ultra muhalif biri olarak kk'nin depremzedelere ücretsiz ev vereceği söylemini twitterda bir iki defa gördüm. ve bu vaatleri muhalif twitter kullanıcıları paylaşımı aracılığıyla gördüm yani bir rte seçmeninin bunu görmesi mümkün değildir. evet bu aşamada ne yapabiliriz, öncelikle depremzedelere kesinlikle ev verilecek ve bu evler karşılıksız ücretsiz bedava diye bağıra cagira gerekirse anıra anıra söylemeliyiz. kimsenin kalbini kirmayalim karşılıksız diyelim onlar anlar diye düşünmeyin, anlamaz benim memleketim yemin ederim anlamaz.
    acil bir şekilde deprem illerine miting, ziyaret, etkinlik adına ne derseniz diyin ondan yapılmalı ve burda 5 güçlü ana karakter seçilmeli katılım yüksek olmalı. ayrıca chp il yönetiminin sizi gezdirecegi sokaklara gitmeyin onlara zaten gidiliyor belki alınan oy zaten onlardan alınıyor. ben size malatya nezdinde kürtlerin yoğun yaşadığı arka sokaklardan bahsedeceğim adres göstereceğim rica ediyorum her il yönetiminden buna benzer araştırma yapılmasını talep edin. neden il yönetiminin her sene gittiği semtlere gidin demiyorum çünkü bahsedeceğim arka sokaklara parti gitmiyor/halk öcü olarak biliyor partiyi.
    malatya nezdinde bahsedeceğim bu semtlere mutlaka ziyaret düzenlenmeli: yeşiltepe, taştepe, kiltepe, melekbaba,tektut. kürt halkı buralarda biraz daha fazla. yanımızda kürtce bilen güçlü biri de mutlaka olmalı. ama dediğim gibi çok çalışırsak kazanırız. diğer illerde de sadece kürt halkının yoğun yaşadığı semtlere değil diğer semtlere de odaklanın. buna benzer ince, spesifik nokta atış çalışmalara ihtiyaç var. ek olarak bu bahsettiğim semtlere gidince halkın çamur içinde çadırda yaşadığını göreceksiniz ve buna rağmen nasıl rte yüzde 70 oy alır diyeceksiniz ki benimde kafayı yeme sebebim budur ama işte malesef böyle işte buralarda çalışılmalı....

    benim önerim, ekrem imamoğlu, mansur yavaş, ve kesinlikle bir kürt aday bu da sezgin tanrıkulu olabilir. unutulmasın malatya kürtlerin yoğun yaşadığı bir ildir. her ne kadar dışarıdan bakıldığında hdp/ysp mv adayı yoksa kürt olarak görülmese de malatya, adıyaman, elazığ buralar kürtlerin yoğun olduğu şehirdir.
    öneri 2: malatya maraş adiyaman vb illerde istanbul ve ankara halkı ekrem ve mansur başkanı seçtiği için pişman, su yok elektrik yok, ulaşım yok falan filan zannediyorlar.
    kesinlikle ve kesinlikle bu başkanlar o algıyı yıkmali ama dediğim gibi bağıra çağıra tekrara düşe düşe söylemeli.

    çok çalışılmalı, son olarak bu bölgede bedava, ücretsiz, karşılıksız, ev vurgusunu yapın.
    ve şunu da belirtmek istiyorum bölge de şu kavramda çok çelişkili, örneğin aynı kişinin farklı semtlerde 2 veya daha fazla evi varsa sadece bir eve yardım edileceği konuşuluyor ve halkın kafası karışık. her bireyin üzerine kayıtlı kaç evi varsa ona göre de yardımlarin geçerli olduğu vurgulanırsa faydalı olabilir.

    edit: (bkz: veli ağbaba) bölgede sevilen bir mv neredeyse herkes sever ama chp'li diye oy vermez. mutlaka ana karakterlerden biri veli ağbaba olsun ve dediğim gibi her zaman gidilen semtler değil farklı semtleri de inceleyin , gezin.

    önemli edit: hangi sandıkta kime kaç oy verildiğini görebildiğimiz site aracılığıyla deprem bölgesindeki illerden mahalle mahalle analiz edilip o mahallelere yüklenmek gerekirsandıklar için bu siteye bakabilirsiniz

    örneğin benim oy kullandığım sandik yeşiltepe mahallesi'nde burda neredeyse yarı yarıya kk ve rte oy almış.

    fakat aşağıda abimin oy kullandığı orduzu mahallesi'ndeki sandıkta rte çok yüksek seviyede oy almış.
    bu kıyaslama doğru olmamakla beraber eklemek isterim yeşiltepe mahallesi yoksul insanlarin çoğunluğunda bir mahalleyken orduzu mahallesi lüks semtler arasındadır.
    görsel1 benim sandık yeşiltepe mah

    görsel2 abimin sandık orduzu mah
  • azılı bir chp'li (hatta ulusalcı) , zibilyon göbek istanbullu, sosyo kültürel ve ekonomik olarak ülke ortalamasının üstünde 46 yaşında bir kadın olarak "hiçbir şekilde" dir.

    arkadaşlar bence arkamıza yaslanıp kabul etme zamanımız geldi. bu ülke sağ ve muhafazakar görüşlü. eğitim seviyesi mi dersiniz, şartlanma mı dersiniz ne derseniz diyin; siz eğer kemik(!) %25 oyunuzu bile mv seçiminde koruyamamış iseniz, ülke tarihinin en büyük ekonomik krizinde bile insanları ikna edememişseniz, deprem bölgelerinde ve bence en önemlisi hatay'da bile rakibinizin gerisinde kaldıysanız, 21 senedir tbmm'de olmayan yrp bile sizin ittifak adı altında yanınıza aldığınız 3 akp artığı liderin (ki bunların biri eski ekonomi bakanı biri ise hem eski genel başkan hem başbakan)oyunun bilmem kaç katını aldı ise, yoktur böyle bir ihtimal.

    her ne olursa olsun, seçim ikinci tura en kötü ihtimalle %49 kk, %45 rte olarak kalmalı idi mormal şartlar altında. mv çoğunluğunu muhalefet almalı idi. bunların hiçbiri olmadı, olamadı.

    demek ki kabul edelim. bizim olurumuz, ederimiz bu.

    13 gün sonra son kez oy vereceğim. bundan sonra da sadece yerel seçimler için oy kullanacağım.

    benden bu kadar. kalın sağlıcakla.
  • çok üzülerek basit matematiksel hesap ile durumu mantık çerçevesi içinde açıklayacağım.

    sinan oğan toplam oyu = 2.824.118
    muharrem ince toplam oyu = 235.618
    bu ikisinin toplamı = 3.059.736 bu sayı bir kenarda dursun.

    şimdi kemal kılıçtaroğlu ve recep tayyip erdoğan oylarına bakalım.

    kemal kılıçtaroğlu toplam oyu = 24.430.618

    recep tayyip erdoğan toplam oyu = 26.859.313

    şimdi ince ve oğan toplam oyunun %70'inin kılıçtaroğluna %30'unun ise rte gideceğini varsayalım.
    3.059.736x0.7 = 2.141.815 kişi kılıçtaroğluna yöneldiği takdirde kılıçtaroğlunun toplam oy sayısı = 26.572.433 kişi oluyor ve bu sayı yine seçimi kazanmak için yetersiz kalıyor.

    2. turda kemal kılıçtaroğlu sinan oğanın oylarının %95'ini alacak ki anca seçimi kıl payı fark ile kazansın. bu durum bana göre çok zor. 2. turda seçimi kazanması için oğanın olarından çok rtedan %2 kadar oy alabilmesi lazım.

    çok üzgünüm ama malesef durum bu.

    edit: özür dileyerek dikkate almadığım bir durum daha var. sayılmayan oylar + seçime katılmayan seçmenler+ ince ve oğanın toplam oyu yaklaşık 12.5 milyon ediyor. tabi seçime katılmayan yaklaşık 8.5 milyon seçmenin seçime katılması ve geçersiz sayılan 1 milyon oyun düzgün kullanılması lazım. bu durumda umudumuz hala olabilir. en azından hala cumhurbaşkanı kemal dedem olabilir.
  • iktidar hiçbir şey yapmadı. yalanla ve iftirayla seçmeninin milliyetçilik damarını okşadı ve %49 aldı. muhalefetin ne yapması gerektiği gayet açık. oy koparır koparamaz orasını bilemem ama açık. bu %49luk kesim, kılıçdaroğlu'nun apoyu serbest bırakacağına ve güneydoğu'ya özerklik vereceğine inanıyor. insanları bu fikirden nasıl kurtarır muhalefet onu da kendisi düşünecek.

    edit: şunu da eklemek isterim. dün, hiçbir şey değişmedi diye bir şey yok. memleketin %65i akp'yi, ve yarısından fazlası erdoğan'ı istemiyor. bu çok açık. tek sorun muhalefetin üzerindeki "terörü destekliyor" algısı. bu algı kırıldığı takdirde erdoğan'ın oyu maksimum %30. ama bu algı kırılır mı, işte onu bilmiyorum.
  • muhalif seçmenin insanlara “bokunuzda boğulun, su veren itfaiyenin hortumunu sikeyim” demeyi bırakmasıyla. deprem bölgesindeki insanlara “size yardımlarım haram zıkkım olsun” demekten vazgeçmesiyle. 2. turda da aynı katılım oranıyla sandıklarda olunmasıyla. önümüzdeki iki haftayı ders çıkararak ve hızlı bir şekilde aksiyon alınmasıyla geçirerek, kendi adayımızın arkasında durarak kazanabilir. yılgınlık, öfke, umutsuzluk bunlar anlaşılamayacak şeyler değil fakat duygusal tutumlar hepsi. önümüzde hala bir seçim var, hala bu ülkede yaşıyoruz. elinizden geleni yapmak kimseye değilse bile sizin gibi karamsarlığa düşmüş muhalif seçmene olan borcunuz. birbirimize karşı sorumluyuz hala. ben derimi her türlü negatifliğe karşı kalın tutup 2. turda da oyumu verecek bugün olduğu gibi sabaha kadar sandıkların başında olacağım. hiçkimseye değilse bile okuluma karşı, 859 gündür direnen hocalarıma karşı, yoluna taş konan okulum öğrencisine karşı, haklarını durmaksızın savunacağım öldürülen zulme uğrayan doktorlara karşı, hataya karşı, tarikat yurdunda intihara zorlanan enese karşı hala sorumluluk duyuyorum. çaresizlik ağrılarınızı dindirin. hiç değilse 2 hafta daha.

    (bkz: #152392321) lütfen okuyalım

    (bkz: #152413345)
  • türk milliyetçiliğinin yükseldiği bir dönemde terörle arasına net bir mesafe koyamadığı için, değil kazanmak fark bile yer. halk güneydoğu oylarının chp'ye neden döndüğünü ne karşılığında döndüğünü farketmedi mi sanıyorsunuz. masal anlatmasınlar. açık açık kandil'in kucağına oturdular. selo chp kazansın diye olduğu yerden yırtındı.o kadar kudurdular ki bu ülke vatandaşı olmalarına rağmen afrin'i geri alacağız gibi bir ifade kullandı hdp. kimden cesaret aldılar? kimle bakanlık pazarlığı yaptılar.
    kendinizi de başkasını da kandırmaya çalışmayın. bu ülkede arkasında kim olursa olsun kandil'in kucağına oturanların da seçim kazanamayacağını unutmayın
    tanım: yenilmeye doymayanları yeni kandırmacası.
  • birinci turda bitirememek sadece kemal kılıçdaroğlu ve cumhurbaşkanı yardımcılarının eksiklerinden dolayı mı?
    dünyanın en büyük felaketlerinden birini yaşayan memleketimizde özellikle de ailesinden, tanıdıklarından birini kaybeden deprem bölgesi bu işin sorumluluğunu taşıyan hükümete güvenoyu verdi.
    ben mesela defalarca alt komışumu ikna etmeye çalıştım. ama başaramadım.
    her şeyin farkında olduğunu düşünen, gören 20 küsür yıldan fazladır bu kötülüğe tanıklık eden ben ikna edemedim. çünkü inandıklarının içerisinde benim farkındalık yaratmak istediğim hadiseler o kadar lüzumsuz ve anlatılacak kadar değersizdi ki; o an çaresizliğimi hissettim.
    ben mesela başarısızım diyorum (ve eminim bu iki hafta içerisinde de ikna edemeyeceğim muhtemelen).
    ama durumun ağırlığını kemal kılıçdaroğlu'na, ekrem imamoğlu'na, mansur yavaş'a yükleyemiyorum. onların hatalarının çokluğu en fazla benimki kadardır.
    çok lümpen ve vahşi bir kitle var. bina etmenin sadece beton yapılardan ibaret olduğunu düşünen kötü niyetli bir kitle... bunlar ne çağdaşlığa ne de güzel olanın gelişmesine müsade etmeyen, buna karşı eylem ve söylem geliştiren bir kitle var. gerçek olan iyi ve kötü arasında kötüde ısrarın sebebi bu vahşilik var. bu saf anadolu irfanı değil saf mayası bozuk kötülük!

    seçim öncesi yakın çevreme 'olur da seçim kaybedlirse millet ittifakı kötü bir kampanya ve seçim süreci geçirdi; vaadler, strateji yanlıştı der misiniz?' diye sordum. kimse evet demedi, herkes iyi çalışıldı dedi.
    peki neden ilk turda bitiremedik?
    çünkü kendi kalabalığımızı fazlalık, hiç içinde bulunmadığımız yerleri azınlık görüyoruz.
    insan etrafındaki beş kişinin ortalamasıymış derler; belli ki kendi sosyal çevremiz bizi kalabalık olduğumuza ikna ediyor.
    sosyal medya mecralarının dinamikliği bizi böyle düşünmeye sevk ediyor. tip'in bir sanı içerisinde kendine baraj oluşturduğu yer de tam burası!

    nasıl kazanılır?
    tüm bunlarla birlikte herkesin bir nedeni, öyküsü vardır. doğrudur da. demek ki herkes farkında eksikliklerin,
    herkes farkında kötülüğün baskınlığının,
    herkes farkında onlara karşı onlar kadar olduğumuzun,
    herkes farkında çok bağırdıkları için çok gözüktüklerinin,
    ön önemlisi biz haklıyız, biz iyiliğin ve insanca yaşamın filizlendiği bir baharı istiyoruz.
    bu güzelliğe katılmamış ama içinde olacak ve bizimle güneşin sofrasında oturacak küçük bir azınlık ve o küçük azınlığın getireceği koca bir bahar var.

    stefan zweig şöyle der: korku cezadan çok daha fazla ürkütücüdür,çünkü ceza kestirilebilir bir şeydir,ancak korku belirsizdir ve o gerginlik sonsuz bir dehşet duygusu yaratır. korkudan güçlü olan tek duygu umuttur. umut korkuyu yener!
  • hdp oylarının tamamen kılıçdaroğlu'na gittiğini gören cumhur ittifakı seçmeni, bu en önemli argümanla beraber daha da kenetlenecektir. ayrıca kılıçdaroğlu seçmeni sandığa gitmeyecek bir kaç puan kendi seçmeniyle beraber aradaki fark daha da açılacaktır diye düşünüyorum.
hesabın var mı? giriş yap