• bu konuda yapılan değerlendirmelerin çoğu bende mide bulantısına yol açıyor.

    insanların sağlayabilmek için ömürlerini harcadıkları, insanca yaşayabildikleri, kendilerine, sevdiklerine vakit ayırabildikleri alandır aslında konfor alanı.
    ama bazıları tarafından sürekli sanki kötü birşeymiş gibi saldırı altındadır.
    bu kişiler devamlı insanları bu alandan çıkmaya zorlar, konfor alanını aşağılar.

    bazıları bunu bilinçli yapar (sermaye sahipleri, yöneticiler) çünkü bu şekilde çalışanlarını daha çok sömürürler. bazıları da sadece akılsızlıklarından yapar (kişisel gelişim konusuna meraklı bireyler), çünkü bir takım söylemleri çok da düşünmeden ezberleme ve tekrar etme size bazı avantajlar sağlar. akılsızlık diyorum çünkü bu kısa vadeli avantajlar, uzun vadeli zararlar pahasınadır.

    "konfor alanının dışına çıkmadan birşey olamazsın, kendini geliştiremezsin diye" bır bır insanların beyni yıkanır sürekli. eğer kişi kendi refahını, rahatlığını, kendine ayırdığı zamanı bırakır, o zamanı da şirketine harcarsa elbette bu şirketin işine gelir ama insanın en kısıtlı kaynağı, yani zamanı elinden gider. bunun karşılığında gösterilen havuçların hiçbiri o rahat geçen zaman kadar kıymetli değildir.

    ha eğer kişi kendisi macera meraklısı ise, kendisini zorlayıp, zamanını işine, şirketine vermek istiyorsa bu zaten onun konfor alanıdır. yani o kişi o şekilde mutlu olduğu için bunu yapıyorsa o da konfor alanının dışına çıkmıyor, sevdiği şekilde yaşıyor demektir zaten.
  • işinizde gayet balarılısınız, yöneticileriniz sizden memnun, astlarınız sizin yetkinliğinizi kabullenmiş yani her şey güllük gülistanlık. ama bir şeyler sizi rahatsız ediyor. kendinizi akvaryumda gibi hissediyorsunuz. belki de her şey bu kadar yolunda olmamalı, bu kadar kolay olmamalı. tebrikler konfor alanı kavramını keşfettiniz.

    şimdi bir karar vermelisiniz. risk alıp konfor alanı dışına mı çıkacaksınız, yoksa kendi çöplüğünüzde ötmeye devam mı edeceksiniz?

    zor bir mesele. hangisinin doğru olduğundan şahsen emin değilim. başarılı insanlara baktığımızda genelde çalışma ortamları konfor alanına dönmeye başladığı anda ayrıldıklarını görüyoruz. ama sorun da burada ya, hep başarılı insanlara bakıyoruz.

    peki ya kaybolanlar, yenilenler... onlar kimsenin ilgi alanına bile giremiyorlar.
  • arkadas cevresinde disina cikmak icin en cok cabalayan kisi olarak itiraf ediyorum ki cesitli amaclarla disina cikmak icin ugras vermenin ne kadar gerekli oldugu konusunda ciddi suphelere sahip oldugum alandir. yasam suresi ve sonunda gidecegimiz yer belli olduguna gore bu kadar kasmanin mantikli olmadigina dair ikna edilmeye hazirim.
  • şu kısa hikaye özetliyor aslında durumu. bir adam ormanda yürüyüş yaparken kaybolur ve akşam olmak üzeredir. hızla yürümeye devam eder, sonrasında küçük bir ev görür, kapıyı çalar ve su ister. kapının önünde kıpırdamadan duran ve durmadan uluyan bir köpek vardır. ev sahibiyle biraz sohbet ettikten sonra sorar: “niçin durmadan uluyor?” köpeğin sahibi de; “oturduğu yere çok alışkın ancak onu orada rahatsız eden bir çivi var” der. adam “öyleyse yerini değiştirsin, özgür ki” diye yanıt verir. köpeğin sahibiyse “şimdilik sadece canını biraz acıtıyor o da yerini değiştirmiyor ancak katlanılamaz duruma geldiğinde oradan kalkacak çünkü orası onun için şimdilik çok rahat” der.

    https://gaiadergi.com/…kir-konfor-alanini-isgal-et/
  • neredeyse tum ilerleme ve gelismeler konfor alaninin disinda gerceklesir.
    (bkz: comfort zone)
  • insanın kendini halihazırda aşina hissettiği bir ortamda, her şeyi kontrol edebildiği yanılgısına düştüğü ve kendini rahat hissettiği psikolojik evre.
  • konfor alanından çıkmayan insanlar; en iyi yaptığı işi sürekli yapmaya devam ederler, yeniliklere açık değildirler, risk almayı sevmezler.

    fakat iş dünyasında genel olarak sizden istenen konfor alanının sınırlarını zorlamanızdır.
  • kesinlikle çıkılması gereken, tehlikeli bir kısır döngü, katılıyorum. ancak dışına çıkmak için o alanın icindeyken elinizde olan imkanlara ihtiyaç duyacaksınız maalesef, bir kez çıktım geri soktu hayat beni yine o deliğe para bitince. çünkü her ideal düşündüğünüz gibi gerceklesemeyebiliyor, gerçekleşince büyük mutluluk, kesinlikle değer, ama ya gerçekleşmezse?

    çıkma cesareti biraz sülale rahatlığı gerektirir, kimse kusura bakmasın, böyle guzellemeler iyi hoş da, zor dönemimde kaç insana ağız eğip borç istediğimi, gurur kırıcı zorluklarla uğrasmak zorunda kaldığımı düşündükçe o nefret ettiğim konfor alanım bana şu anda çok iyi bile geliyor. ote yandan ferrarisini satan bilge parayı bankaya koyunca ömür boyu rahat yaşıyor yine merak etmeyin. o yüzden tavsiyem bunu düşünün, önemseyin, ama gaza gelerek değil, planlayarak yapın.
  • (bkz: #86109339)
  • sizi bu alanda rahatsız eden şeylerden kurtulmak için risk alıp bu alandan çıktığınızda farkli bir gezegene gelmiş yabanci biri gibi hissedersiniz.
    özellikle benim gibi eşyalarının yerini değiştirdikçe bile alışamayan bireysel için iş hayatında konfor alanından ayrılmak, sudan çıkmış balık gibi nefes alamamanıza yol açar. bu bir seçimdir; bir süre doğru mu yaptım yanlış mı diye sorgularsınız sanki çaresini bulacakmış gibi. sonrasında.. sonrasını ben de bilmiyorum henüz o kısmına gelemedim.
    bu alana yenilmeyen insan güçlüdür. adaptasyonu ne kadar hızlı ise o kadar gelişebilir.
    en azından benim inanmak istediğim bu.
hesabın var mı? giriş yap