• hayır bir şey değil, verilecek cevaplar bi seferde öğrenemilmiyor ki, gelişe gelişe, pekişe pekişe:

    acemilik dönemi:
    -cinsi nedir?
    -kangal.
    -kaç yaşında?
    -2.
    -o zaman bu kırma.
    -yok değil.
    -çok küçük bu.
    -işte hastalık geçirdi güdük kaldı...
    -hayır kırma.
    -ya valla değil bakın aldığımız ye--
    -kırma!
    -ama--
    -sus!
    -*kısık sesle* kırma diil ama olsaydı da severdik biz :(

    öğrenmeye başlarken:
    -cinsi nedir?
    -kangal.
    -kaç yaşında?
    -eee.. 6 aylık.
    -hmm kırma bu.
    -yoo değil niye?
    -bunların arka ayağında tırnağı olur fazla, o yok.
    -e aha var işte, bu ne?
    -y-yok daha büyük olması lazım!
    -iyi kırma o zaman.
    -oley :) kırmaymış

    bıkkınlık dönemi:
    -ne cins?
    -kangal.
    -kırma mı?
    -değil, küçükken hastalanmıştı, bi de döndüreyim şöyle bakın tırnak.
    -belli belli safkan bu, çok güzel.
    -aa oley sonunda!
    -bizim köyde var onlar at kadar. sizinkinin kafası küçük, kafası küçük kangallar oyuncu olur.
    -öfff...

    son durum:
    -ne cins?
    -golden retriever.
  • bu sabah daha uyanmadan kopekleri yuruyuse cikardim. ikisi de tasmali ve dibimde duruyorlar. bankamatige ugramam gerekiyordu. ugradik. 86 metre otede de bir kadin duruyor.

    kadin: sakin birakmayin onlari
    ben: birakiyor gibi mi gorunuyorum?
    k: hayir ben soyliym de
    b: siz de lutfen bize saldirmayin
    k: ben oyle bir sey yapmiyorum
    b: hayir ben soyliym de

    yani hicbir sey demese sakince duran kopegin bir anda saldirma ihtimalini dusunup yine laf soyleyen var arkadas.
  • gicik ihtiyar amca:cik cik cik cik (basini sallamaktadir)
    sappy:noldu amca?
    gicik ihtiyar amca:sen o kopegi getirip agacin dibine isetiyosun,havalar sicak..kopegin cisi sicak hava yuzunden buharlasip soludugumuz havaya karisiyo...senin yuzunden kopeginin cisini soluyoruz...ayip denen bisey var...
    sappy:......?!

    herif cis muhendisi cikti basimiza...
    (bkz: based on a true story)
  • kalabalık bir caddede köpeğini inatla tasmasız gezdiren salaklarla da yapılabilen diyaloglardır.

    - beyefendi tasmasını takın isterseniz, burası kalabalık, çoluk çocuk var.
    + sana ne, korkuyorsan uzak dur.
    - korktuğumdan değil, ama çok insan var, tatsızlık olabilir.
    + ne tatsızlığı olacak, uysaldır benim oğlum.
    - insanlar korkuyor beyefendi, çok kalabalık, bakın bizim de köpeğimiz var ama ne olacağı belli olmuyor bu kadar kalabalıkta. hem sokak köpekleri de var.
    + bir şey olmaaaaz, kimseyi ısırmaz benim oğlum.
    - peki.

    akabinde -nedense- çığlık atan kadınlar, çocuklarını çeken anneler, sonunda ise sokak köpekleriyle dalaşa giren "oğluna" hakim olamayan bir sahip.

    zöge: bilinçsizlik sözlüğe gelmiş, hanım koş!
    karıştıran güruh için, entrynin ana fikri: kalabalık yerlerde, köpeğinizi tasmasız gezdirmeyiniz. biz de köpeğimizi gezdirirken mümkün olduğu kadar özgür kalsın istiyoruz, ama diğer insanları korkutmak istemiyoruz. hayvana saygı, evet, ama insana da saygı lütfen.

    okuma sonrası çalışma: kalabalık içinde o "uysal" dediğiniz köpeğiniz hiç beklenmedik bir şekilde hareket etmeye, koşmaya, diğer köpek ve/veya insanlara doğru gitmeye başladığında, tasma olmadan ona ne kadar hakim olabileceğinizi düşünüyorsunuz? (15 dk.'lık düşünme egzersizi)
  • - : ay ne tatli kopek isirir mi?
    + : bilmem, bobi isirir misin len?
    x : mina bile korum
  • bunlar genelde önce anlatılanlar gibi korkan/nefret eden/işi gücü olmayan beyinsizlerin tacizlerine verilen cevaplardan oluşur.
    amma velakin ben bir diyaloga girdim ki, nitekim yöneltileni sessizlikle karşıladım, yani kendisi aslen monolog oldu:

    caddebostan'da arkadaşımı ziyarete gitmiştim. itim de yanımdaydı. oralarda yürüyoruz, sokak çocukları/sokakta çalışan çocuklar böyle arkamızdan yürüyorlar. bu caddebostan, bilmeyenler için söylüyorum istanbul'u, hep çok güzel dükkanlar, zengin insanlar olan bir yer. bu çocuklardan biri, "ben onu yanımda gezdirmeye utanırım," dedi benden yana ve beni derin düşüncelere sevk etti.

    benim köpeğimin cinsi, bildiğiniz karabaş kendisi. cinsi yok yani. sokak köpeği.

    bu nasıl bir kültürdür, nedir,nasıl bir kudrettir ki sokakta çalışan bir çocuğu rottweilersever marka bağımlısı yapar? bir sosyal analiz konusudur bu köpek monologu.
  • pug cinsi oglumuzu gezdirmekte olan annemle jenerasyonlarinin medar-i iftiharlarindan liseli birkac ergen genc kizimiz arasinda gecen diyalog;

    (agizda sakiz cak cak) kiz: ayyy köpege baaaak

    (sokakta yanindan gecen insanlarin iyi ya da kötü tepki vermesine alismis ve genclere her zaman hosgörüyle yaklasan anne gülümser.)

    kiz: aaa surati ekmek gibiii

    (birden siniri ziplayan anne) : senin de suratin bazlama gibiymis kizim..

    (kizlarin mavi ekran vermesi ve annemin azametle yürüyüp gitmesiyle perde kapanir.)

    edit:imla
  • parktaki yaslı teyzelerle girilmemesi geren diyalog.
    -yavrum ne yer bu?
    ben:haşlanmış tavuk veriyoruz.kuru maması var.arada tuyleri icin yumurta sarısı vs. vs. vs
    -peki tuvaleti?
    ben:teyzecigim sabah aksam dısarı cıkarıyorum.acil durumlar icin bahcede ozel kumu var.
    -tuyu de dokulur bunun ?
    ben:tarıyoruz dokulmemesi icin.ozel sampuanı var banyosunda kullanıyoruz.
    -evlen sen.
    ben:??????? nasıl yani.oeh?
    -bebek yap bebek! bu kadar ugrascaksın bari bir insan yetistir.emegine gunah.
    ben:homur..homur..homur..peki teyze. acil sifalar size
  • köpek serbest bırakılmıştır, gider bir adamın paçalarının etrafında dolaşmaya başlar. sahibi "gel buraya" diye bağırır, adam gelir.
  • chihuahua:
    - ay ne sevimliii!! kaç aylık??
    - 6 yaşında...
hesabın var mı? giriş yap