• agaclik mekan.. ormanin kucugu..
  • ankara'dan cok eskisehir'de sayilabilecek bir yerlesim yeri olan koru sitesi'nden bahsederken kullanilan kisaltma.. emekli olunca yasanicak ideal yer..
  • yalova çınarcık yolunda bulunan, çınarcık'a bağlı bir belde. yalova merkez ile çınarcık merkez arasındaydı yanlış bilmiyorsam.
  • tdk'ye göre anlamı "bakımlı küçük orman" olan sözcük.

    hastanelerde, parklarda ağaçlar olan yerler birer örnektir.
  • ellerini tutunca kendimi bir koruda buldum. yemyeşil, şarkılı, serçeli bir koru... öyle geldi ki koruya çöken sise karışıp gitmek istedim. toprağa karışmak istemem. üstüme toprak atsınlar istemem. sis olmak? isterim. serçe kanadında tüy olmak? isterim. ay ışığı olup eski âşıkların öpüşlerine şâhit olmak? isterim. her ne olursa toprağın üstünde olsun. beni toprağın altında karanlığa bırakmasınlar. ben gün ışığında kendini bulan adamım. bir hayatım var mı? hah... bana sorulacak soru! halkalar birbirine bağlanmadan zincir olur mu? olmaz. benim "ân"larım birbirine bağlanmaz. şimdi sıcak, biraz sonra soğuk... şimdi güzel, biraz sonra çirkin... şimdi iyi, biraz sonra kötü... benim hayatım bir zincir değildir. yalnız halkalar vardır. o halkaların içinde dolanır dururum.
  • milas-bodrum yolu arasında,milas ilçesine ait ufak bir belde.belki de köydür.
  • soyadi olarak kullanilabilen bir isimdir.alengirli konusup kafa bulandirilacagi zamanlarda kivanc olarak degisebilir bu soyadi.

    (bkz: fehmi koru)
    (bkz: taha kivanc)
  • eski bir kelime olduğu düşünülürse ingilizcedeki "reserve" ile mot a mot olmaları ilginçtir.
  • türkler dinlerinin gereği doğaya saygı duyardı. onlar için ateş, hava, su ve toprak önemliydi. fakat türklerde önemli bir element daha vardı. ağaç elementi. türk kozmoloji düşüncesinde ağaç, element olarak kabul edilmiş ve 5. unsur olarak yerini almıştır.

    türkler ormanın "ruhu" olduğuna inanır. orman ruhu tüm canlıları korur. bu düşünceye animizm adı verilir. yani türklere göre; yaratılan her şeyin bir ruhu vardır. gök tanrı adı verilen ve batıni yani bilinmeyen ve görünmeyen tanrının, zahiri görünümleri elbette yarattığı her şeydi. bu yüzden türkler, yaratılan her şeyde tanrının ruhu olduğuna inanırdı. türkler ormana girip hayvan avlayacakların da, tayga adı verilen orman ruhundan bile izin alırdı. boş yere hayvan öldürülmezdi. aynı şekilde bir ağacı kesmek zorunda kalırlarsa yine bu ruhtan izin alınırdı. orman tüm canlıları ile bir bütün ve kutsaldı.

    türkler için ormanı oluşturan ağaçlar, gök tanrının kapısı sayılan kutup yıldızı ile bağlantılı kozmik yollardı. bu kozmik yollara zarar vermek tanrı ile insan arasındaki iletişimin yok olması demekti. bu yüzden türkler orman'a "koruluk" adını verir. hem ormanı hem de orman içinde yaşayan hayvanları koruyan orman ruhu'nu kastederler. orman ruhu bu hayvanları korur gözetir. bunun dışında koruluk adı elbette insanlara da bir mesaj verir. ağacın hayvanın ve tüm doğanın bir sahibi olduğu, onların bu sahip tarafından korunduğu, ama gök tanrının gölgesi olan insanlarında ormanı, hayvanı ve tüm doğayı koruması gerektiği mesajını da verir.
  • ankara metrosunun bir diğer son durağı. esasında o bölge çayyolu diye geçer.
hesabın var mı? giriş yap