• öyle çok parlak değildir, hatta bazen bulunması epey zor olur. bulmak için önce büyük ayı alınır, kendisine "cezve" benzetmesi yapılır. bu cezvenin sap değil de ağız kısmını oluşturan 4 yıldızdan en dışa bakan ikisi seçilir, bir çizgi oluşturulur. bu çizgi üzerinde iki yıldız arasındaki mesafenin 5 katı kadar yukarı çıkılır (yukarıdan kasıt cezvenin ağzının baktığı yöndür) kutup yıldızı orda bulunur, o civarda başka da yıldız görünmez zaten.
  • polaris...

    dunyadan 432 isik yili uzaklikta bir cift yildiz. tabi biz, buyuk olan yildizi goruyoruz. gunes'in 48 kati bir çapa sahip oldugu biliniyor. yuzey sicakligi ise yaklasik 5900 santigrat derece. bu yıldız o kadar güçlü ışıma yapıyor ki, parlaklığı güneş'in tam 2.500 katı. zaten bu aşırı parlaklığı yüzünden dünya'dan görülebiliyor. yoksa, o kadar uzaktaki sıradan bir yıldızı çıplak gözle görebilmemiz mümkün değil.

    gunesin 48 kati çapa ve 5900 derece yuzey sicakligina sahip olduguna ve bir kirmizi dev olmadigini tayf olcumlerinden anladigimiza gore cepheid tipi degisken bir yildiz oldugu dusunulebilir. cift yildiz dedik evet, buradaki ikinci yildiz ise sari cuce denilen gunes benzeri (güneş'ten biraz daha büyük ve 3 kat parlak) bir yildizdir. bu her iki yıldız, birbirlerinin ortak kütleçekim merkezi etrafından 30 yıl süren bir yörüngede hareket ediyorlar

    kutup yildizi bir cift yildiz olarak bilinmesine ragmen, pek dile getirilmeyen ve güneş'ten biraz daha büyük kütleli ve dört kat daha parlak olan 3. bir yildiz da bu sistemde yer aliyor. bu üçüncü yıldız oldukça uzakta ve ilk iki yıldızın çevresinde 100 bin yıl süren bir görüngede dolanıyor. özetle, kutup yıldızı aslinda üçlü bir yildiz sistemi.

    kutup yildizi dunyanin donus ekseni uzerinde yer aliyor. (aslinda tam olarak orada degil. eksen dogrultusunda olcum yaparsak, 44 dakika yani bir derecenin 3/4'u kadar sapmis durumda.) bu yuzden hep ayni yerdeymis gibi goruluyor. dunyanin her 25.000 yilda bir yaptigi yalpa döngüsünü goz onune alirsak, kutup yildizinin yavasca yerinden kayiyor ve bir sure sonra kuzeyi gostermez hale gelecek. neyse ki, bunu ne ben, ne de torunlarimin torunlarinin torunlari (onlarin da torunlarinin torunlari) goremeyecek.

    sadede gelelim; kutup yildizi (normalde aşırı parlak olsa da, dünya'ya çok uzak olduğu için) oyle parlak, kolay görülebilen bir yildiz degildir. gokyuzunde bulmak zordur cunku yaklasik 1.9 kadir parlakligi ile sehir isiklari arasinda kolayca kaybolabilir. bulmak icin buyuk ayi takim yildizini olusturan "cezve"nin kenar kismindaki iki yildizi kullaniriz. cezvenin kenarini olusturan yildizlar arasina bir cizgi cekerek, bu iki yildiz arasindaki mesafenin 5 kati kadar yukari baktigimizda onu gorebiliriz. zaten isik kirliligi olan bir yerde isek, gorecegimiz tek yildiz da o olur...

    son olarak, haritalarda bugun kuzey yarimkure ustte goruluyorsa, sebebi iste bu yildizdir. oysa biliyoruz ki, dunyanin "ust"u veya "alt"i yoktur...
  • kuzey yarimkuredeyseniz bulundugunuz enlemi anlamaniza yardimci olacak yildizdir. atalarimizca bu ozelliginin cok onceden kesfedilmis olmasindan dolayidir ki parlak ve albenili yildizlardan biri olmamasina ragmen kuzey yarimkure gok atlasinda cok onemli bir yeri vardir. kuzey kutbunda gokyuzune baktıgınızda bu yildizin ufuktan 90 derece aci yapacak sekilde tam tepede bulundugunu gorursunuz. ekvatorda ise kutup yildizini ufuk cizgisine yakin bir yerlerde aramak dogru olur. eger bir gun kuzey yarimkurede issiz bir adaya duserseniz bulundugunuz enlemi asagi yukari belirlemek artik cok kolay: kutup yildizini kucuk ayinin sapinin ucunda* tam olarak belirlediginizde ki bunu simdiden biraz calismaniz lazim, elinizi yumruk yapip ufuktan itibaren kutup yildizinin kac yumruk yukarida oldugunu sayin. bir yumruk yaklasik 10 dereceye karsilik geldiginden, ornegin 4 yumruk mu saydiniz, bu yaklasik 40 derece kuzey paralelleri civarinda bulundugunuzu gosterir.
  • ne hikmetse çocuklara okulda en parlak yıldız olarak öğretilmekte olan yıldız. halbuki mesela istanbul gibi şehir merkezlerinde görmek cidden zordur. yani çocuğun biri kalkıp kutup yıldızına göre yolumu bulacağım dese jüpitere kadar yolu var.
  • askerde öğretilen yön bulma tekniklerinden birinin adı.

    gece eğitiminde askerlere bu konuyu anlatmakla sorumlu uzman çavuş, topluluğa yok büyük ayı, yok küçük ayı, yok cezve diye uzun uzun yöntemden bahsetmiştir. erlerden biri çıkar;

    -komutanım şu anda gösterebilir misiniz?
    -valla arkadaşlar 17 senelik askerim, daha göremedim şu yıldızı mnakoyyim!!!
  • eski türkler yıldızları, ulu tanrıların at sürüsü olarak görürlermiş. kutup yıldızını da atların bağlandığı kazık olarak... o günlerden bugünlere kadar isminin ''demirkazık'' olarak kalmasının sebebi budur.
  • hayatin, adama ortada gözle görülür hic bir neden yokken sagli sollu girdigi dönemler vardir ya, hani. hic hesapta olmayan bir sekilde, baska bir memlekete staja yollanmisim. bitirmem gereken, hakkinda hic bir fikrim olmayan bir proje verilmis. süre kisitli, uzatmam mümkün degil. vazgecersem okul uzuyor. gecici bir yatacak yer bulmusum, sokakta kalmam an meselesi. ev, oda, yurt, misafirhane bulmak sözkonusu degil. bulsam da ödeyecek para yok. annemler korkunc günler geciriyorlar, yanlarinda degilim. sinavlar iyi gecmemis. sevdigimle gelmisiz bir yol ayrimina, kurtaralim dedikce batiyoruz.

    stajin ilk günü geliyorum enstitüye. sehre 15 kilometre, orman ici bir yer, üc dört saatte bir otobüs geciyor, bir kac kilometre ötesinden. dün konustugum, israrla bana bu projeyi veren danismanim acil bir sorun yüzünden gece japonya'ya ucmus. haftalar ala bilirmis, ne zaman geri döner belli degil. kimse ne yapacagimi bilmiyor. bir sekreter götürüyor beni odama. elime binanin krokisini veriyor, ortadan kayboluyor. ödüllü, modern bir yapi. hic bir yere cikmayan merdivenler, görsel yanilsamalar, escher 'in elinden cikmis gibi. bombos koridorlarda gün boyu kimseyle karsilasmiyorum. bilgisayarin basina oturuyorum, güya arastirma yapiyorum. ikide bir daliyorum. burnum kipkirmizi akiyor, dokunsalar yagmur gibi bosalacagim.

    sonra karariyor ortalik. terasa cikiyorum, bogulacagim. bakiyorum bir teleskop. anladigimdan degil, astronomi hic ilgimi cekmis bir sey degil. öylesine bakiyorum yildizlara. birden arkamdan biri ingilizce sesleniyor " belli bir yildiza mi bakiyorsun?" " bilmiyorum" diyorum gülümsemeye calisarak "galiba kayboluyorum, yolumu gösterecek olanini ariyorum" bakiyor bana, "o zaman suna bakacaksin" diyor. "köle tacirleri, osmanlilar bizim cocuklari kacirdiklarindan, anneler cocuklarina ilk bu yildizi ögretirlermis, onu izlersen evin yolunu bulursun diye." moldovyali bir doktora ögrencisiymis. afalliyorum; carpilmis, utaniyorum "dertlerimden", alemin merkezinde oturan "ben" imden.

    gecmis aradan yillar, arasira yolumu kaybeder gibi olunca bakiyorum o yildiza.

    not: bu entry, sadece müberra'ya özeldir. ücüncü kisilere verdigim rahatsizliktan dolayi özür dilerim.
  • bir adnan yücel şiiri`

    " o korku vardı hep çıkılan yolda
    o korkusuzluk vardı
    suyun su olduğu günden beri akardı
    biri can verip aydınlatır
    diğeri boğar ve yakardı
    yaşamın her dönüm noktasında
    bir ileri bir de geri
    atılan adımlar gibi alçalma ve yücelme
    atılan adımlar gibi
    büyüme ve küçülmeydi adı
    biri sevgi olup yapardı
    diğeri öfke olup yıkardı
    o korku vardı hep çıkılan yolda
    o korkusuzluk vardı

    geceler güvensizdi
    gökyüzünde soluklar tükenirken
    ay sevinçsizdi
    bir şey vardı sanki hep yarım kalan
    bir anı ya da bir düş gibi
    uzak uçurumlarda sessizce sallanan
    yıllardan beri canlı tutulan ateşler
    söndürülürken yüreklerde birer birer
    kim yakacaktı
    uğrunda ölünen o büyük ateşi kim
    daha gün batmadan
    karartılan günlerin rengini
    gün doğarken
    kim haykıracaktı mor bahçelere kim
    kim ağlayacak
    kim gülecekti tüm güzellikler adına
    kim sevecek
    kim dövüşecekti
    kim takacaktı ölürken
    ölümsüzlüğü gül diye yakasına
    kışın kar açıp
    çiçek olacaktı buz sarkıtan dallarda
    yazın güneş açıp
    gelecek olacaktı ufuklarda kim

    bir yıldız vardır hani
    bütün yıldızlar içinde der homeros
    ne kopmuştur hiç bir zaman
    kök saldığı kutsal yerinden
    ne de boyun eğmiştir
    ölüm kusan hiç bir karanlık önünde
    nasıl susulursa
    bin yıllık zamana karşı okyanus dilinde
    aynen öyle parlamıştır
    tüm gecelerin gökyüzünde
    aynen öyle

    notaların tören tören canlanıp
    dile geldiği günden beri
    hiç bir senfoni bulamadı bu sesi
    bulamadı sarayların görkemli sütunlarında
    hiç mi hiç bestelenmeden
    ve seslendirilmeden yaşandı zindanlarda
    hücreler senfonisiydi adı

    yaylı sazlar: demir parmaklıklar
    ve demir kilitli demir kapılar
    vurmalı sazlar: taş duvarlar
    ve taş katılığında kör baskılar
    üflemeli sazlar: şafakta idamlıklar
    ve direnen tutuklular
    erkekler kadınlar duvarlar ve ufuklar
    yıldızlar içindeki o yıldızın
    ölüme ve ölümsüzlüğe doğru
    akışıyla başlıyordu hep birden uçuşarak
    ardından diğer bütün notalar
    ki maviliklerde süzülen kuşlar
    kurtuluş savaşında
    kurşuna ve saza vurulan türküler
    fransız ihtilalinde
    sürgüne ve giyotine gidilen marşlar
    ve bir nice kızıl meydanda
    yankılanan uğultular - uğultular
    sonra güneşe gönderilen
    özgürlük renkleri peş peşe
    ve fethedilerek
    ağızdan öpülen enginler - enginler

    ey halkımın demir kazık dediği
    yıldızlar içindeki soylu yıldız
    varsın onlar söndü bilsinler seni
    bulutları delerek saldığın ışıklar
    ki bin renkli gelenek üzre
    balkıyıp çoğalıyor şimdi
    susmayan bir hücreler senfonisinde

    kentlerin en yumuşak sessizliğinde
    bildiriler düşüyor artık
    insanların yüreğine yağmur taneleriyle
    gök gürlemeyince yer gülmez
    gök gürlemeyince yer gülmez diye
    ..........
    .......... "
  • tanrı yolu.

    (turk mitolojisi)

    selçuklu sanatında sıkça görülen motif. genelde selçuklu camilerinin giriş cephesinde görülür. domuz, kuş, ejder, yılan gibi hayvanlar yine 11-12yy da selçuklu yapılarında görülen diger mitolojik ögelerdir.

    domuz ve ejder bu kombinasyonun islam dünyası ile çelişen en belirgin öğeleridir. bina cephelerinde görülen bu orta asya şaman gelenekli anlayışosmanlı ile birlikte değişecek rumi, hatai ve benzeri bitkisel palmetler dışında hayvansal motiflere artık yer verilmeyecektir. turk kozmolojisi de suratle arap gelenekli islam sanatinin golgesinde yok olacaktir.

    (bkz: selcuklu sanati)
    (bkz: osmanli sanati)
    (bkz: islam sanati)
  • "alfa ursa minor" denir. yani kucuk ayi takimyildizinin en parlak elemani.
hesabın var mı? giriş yap