• bu hanımın "al hani dans edemezdim peki bu ne, hani dans edemezdim al sana al sana" gibi bir bakışı var suratında dans ederken.
    kime bu kinin kime bu öfken bi anlasam.
  • koşarak göbek atma gibi şahsına özel dans figürleri olan bir şarkıcıydı. bayadır ortalarda görünmüyor.
  • merdaneli çamaşır makinesinda yıkanır gibi dans eden şarkıcı.
  • bir zamanlar antalya'daki kamu kuruluşlarının* yazlık kamplarına ev sahipliği yapan sahil/plaj/semt. şimdi yerlerinde beş yıldızlı oteller var. teeey tey, ne günlerdi be.

    denize 30 metre mesafedenyatıp kalkmak, kalktığında dümdüz bir deniz görmek, her gün denize karşı yapılan kahvaltılar, öğlen yemekleri, akşam üstü çayları ve akşam yemekleri. her gün plajda futbol maçı yapmak, akşam üstleri beach volley oynamak. akşamları sahilde ateş yakıp şarkılar söylemek, anlamsızca kuma sırtüstü yatıp yıldızları ve samanyolunu izlemek. akşamları sahilde otururken sağınızdan solunuzdan yengeç geçmesi. her geceyarısı sularında girilen sıcacık deniz ve "köpekbalığı geliyor lan, kaçııın" şakaları. sabahın köründe kalkıp sahilde balık tutmak. kış aylarında ise her haftasonu pazar günleri kampta buluşmak, mangal yapmak, sahilde oturup antalya'nın o kış güneşi ile içinizi ısıtmak, güneşin batı toroslar üzerinden batışını seyrederken kamptan "haftaya görüşmek üzere" denilerek ayrılınması ve eve dönmek, pazar akşamı banyosu ve tırnak kesme ayini...

    insan bir şeyin değerini kaybedince anlıyormuş ya sözlük, işte ben o değerin ne kadar büyük olduğunu her hafta aklıma veya rüyalarıma girdikçe gözlerim dolu dolu olarak anlıyorum.

    hiçbir insanı sevemedim hayatımda şu kamptaki yaşamımı sevdiğim kadar.
  • zamanında klibine denk geldiğimde mimikleri yüzünden annemden azar işitiyormuşum gibi olduğum, kliplerinin bir an evvel bitmesini beklediğim agresif popçu. hayır klibi kapatsam sanki televizyonun içinden çıkıp şaftımı sikecekmiş gibi gelirdi o zamanlar.
  • kocası polis diye hatırladığım şarkıcı.
  • antalya'nın artıkdoğallıktan çok taşlaştırılmış semti. halen güzel gelebilir, günümüz yutturulmuş anlayışına göre. benim çocukken pembe çiçeklerin arasından sahile koşturduğum doğa harikası değil.
  • antalya şehir merkezinde popüler iki tip kumsal vardır.

    biri daha çakıllıdır; konyaltı.
    öbürü kumlu olan,
    yani lara.

    mesela bu nelere yolaçar dersen,
    ağustos sıcağında konyaltı'nda şezlongtan denize yürürken sadece ayağının tabanı yanar.
    lara'da kum ince olduğu için ayağın gömülür sıcak ayağını sarar.
  • okunuşu ile antalyanın yerlisi ve yabancısıni ayırt edebileceğiniz semt ismidir.
    ıçindeki ilk a harfi uzatılarak okunuyorsa bilin ki bunu söyleyen ya yerlidir yada uzunca zamandır antalyada yaşıyordur.
  • bir televizyon programında şarkısını bitirdikten sonra "bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır
    sanatçıyı sanatçı yapan arkasındaki sazlardır" veciz sözünü sarf eden kadın
hesabın var mı? giriş yap