• '' gerçek müziksever diye;banyoda bir genç kızın sesini duyduğu zaman,anahtar deliğine kulağını koyana derler. '' vecizesinin sahibi.
  • "west side story" müzikali ve sinema filmi ile geniş kitlelere seslenmeyi başarmış amerikan, yahudi besteci ve orkestra şefi leonard bernstein, 25 agustos 1918'de lawrence, massachusetts'da dünyaya gelmiştir.

    harvard'dan 1939'da mezun olduktan sonra philadelphia'daki curtis institute of music'de eğitimini sürdürmüştür. bu okulda isabella vengerova ile piyano, fritz reiner ile orkestra şefliği, randall thompson'la da orkestrasyon çalışmıştır. 1940 yılında, boston senfoni orkestrasının o zaman yeni kurulmuş olan tanglewood yaz enstitüsünde, orkestranın efsanevi şefi serge koussevitsky'in asistanı olarak da görev yapmistir.

    benstein, ilk kadrolu orkestra şefliği görevine new york filarmoni orkestrasında yardımcı orkestra şefi olarak 1943 yılında başlamıştır. 14 kasım 1943 günü, ünlü şef bruno walter (gustav mahler'in yakın dostu) hastalığı nedeniyle radyodan canlı yayınlanacak carnegie hall konserini yönetemeyecegi anlasilinca, birkaç saat icinde görevi devralan bernstein cok başarılı olmuş ve klasik müzik çevrelerinde ilk defa üne kavuşmuştur. 1951 yılında şilili aktris ve piyanist felicia montealegre ile evlenmiştir. bu evlilikten üç cocugu dünyaya gelmiştir.

    1958-1969 yılları arasında new york filarmoni orkestrasının müzik direktörlüğünü yapan bernstein, pek çok müzikseverin gözünde bu orkestrayla özdeşleşmiştir. yaptıgı 400'den fazla müzik kaydının yarısından fazlası bu orkestra ile yapılmıştır. 60'lı yıllarda yaptıgı mahler senfonileri kayıtlarıyla bu bestecinin hakettiği ilgiyi bulmasında büyük rol oynamıştır. aynı zamanda yakın bir arkadaşı olan amerikan besteci aaron copland'ın eserlerini de sıkça yönetmiş olan bernstein, 1953 yılında milano'daki teatro alla scala*'da başrolde maria callas'ın oynadığı cherubini'nin "medea" operasını yöneterek bu tiyatroda opera yöneten ilk amerikan orkestra şefi olmustur.

    "west side story"'nin müziğini 1957'de besteleyen bernstein, daha önce de wonderful town (1953) ve candide (1956) adlı broadway müzikallerini bestelemiştir. klasik müzik repertuarına ise üc senfoni (jeremiah (1943), age of anxiety ve kaddish (1963)), chicester psalms (koro ve orkestra icin, 1965) ve mass (1971) gibi değerli eserler kazandırmıştır.

    23 ve 25 aralık 1989 tarihlerinde berlin duvarının her iki tarafında verdiği ve beethoven'in 9.senfonisinin calındıgı "berlin özgürlük konserleri" ile dikkatleri üzerinde toplayan bernstein, son konserini 19 agustos 1990'da, tanglewood'daki koussevitsky memorial concert'de boston senfoni orkestrasıyla vermis ve şu eserleri çaldırmıştır: benjamin britten: three sea interludes, lennie bernstein: arias & barcarolles ve beethoven'in 7.senfonisi.
  • arada aklima gelir acarim bir kaydini, roportajini, dersini, provasini ve istinasiz her seferinde sasirtir. daha once dinledigim/izledigim bir materyal dahi olsa yine apisirim. basa sasarim, nasil bu kadar derinlikli olabildigine anlam veremem. sonra tekrar unuturum yine bir yerde falso verecekmis, icra ettigi/anlattigi muzigi tam kavrayamayacakmis gibi gelir ve yine ayni senaryo. nedenini sonunda buldum.

    klasik muzikte guzel hatunlarin buyuk muzisyen olabilecegini kabullenmisim * * * * yakisikli erkegi de kabullemisim * * ama extrovert yakisikli erkegin buyuk muzisyen olacagini kabullenememisim bi turlu. sadece fiziksel de degil, lenny kendine guvenli ve sosyal. iletisim kurmayi biliyor, hayattan zevk aliyor, dinleyicileriyle, muzisyenleriyle ve ogrencileriyle bunu paylasabiliyor. kafamda otomatik olarak bu ozellikler derinlikli muzisyen ile eslesmemis. karajan da yakisikli, karizmatikti ama kisiliginde bir rezerve bir karanlik taraf mevcuttu. tam psikolojik karsiligi introvert idi. ama lenny oyle degil tam bir extrovert. parti adami gibi duruyor. tatli dilli bir womanizer, esprileri tam yerli yerinde. kendini satmayi biliyor. her tur sosyal cevreyi kaldirabilecek iletisimi kurabilecek donanima sahip. bu tip donanimi olan adam deha olmaz da politikaci olur. politikayi kaldirabilecek yetiye sahip adam gelsin 20. yuzyilin en buyuk bir avuc muzisyeninden biri olsun. kafam basmiyor izlerken/dinlerken kabulleniyorum ama sonra hemen unutuyorum. sirf bu nedenle iddia ediyorum ki gecen yuzyilin en buyuk olmasa da en "yetenekli" muzik adamidir. yeteneginin bir kismi sosyallikte kaybolmus olmali. cunku biliyoruz ki seksuel yasami mike tyson kadar yogundu. oysa bilinen muzisyen tipolojisine gore collesmis olmasi gerekiyordu. her seye el atti. bu kadar dagilmis bir kariyerin, yogunlasmis sosyal yasamin icralarda bu kadar derinlesebilmesi inanilmaz. bak yine saskinim.

    edit: hadi bir de ufak bir materyal koyalim. adam binlerce yillik muzik tarihini 5 dakikada ozetliyor. simdi tavirlara gelelim ve su soruyu soralim. amerikan baskanligina yakismaz miydi?
  • şostakoviç'in 5. senfonisini yönettiği 1979 tarihli videosu (müzikleri çok güzel) bir film gibi. yapacak işim olmadığı zaman açıp açıp izliyorum ameke.

    edit: vazgeçtim, bariz poz kesiyor köpoğlusu.
  • armoniydi, kompozisyondu gibi teorik bilgilere sahip olmakla akilda kalacak guzel melodiler yazabilmenin birbiriyle cok da iliskili olmadigini soylemis bi kitabinda*. halbuki yillar once fame adli dizinin bir bolumunde ne oluyordu?

    kivircik sacli klasik muzik ogrencisi cocuk (neydi ki adi?), kendisine gel bizim grupta cal diyen arkadasina populer muzigin ne kadar kolay ve degersiz oldugunu gostermek icin orda, o dakkada bir beste yapiyordu:

    $o-$o-$o-$oroski!

    cocugun laf olsun diye yaptigi beste de plak sirketi sahibi biri tarafindan mi ne cok begeniliyordu. yani, "klasik muzik 'yapabilen', hepsini rahat rahat yapar" seklinde bir yargi cikiyordu ortaya.

    yok mudur klasik muzikciler arasinda 'catchy' melodi yazma becerisine sahip insan? elbet vardir. ama yillarca konservatuara gidip bin tane teorik ders almak da insana ornegin elenor rigby gibi bi sarki yazdiracak yetiyi kazandirmaz. (bunun bir de bilimsel versiyonu var, en teorik seyleri yapanlarin bir kismi herseyi yapabileceklerini zannederler.)

    (bkz. why don't you run upstairs and write a nice gershwin tune)
  • leonard bernstein'in norton lectures kapsaminda 1973-74'te verdigi the unanswered question baslikli derslerin basliklari ve icerikleri :

    musical phonology - mozart senfoni no 40 temsili icerir.

    musical syntax - mozart senfoni no 40 1. bolumunun bernstein'in aciklamalari esliginde dinlenmesini icerir.

    musical semantics - pastoral senfoni temsili icerir.

    the delights & dangers of ambiguity - hector berliozun romeo ve juliet baslikli 7 bolumlu koral senfonisinin 2. bolumunun ve richard wagnerin tristan und isolde operasinin prelude ve liebestod (insan sesi icermeyen orkestralanmis versiyonu) bolumlerinin temsillerini icerir.

    the xxth century crisis - claude debussynin bir faunun öğleden sonrası üzerine prelüdu ve mahler senfoni no. 9un 4. bolumunun (finalinin) temsilleri ile charles ives'in the unanswered question isimli yapitinin bernstein'in aciklamalari esliginde dinlenmesini icerir.

    the poetry of earth - igor stravinskynin oedipus rex isimli opera-oratoryosunun bir temsilini icerir.

    the unanswered question 1973 1 musical phonology
    the unanswered question 1973 2 musical syntax
    the unanswered question 1973 3 musical semantics bernstein norton
    the unanswered question 1973 4 the delights & dangers of ambiguity bernstein norton
    the unanswered question 1973 5 the xxth century crisis bernstein norton
    the unanswered question 1973 6 the poetry of earth bernstein norton

    (bkz: #25622466)
  • amerikan gobellerine müziği öğretmiş büyük şef. bir amerikalı olarak, kıta avrupası'nda karajan'dan sonra beethoven (ve kuşkusuz mahler) yorumunda üst sıralarda yer alması ustalığının kanıtı olmuştur. çok severiz sayarız. önceki iki yüzyıl nasıl büyük bestecilerin yüzyılı ise, 20. yüzyıl da büyük şeflerin yüzyılıdır bana kalırsa. (ölü-diri karışık) sayalım: arturo toscanini, wilhelm furtwängler (szabo filmini yapmıştı*, ilgilisi izlemeli), herbert von karajan, claudio abbado, simon rattle, lorin maazel, herbert blomstedt, zubin mehta, bernard haitink ve daha birçoğu. bernstein aralarında tek avrupalı olmayanıdır (zubin hint ama eğitimi ingiliz). bernstein'ın müziği yönetişi kadar anlatışı, öğretişi de hayranlık uyandırıcıdır.

    elbette bu ustaların ilham verdikleri de çok. bir sonraki kuşaktan kürdanla orkestra yöneten ulu rus valeri gergiev ve çizgili isimlilerden esa pekka salonen. sonracığıma gençlerden daniel harding mesela, venezuela'nın gururu gustavo dudamel vd. bernstein vesilesiyle çok sesli müziğin emektar koçyiğitlerini anmış oldum, mesudum.
  • genelde pseudointellectualism'den muzdarip olduklarından mesleği müzik yapmak ve yönetmek olan abi ve ablalara bir tutam tuzla yaklaşırım. fazla umutlanırsam ilerde pretentious birer piç oldukları ortaya serildiğinde hayal kırıklığına uğramak kötü oluyor çünkü.

    ama bu abi bambaşkaymış. kendisinin harvard dersleri bana hayatımda ilk defa gerçekten derinliği olan, müziğin hayat ve insan ile ilişkisine dair genuine bir alakası olan müzik insanları da olabiliyormuş dedirtti. izleyin izletin.
  • soyle bir sozun de sahibi olan kisi kaynaklarimiz dogruysa;

    "to achieve great things, two things are needed; a plan, and not quite enough time."
  • "this will be our reply to violence: to make music more intensely, more beautifully, more devotedly than ever before."
    ~ leonard bernstein
hesabın var mı? giriş yap