• varolan güncel degerlerin haricinde veya kar$itinda bir hayat biçim & felsefesine sahip olan insanlara verilen ad.

    örnegin atatürkçü dü$ünce dernegi lokalinde bir aczmendi,aczmendi dergahinda anayasa savcisi,savcilikta elinde kizil bayrakli bir komünist,radikal sol bir derginin binasinda bir ülkücü,ülkücülerin binasinda bir ateist,ateistlerin arasinda bir haham,hahamlarin arasinda bir imam,imamlarin arasinda bir papa,papanin yaninda mehmet ali agca,mehmet ali agcanin yaninda bir adet kele$li selami...i$te bunlar marjinallige örnektir.
    akmerkez'de bir clairvoyant ve akmerkezcilerin ek$i sözlükte bulunmalari da gene marjinal konumlara örnek te$kil eder.
  • memlekette marjinal kelimesinin anlamıyla ilgili genel bir karmaşa var zaten epeydir dikkatimi cezbeden. hakaret olarak kullanılıyor marjinal. bizde böyle bazı kelimelerin hakaret olarak addedilmesi gerçekten çok komik. gomunus var mesela, o da çok komik gelir bana. en son başbakan hakkını arayan insanları marjinal diye sınıflandırınca aklıma iki tane mevzu geldi başıma gelen.

    staj yaptığım zamanlar, yaşım genç. pek hevesliyim kaynak görücem, talaşlı-talaşsız imalat görücem diye. herkesin peşindeyim. abi bu nasıl oluyor, abi ben de kaynak yapabilir miyim gibi sürekli maddenin en sikindirik hali olan salça halindeyim. hadi torna, freze neyse de kaynak var ya kaynak, aklımı alıyor arklı marklı. bi de üstüne kaynak yaptığım yerde kriyojenik tanklar filan yapıldığından kaynak çok kıymetli. tig, mig, mag, toz altı, elektrik ark; bin tane kaynak metodu uygulanıyor. çok az yerde görülebileceğini sandığım ultrasonik ve/veya radyografik kaynak muayeneleri yapılıyor. hatta o zamanlar türkiye'de 3 işletmede olduğu söylenen bir otomatik plazma kaynak ünitesi filan var. öğrenme heveslisi için acayip bir ortam yani. işte ben de öğrenme aşkıyla yanıp tutuşurken, gel zaman git zaman bendeki bu öğrenme aşkı "bitse de gitsek amınırzınısiktiğiminin yerinden" isyanına döndü maymun iştahlı olduğumdan. bir de belki beni siktirederler, "sen artık gelme" derler ümidiyle boş beleş konuşuyorum milletle. orada acayip sardığım bir kaynakçı abi var, yanılmıyorsam adı erşener mi erdener mi ne. adam acayip kaynakçı ama gemilerde çalışmış uzun yıllar, kafa hafif gidik. sarıyorum ben de adama bazı bazı. baktım bigün bu bi ağızda sigara, gevrek gevrek kaynak yapıyor. normalde yasak iş güvenliği sikine. lan herifin böyle ağızda sigarayla filan kaynak yapması acayip komiğime gitti. yanaştım, "abi tam bir marjinalsin" dedim. lan herif yanındaki levye miydi, anahtar mıydı htırlamıyorum onu kapıp sen kime marjinal diyorsun diye bir fırladı yerinden ki anlatamam amına koyim. direkt topuk. tamam bi şekilde stajdan yırtalım dedim ama bu şekilde değil. adam beni bi 5 dakika filan kovaladı. sonra millet yetişti. olayı anlattılar buna abi çocuk kötü bi şey dememiş filan diye de mevzu tatlıya bağlandı. ulan adama da gittim dedim ki abi bak yaşın büyük, elimden bi kaza çıkmasın diye kaçtım, yoksa arıza çıkarırdım.

    neyse, okuldan mezun oldum. çalışmaya başladım daha 2 ay filan olmuş. iş yerinde bir çaycı abi var, acayip muhabbetli bir adam. şöyle ki; iş yerinde bi bu adamdan haz ediyorum. lan bi gün çalışıyorum, ali abi geldi;

    -selçuk bey müsait misin?
    +müsaitim, buyur ali abi.
    -ya bu marjinal ne demek?
    +yani farklı demek, alışılmışın dışında demek.
    -kötü bi şey yani, tamam.

    adama bi şey diyemedim kötü bi şey bellemiş belli ki diye. başbakan yanılmıyorsam ilk kez tekel işçilerine destek veren öğrencileri aşağılamak için kullandı marjinal kelimesini. sonra önünü alamadık zaten. en son yine sokakta hak arayan insanlar için marjinal deyince aklıma kaynakçı abiyle, ali abi geldiler. kötü bi şey diye bellemiş belli ki.

    düzeltme: ceseth dedi ki direk değil dedi, direkt dedi. ben de dedim ki ceseth değil ceset dedim. vay işte efendim sen ne ayaksın filan. bunlara gerek yok. diyalog kültürüne ihtiyacımız var. kendisine teşekkür ederim uyarısı için.
  • -eyvah cocugu ocakta unuttum!
  • üyelerin nitelikleri açısından homojen yapıya sahip kabul edilen bir küme içerisinde , kıstas kabul edilen nitelikler açısından sınırda yer alan bireye denilir. marjinalin kümenin ortalama özelliklerinin sınırında olması ama yine de kümenin dışına taşmaması gereklidir. nüktedan bir dille açıklarsak, suyun içine oturtulmuş bir tasın içine konmuş bir karınca kümesinde marjinaller, tasın kenarlarına tırmanmayı başaran ama suya düşmeden orada kalabilen karıncalardır.

    sözkonusu sıfat bir insan için kullanılmak istendiğinde sözkonusu kişinin toplumla bağlarını koruyup , sıradan bir insan gibi onunla kaynaşabilen ama yine de yaşayış biçimi ve düşünsel boyutu ile onlardan farklı bir düzeyi koruyabilen nitelikte olup olmadığı göz önüne alınmalıdır.

    işte bu sebeple marjinalliği sadece aykırılık olarak algılamak yanılgıdır.
  • tanıl bora yazmış.

    "iktidarın kimseyi marjinal ilan etmeye hakkı yoktur.

    herkesin marjinalliğe hakkı vardır."
  • turkcede cogunlukla gay anlamina gelen bir euphemism.

    misal: dun gece marjinal bir mekandaydik.
    meali: dun gece bir gay bara gittik, boyumuz buyudu.
  • marjinallik; fikrin, olayın veya bireyin kendisi değil bunların vasata olan mesafesidir.
  • “marjinal” anladığım kadarıyla yeni küfrümüz. büyüklerimiz artık canlarını sıkan herkese marjinal demeye başladı. şimdi burada bir duralım. marjinal, “sınırdaki, en uçtaki” anlamına geliyor. valla ne siyaset sosyolojisi biliyorum ne de siyaset sosyolojisinin ne anlama geldiğini ama bana öyle geliyor ki; marjinaller, bir toplumun özgürlüğünün garantisidir.

    toplumun tüm normalleri sahip oldukları özgürlüğü kendileri gibi olmayan marjinallere borçludur. ne zaman ki bir toplum marjinallerini yok etmeye kalkar, toplumun özgürlük alanı daralır, daha önce normal olanlar kendilerini marjinal olarak buluverirler.

    toplumu simgeleyen bir çember düşünelim. bu çemberin en ucunda marjinaller var, ortası ise normallerden oluşuyor. şimdi de, birilerinin marjinalleri toplum dışına ittiğini düşünün. hoop. ne oldu? daha önce marjinal olan, marjın dışında kaldı, toplum dışına itildi ama normal olan birileri de marjinal kaldı.

    dergimizden [uykusuz] bir örnekle pekiştirelim. dergimizdeki marjinal insan kim? elbette memo. her şeyden önce renkli pantolonlar giyiyor, saçlarını beline kadar uzatıyor, telefonda konuşurken önündeki kâğıda herkes gibi karalama yapmak yerine cinsel organlar çiziyor, freebag takıyor, çakmaktaşlar çizgi filmindeki barney gibi gülüyor ve sabahlarken iki kilo hıyar yiyor.

    http://i.imgur.com/o3zdr0g.jpg

    diyelim ki memo’ya “memocuğum kusura bakma, marjinallik de bir yere kadar,” diyerek memo’yu gönderdik. ortalık güllük gülistanlık mı oldu? hayır. memo artık toplum dışı olduğuna göre, memo gitmeden önce normal olan oky birdenbire derginin marjinali oluverdi.

    http://i.imgur.com/46gf3uv.jpg

    e biz memo’yu sepetledik ama bu sefer oky bizi rahatsız etmeye başladı. normalde saçı uzun olan memo olduğu için göze batmıyordu ama memo gidince en uzun saçlı o oldu. sonunda dayanamayıp ne yaptık? oky’ye “okyciğim, her tarafı abuk subuk film afişleriyle doldurdun, saçların uzun, tamam renkli değil ama paçasız pantolon giyiyorsun. ayrıca yıl oldu 2013 hala metallica diyorsun, destruction diyorsun. tamam, acın büyük ama slayer’ın gitaristi öldü diye helva da getirme artık,” dedik ve oky’yi de sepetledik. rahat ettik mi? elbette hayır.

    çünkü oky gidince daha önce normal olan emrah, motora bindiği, sapanca’da oturduğu, hepimizden iki kat uzun olduğu ve arkasından yaklaşıp belini dürtünce askerdeki uzun künyesini okuduğu için derginin marjinali oluverdi. üstelik marjinalleri yok etmeye yönelik bir eğilim oluştuğundan, şimdilik güvende olan arkadaşlarımız da kendilerini dergimizin mikro toplumunun özgürlük sınırlarının dışında buluvermek tehlikesiyle baş başa kaldı.

    http://i.imgur.com/irevwzs.jpg

    görüldüğü gibi marjinalleri toplum dışına itmek, bir noktadan sonra sizi marjinal yapıverir. zira o kiminin dudak büktüğü, “marjinaller” hepimizin özgürlüğünün, rahatının, konforunun yegane garantisidir. bir toplum, marjinallerine sahip çıktığı ölçüde özgürleşir, normallerini marjinalleştirdikçe askeri bir baskı toplumu olmaya mahkumdur. o yüzden iktidar sahibi birilerini marjinal olmakla itham ederken “ha marjinalmiş,” demeden önce o marjinaller bertaraf edildiğinde sırayla kimlerin marjinal olacağını bir düşünün derim.
    ---
    (alıntı: barış uygur / uykusuz sayı:297)
  • bugun insanlarin farkli olabilmek adina hangi tur maymunluklara girecegini $a$irmasi, neresini deldirtecegini bilememesi, baara baara asit aldim ben ehe ehehe diye konu$masi, sokaklarda palas pandiras gezmesine sebebiyet veren kavram.
hesabın var mı? giriş yap