• yillardir kafami kurcalayan karsilastirma. halen cevabini bulamadim ama genelde sehir merkezine yakin ve eski ev taraftariyim, tabi ikisinin dengesini bulma olayi da var. genelde bu iki ev turu de ayni fiyatta olur.
  • arabanız varsa ve ayda en az iki depo yakıt sizi ekonomik açıdan yormuyorsa merkeze uzak lüks ev candır. çoluk çocuğa karışında fikriniz değişebilir.
  • merkeze yakın eski evin kazanacağı müsabaka.
  • evde geçirdiğiniz vakite bağlıdır evcimenseniz depreme evde yakalanma olasılığınız daha yüksektir tam tersi ise eski bir binada çalışmamaya çalışmak en doğrusudur.
    öte yandan bir diğer hesap da yolda harcadığınız vaktin parasal değeridir. kaybettiğiniz iş gücü seviyesine evin konumunu belirlemek en doğrusu.
  • satın almayıp da kiralıyorsak, her halükarda merkeze uzak lüks ev derim. çünkü merkeze yakın eski ev dediğimiz şey, istanbul için konuşacak olursak, merkeze yakın harabedir. banyosu olmayan evler gördü bu gözler. bildiğin tuvalette yıkanmanı bekleyip 1000 lira kira istiyorlar. sikerim öyle evi, başakşehirde 350 liraya 2+1 fransız balkonlu ev tutarsın lan.

    hepiniz her haftasonu alemlere akıp sürekli gezdiğiniz için merkeze yakın eski evi tercih edersiniz tabii. ama ben zamanımın büyük kısmını evde geçiriyorum. evden çalışıyorum çünkü. dolayısıyla işe gitme gibi bir sorunum da yok. evimin mümkün olduğunca güzel olmasını, banyosunun olmasını, mutfak dolabının olmasını beklemek hakkım. onu geçtim, bekar değilseniz, bunları default olarak beklemeniz gerekir. bekar evinin mutfak dolabı olmasa önemli değil. ama evlenince yemiyor o. hadi diyelim zenginiz, eli yüzü düzgün bir eski ev tutacağız. bu sefer de eski evlerin yapısal sorunları devreye giriyor. 1980lerin modası iğrenç lambriler, salon salomanje denen korkunç geniş kapılar. yüksek tavan hayvani pencere kombosuyla ısınmayan evler. göte giren doğalgaz faturaları... sürekli sorun çıkaran elektrik tesisatı...

    ev yeni olsun lüks olsun, merkezden uzak olsun. yazın pencereyi açıp uyuyabil mesela. hırsızdan korkmasan gürültüden uyuyamazsın merkezde.

    satın alıyorsak iş değişebilir. oturmayıp kiraya verilecekse, merkeze yakın eski bir ev alıp hayvani kiraya öğrenciye bekara kaktırırsın. nasılsa oturuyo pis bohemler o evlerde "abi hayat taksimde yeaa" diyerek.
  • merkeze yakın eski evi müteahhite verip temizinden 4 lüx daire alarak kazanacağım karşılaştırma.
  • ailecek üzerine uzun uzun düşündüğümüz ikilemdir. problemin çözülmesinde en önemli kriter vakit kaybı olmalıdır.
  • büyük şehirde yaşanıyorsa, işyerine en yakın hangisiyse o makbuldür. trafikte çile doldurmak gibi bir s&m manyaklık içinde değilseniz tabii.
  • çocuk olduysa ana babaya en yakın ev idealdir. gerisi hikaye.
  • hayatın her anında benzer şekilde kararsızlıklar yaşamamızı sağlayan karşılaştırmalar içinde belki de en vurucu olan en önemli 5 karşılaştırmadan biri. örneğin işinizi seviyorsunuzdur, ancak maaşınız azdır; o esnada da çok sevmediğiniz bir alanda yüksek maaşlı iş teklifi gelir ve tercih yapmak zorunda kalırsınız. ya da yeni bir araba alınacağında kilometresi az eski model araba ile kilometresi çok yeni model araba arasında git gel yaşamamak işten bile değildir.

    bu yüzden ev konusunda da, ya şamın şekeri ya arabın yüzü deyip evlerden birini tercih edebilir, ya da ne şamın şekeri ne arabın yüzü deyip merkeze yakın yeni ev tercih edilebilir.
hesabın var mı? giriş yap