• bir röportajında gazetecinin "niye uzaylı olduğunuzu iddia ediyorsunuz ?" sorusuna "bu bir iddia değil gerçek, dünyâ da uzayda değil mi?" , bir televizyon röportajında kendisine sorulan "yıkılmadım ayaktayım çok güzel bir şarkı, mahsun kırmızıgül' e vermek yerine n'îçin kendiniz okumadınız ?" sorusuna ise "o daha yıkık durumdaydı." şeklinde cevap vermiş, üstün zekâlı ama biraz denge problemli gibi bir insan
  • dün geceki programda "mide ne nankör organmış.. 40 yıldır ona hizmet ediyorum, ne isterse alıyorum ama 10 gün beni idare edemedi.. hep istiyor" gibisinden laflar etti. ben altıma kaçırdım gülerken, 8 aylık hamile olan eşim de az kalsın doğum yapıyordu. valla!

    not: biz mi abarttık bilmiyorum :/
  • oturup şöyle karşılıklı uzun uzun muhabbet etmeyi çok istediğim kıymetli insan. ne zaman denk gelsem pür dikkat seyrederim. sorulan sorulara verdiği cevapların hastasıyım.

    televole olmalı. bütün işte ünlülere soruyorlar, eşiniz anneniz ile kavga etse kimden yana olursunuz? topaloğlu'nun cevap: alırım... eve götürürüm... kavga ederler... (biraz durur) ben ikisini de tutarım... beni kim tutacak?

    bir defasında da soruyorlar, insanlar hakkında ne düşünüyorsunuz? cevap: insanları, yakalamak zor... (2-3 sn. durur) yakaladıktan sonra uğraşmak zor... (güler)

    ve esra ceyhan'a katıldığı program. orada da biri yaşını sormuştu. çok fena sinirlenmişti. yaşını soran kadın orada olsa fena. diyor ki: hatta bağırıyor ki: kardeşim niye bana yaşımı soruyorsun? o kadar bağlanıyorsun bunu mu soruyorsun! sanane yaşımdan! bin yaşındayım oldu mu! yaş nedir ya? nedir yaş! soruya bak yaa! bana faydalı sorular sor kardeşim! mesela arıyı sor! arıyı sor sana sabaha kadar anlatayım! arı bütün gün çiçek dolaşır bal yapar arıyı soran yok! gelmiş yaşımı soruyor!

    esra ceyhan' la ayşe tüter de sakinleştirmeye çalışıyor. döndü birden ayşe tüter'e dedi ki: sen olsan kızmaz mısın kardeşim! kadın biraz korkmuş belli. dedi ki: kızmam...

    - kızmazsın tabii. bütün gün kızartıyosun zaten! (güler)
  • hazzetmediğim bir adam, ama şununla gönlümü fethetti:

    banu alkan hanımefendi, tv makinası'nda "beyaz orkide" adlı muhteşem eseri okurken hislenir, hem söyler (=playback), hem ağlar. şarkı biter, hanımefendi hala ağlamaktadır. okan, "bitti artık, ağlamayın" gibilerden birşeyler gevelerken, seninki atılır:

    - "asıl bizim ağlamamız lazım, sen ne ağlıyon?"
  • katıldığı beyaz şov'da nurgül yeşilçay'a madem konak asmalı o zaman filmin sonunda da birini asmalıydınız diyen kişi.
  • spiker: hangi dalda ödül vereceksiniz?
    mt: bilmiyorum... dallar iyidir, ağacın dalları yere eğilir.
  • bir programda kendisine sorulan "hayatınız nasıl gidiyor" sorusuna "hayat bazen hayat,bazen bayat,kimi zaman hayat,cogu zaman bayat,zaman zaman hayat her zaman bayat" $eklinde cevap vermi$ 21. yuzyıl du$unuru,filozofu..apayrı bir insan..
  • "şartlar içindeki şartlar, insanı şartlar"

    mart 2012, survivor.
  • "ben bu hindistan cevizinden bir şey anlamıyorum, hayır bana ne vitamin katıyor, vitamin.... (burada beş saniye bekliyor), yemek katmıyor, ağaçlarla konuşuyorum"

    survivor.
  • zamanında kendisiyle aramda enteresan bir mini diyalog gerçekleşmiş şarkıcı, şov adamı hatta kendi deyimiyle uzaylı.. okulda asansöre bindim, zemin kata inicem ama asansör 1.katta durdu, kapı açıldı ve tam karşımda mustafa topaloğlu..

    mt : bu asansör aşağı mı iniyor yukarı mı çıkıyor?
    ben: aşağı iniyor.
    mt: tamam o zaman sana hayırlı yolculuklar..
    ben: !?!?!?!?
hesabın var mı? giriş yap