• nezaket zekanın en yüksek şekillerinden biridir …
  • insanın kendini yenmesidir.

    okula erken yazıldığım için, akranlarım boyumla sık sık dalga geçerdi. herhâlde bir savunma mekanizması olarak, kusurları görmek konusunda bir yetenek geliştirdim ve karşılık vermeye başladım.

    doğrudan söyleyince zorba oluyordunuz, ama espriyle söyleyince "komik" diyorlardı ve kimse şaka malzemesi olmak istemediği için komik insanlar pek eleştirilmiyordu.

    bu çocukluğum boyunca bir alışkanlık hâline geldi, ergenliğe doğru şakalarım insanları ağlatmaya başladı.

    bir keresinde bir kızı ağlattığım için eve gelip ben de hüngür hüngür ağlamıştım. o günden sonra kendimi susturmak için çok çaba harcadım. çoğu zaman başarısız olsam da son yıllarda oldukça nazik bir insana dönüşmeyi başardığımı düşünüyorum. ama bu beni hâlâ çok yoruyor.

    bazen dayanamıyorum. internette cevap verdiğim kişilerin %90'ı yorumunu siliyor. birkaç ay önce ekşi sözlük'ten biri çok üstüme geldiği için ona karşı da dilimi tutamamıştım, o da ağlarken fotoğrafını atmıştı...

    size kabalık eden birine kibarca yanıt vermek çok zor, üstelik alttan aldığınız zaman insanların hoşuna gidiyor ve daha acımasız davranıyorlar.

    bugün yine kendimi tutmaya çalışırken fark ettim, her şeyin fazlası sağlıksız. keşke birini kırmak istediğimde sadece yeteri kadar kırsam, birine nazik olmaya çalışırken de hakkımı yedirmesem...

    içinizde doğal olarak bulunmayan hiçbir tepkinin dozunu ayarlayamıyorsunuz.
  • hamurdan gelir. sözde laflardan ziyade; davranış tarzındadır. ne söylediği değil ne yaptığıdır. naif, düşünceli ve kibar olabilmektir.

    beylere bir tavsiye: bu kulvarda yarışan pek erkek yok. güçlü bir silahtır oysa.
  • kadın veya erkek fark etmeksizin bir insanda beni en çok etkileyen davranış biçimidir nezaket. nezaket sahibi birini görünce gözlerimden kalpler çıkıyor, midemde kelebekler uçuşuyor; kalp atışlarım hızlanıyor; ezcümle, dünya daha güzel bir yer oluyor.

    ancak, ne yazık ki, bu davranış biçimine bizim toplumda rastlamak oldukça zordur. çoğu zaman "hı-hı" deyip geçtiğimiz binlerce cümle, aslında birer nezaketsizlik örneğidir. "şu rengi giysen daha güzel olurdu", "burayı böyle değerlendirsen daha yararlı olurdu", "yemeği böyle değil de şöyle yapsan daha lezzetli olurdu" gibi gündelik hayatta karşımıza çıkan binlerce cümle yazılabilir buraya. ilk bakışta öneri, yorum, değerlendirme gibi gözüken bu cümlelerin çoğu bize sallanan bir parmaktır aslında.

    üstüne, bu tarz cümleleri iç sesinizle bile dile getirmeyen biriyseniz, insanların bu tavırları karşında donakalmanız da cabasıdır.

    hayatımda gerçekten nezaket sahibi olduğunu düşündüğüm insan sayısı bir elin parmaklarını geçmez. bu insanlar öyle inceliklidir ki bazen yaptığı inceliği anlamanız için olayın içinden çıkıp düşündüğünüzde "aaa, orada öyle bir şey yapmış aslında" diye aydınlanma yaşarsınız.

    sonuç olarak, eğer etrafınızda nezaket sahibi olduğunu düşündüğünüz birileri varsa, o insanları pamuklara sarın. çünkü gerçek hayatta nezaket sahibi birilerine rastlamak, çölde kutup ayısına rastlamak kadar zor.
  • az önce bir kampanya için mi neydi, bir şey için aradılar. günde kim bilir kaç kişiyle konuştuğu belli olmayan çağrı görevlisinin robotik ve kısık sesini anlayamadığım için açıklamasını bitirdikten sonra "duyamadım kimsiniz" diye sordum. beni ilgilendirmeyen veya aramalarını beklediğim yerlerden gelmeyen bir çağrı olduğunu anladığım anda telefonu yüzüne kapattım. 5 yıl önce şu an yaptığımı görsem kabaca bulurdum. ama bu kampanyacı-dolandırıcı çağrılar o kadar arttı ki telefonu direkt yüzlerine kapatıyor sonra da engelliyorum numarayı.
    aynı şeyi kullandığım bankaların çağrılarında da yapıyorum. önemli bir çağrı olduğunu düşünerek açıyorum fakat görevli ısrarla bana bir şey satmaya/limit artırma vs. çalışıyor. yine önceleri müsait değilim telefonu kapatmak zorundayım deyip öyle kapatırdım. (hatta görevli kişi son saniyeye kadar ikna çabasından vazgeçmiyordu.)
    artık benim için önemli bir çağrı olmadığını anlayınca direkt kapatıyorum.
    nezaketsiz davranan kadar buna sebep olanlarda da hata var.
  • bu kelimeye sanırım aşığım ben…
    günümüz dünyasında o kadar nadiren görünüyor ki kendisi, bir zümrüt bir elmas nazarımda,

    çok özledim ve dahi özlüyorum neredeysen çık gel…
    çok çok zor seni bulmak, görmek, saklandığın kapılar ardından hissetmek, milyonda bir görünce tatlı sessiz bir mutluluk veriyorsun seni görünce ister istemez bir umut doluyor kalbime..

    tdk seni tarif etmiş bak:

    başkalarına karşı incelikli ve saygılı davranma, incelik, naziklik.

    yine söylüyorum, lütfen gel diyerek sana olan hislerimi şu cümle ile tamamlarken

    nezaket bulaşıcıdır….
  • türkiye'de asla olmayacaktır. yeni nesillerin kavramsal boşluk yaşamaması için sözlüklerden kaldırılıp türkçeden silinmesi gerekmektedir.
  • öyle davranırsın bazen..ayırt etmeksizin..müfredatta öğretilmeyen, anadil gibi insanın içine işleyen erkân-ı lisan olan nezaket ile yaklaşırsın insanlara.

    hassasiyet önemlidir, nezaketle yaklaşmak iyidir. önce kendine saygın olduğu, içine özen gösterdiğin, empati ile yaklaşıp sınır koymayı da bildiğin için sadece tanıdığın, insanlara değil hayatında bir defa karşılaşma ihtimali olan kişilere de gösterirsin bu hassasiyeti. bu bir duyarlılık meselesidir ki yaptığın davranışları, söylediğin sözleri kendi kendine sorguladığından, kendine öz eleştiri yapabildiğindendir.

    beklenir bazen öyle.. başkalarıyla ilişkilerini düzenlerken de karşılıklı olarak mükemmel olmadığınızın bilincinde, türlü hassasiyetleri kendine gösterilmesini talep ederek, karşındakinin de hassasiyetini önemseyerek kendi sınırların dahilinde bunu karşılarsın. hele ki kendinle çalışıp da davranışlar konusundaki hassasiyet talebini dile getirmiş, duyarlılığını nezaketle ifade etmiş aslında seni içerden
    tetikleyecek olan noktayı açıkça göstermeye cesaret etmişsen karşındakine davrandığın hassasiyetle davranılmaya hakkın vardır. bilirsin ki nazik olmayan mizah insanların canını yakabilir, nazik olmayan sevgi zarar verebilir, nazik olmayan davranış yarayı kanatabilir. baktın hassasiyetin bilinip de önemsenmiyor, öğrenilip de giderilmiyor dahası bunu talep etmek sana yakıştırılmıyor o vakit bir düşün neden orada durmaya devam ettiğini.

    olmayınca olmuyor bazen..insan turnusoludur nezaket, elzemdir beşere ki insan olabilsin. sen bunu herkesten daha iyi idrak edebilirsin; senden hassasiyet bekleyip de sana aynı duyarlılığı gösteremeyenin, talebine rağmen hassas davranmaya, sözüne özen göstermeye yanaşmayan insanların içlerinde henüz farkında dahi varmadıkları yanlış giden bir şeyler olduğunu, yetişkin gibi görünseler de halen büyüyememiş oldukları en iyi sen görebilirsin. haaa bunları da mı sen düşünmek zorundasın elbette ki hayır sadece beklemekten vazgeçip özgür olabilirsin. beklentin gerçekleşmediğinde kırılan tarafının yarasını kendin sarabilmek, içine şefkat göstermek kendine karşı en önemli sorumluluğundur.
  • kadını ve erkeğini ayırt etmeden söylüyorum. bu ülkede ciddi manada nezaket yoksunu insan var.

    karşısındaki insanla nasıl konuşması gerektiğini bilmeyen, görgü kurallarından bihaber olan konuşmaya gelince karşısındaki insanın nezaketine bakan ancak fütursuzca hareketler sergileyen aşırı insan var.

    kibar ve nazik olmayı aşağılama olarak gören bir topluluk var. sanki zayıflık belirtisi gibi davranıyorlar. iki kelam edilecek insan kalmamış.
  • yurdum insanında artık bulunmayan özellik.
hesabın var mı? giriş yap