• yazın açık havada oturma özgürlüğü sağlayan dünyanın gelmiş geçmiş en iyi icatlarından olan sivrisinek (başka şeyleri de kovuyor da işin özü sivrisenkte) kovucu solüsyon.

    benim gibi yazın kapalı mekanda bunaldığını hisseden ama (o rh- kanımla mı ilgilidir bilmiyorum) sivrisineklerin, analarını gözlerinin önünde s.kmişim gibi (tövbe tövbe) bir kin ve düşmanlıkla saldırdığı biri için bulunmaz nimettir kendisi.

    hiç üşenmem açıkta kalan her yerime bolca off sıkar, yazlığın balkonunda otururum saatlerce. ara sıra da tekrar sıkar, tazelerim. kolonya gibidir benim için.

    ha bu konuya entry yazmak nereden aklına geldi derseniz, bu ibnenin çocuklarından (dişileri sokuyor sadece biliyorum) biri az önce artık sokacak hiçbir yerimi bulamayınca kulağımın etrafında dolanmaya başladı o iğrenç vızıltıyla. başta pek takmadım ama sonra birkaç kez kulağımın arkasına konduğunu hissedince daha fazla dayanamadım. kaltak dişi gerçekten kulağımın arkasını da becerip deyimdeki gibi sikilmemiş hiçbir yerimi bırakmamaya niyetliydi ama ben artık bu kadarına müsaade edemezdim. üşenmedim kalkıp içeri gidip iki kulağımın arkasına da off sıkıp zırhı bütünledim. ondan sonra siktir oldu gitti tabii.

    bak düşündükça hala sinirleniyorum pezevengin çocuğuna. orrospu çocuğu. ayıptır ulan. baktın koldan bacaktan nemalanamıyorsun siktirol git di mi? utanmaz şerefsiz.

    bir de versus yapayım off & defans & sinkov karşılaşmasında: off her maçı alır.
  • ingilizce'de preposition kılıklı bir adverb. morfolojisi "temas etmemek"ten gelir. yani "kontak halinde olmayan, temas etmeyen" gibi bir kökeni var. diğer anlamları temas etmeme sonucu oluşan durumlar üzerinden gelişmiş.

    en basit örneği ile "turn the lights off" taki off, iki elektrik telinin temas etmemesini kastediyor aslında. ama oluşan "kapalı", "çalışmayan", "bozuk, "yok" sonuçları nedeni ile bu tür diğer anlamları da ifade etmek için kullanılır olmuş. "i feel a little bit off lately." denir olmuş. "kendimde değilim" gibi bir şey bu hali. başka bir deyişle, kendi ile teması kopuk olmak, temas etmemek. döndü dolaştı geldi gene aynı yere. bu semantik işleri bi alem böle.
  • black flag ve circle jerks efsanesi keith morris'in burning brides'dan tanıdığımız dimitri coates ve redd kross basisti steven shane mcdonald, ve rocket from the crypt/hot snakes davulcusu mario rubalcaba ile kurduğu hardcore punk supergroup'tur efem bu. ilk albümleri first four eps geçtiğimiz sene bu zamanlar piyasaya sürüldü. albüm kapağında ise yine raymond pettibon'un parmağı var.
  • muhteşem sinekkovar losyon.

    uçan haşereyi sizden uzak tutar!

    yaz akşamları sıkmadan uyuyamıyorum.önceleri ne yapıyordum acaba. gerçekten vazgeçilmezlerimden.

    haa bir de sevgiliyi de uzak tutmaya yarayabiliyor. uzak durmasını istediğiniz anlarda kullanınız şiddetle tavsiye edilir.heh.
  • ciwan haco nun 23 martta piyasaya çıkmış son albümü. albümdeki parçalar şöyle;
    ez dimam/bekliyordum
    dil ketimê /tutuldum
    felek
    daristana te/ormanda
    dipirsin /sorarlar
    kal/dede
    xunav/çiy
    welatê min/memleketim
    havin/yaz
    li heviya te / seni beklerken
    winda bu/kayboldu
    haye/ hey
    gotin sar dibin/sözler soğur.

    ciwan ın na na dan sonra biraz toparlayıp özüne döndüğü rahatlıkla söylenebilecek albüm. albüm dinlendikçe bu olmamış denen parça da seviliyor, en azından bende öyle oldu. albümde ez dimam, welatê min, felek, dipirsin biraz daha öne çıkan parçalar. ama felek parçasının girişinin ve melodisinin biraz dostum dostum u andırdığını söylemek gerekiyor. ciwan haco nun şarkıyı duymadığını söylemek saflık olur ama eğer melodisinden esinlenip farklı sözlerle seslendirmişse bu şekilde yorumlanan ne ilk ne de son parça. yine de şimdiye kadar kürtçe müziğin özgün eserlerlerine imza atan ciwan dan daha özgün eserler beklemek hakkımız.
  • doğan duru tarafından 5 kasım 2021 tarihinde yayınlanan buradan dinlenebilen yeni tekli.

    sözleri :

    üzülürüm bebeğim elimde değil
    hep bir sonu var
    bitince sihri aşkın gitmek isteyenin hep bir yolu var

    kırılıp bozulunca ayrılığın
    tuhaf bir dili var
    anlamazdan gelir insan ama
    tarifsiz bir yarası var

    içine banıyor insan
    acının da bir tadı var
    hatta bazen doymuyor insan
    onun da seveni var

    ben sende kaldım
    zaten hep sende vardım
    gözüm sana açtım
    gözüm sana yumdum
    off

    ölürüm güzelim elimde değil
    hep bir sonu var
    zamanı gelince kalanın
    hücresi dört duvar

    çökünce karanlık şehre
    yalnızın güneşi doğar
    eritir kalbini ve zihnini
    acıdan sızana kadar

    içine banıyor insan
    acının da bir tadı var
    hatta bazen doymuyor
    onun da delisi var

    ben sende kaldım,
    kaçtım ama hep sana vardım
    gözüm sana açtım,
    her gece sana yumdum
    off

    ben sende kaldım
    sende off
    ben sende kaldım
    sende vardım
    off
  • sivrisinek için olan spreyi gerçekten etkili bir ürün.. odamda ne zaman sivrisinek görsem kalkıp bunu sürüyorum, öyle yatıyorum ve vızırtısız bir uyku çekiyorum ertesi günlerde o sivrisinekten eser kalmıyor kayıplara karışıyor resmen nereye gittiğini bilmiyorum.
  • sineklerin ısırmasını engellemek açısından benim için bir halta yaramayan zımbırtı. ne kadar sıkarsam sıkayım sinekler vücuduma açık büfe kahvaltı muamelesi yapmaya devam ediyorlar ama şu var ben ısırdıklarını o anda hissetmiyorum ertesi gün görüyorum her yerimi yediklerini.
    yani özeti şudur ki; benim için lokal anestezi sinekler için barbekü sosu görevi gören zıkkım.
  • genelde turizm sektorunde calisanlarin (ben sadece onlardan duydum), calismadiklari tatil gunlerine verdikleri isim.

    -sekerim sali gunu off'um ben... gibi...

    pesin edit: aklima geldi, havaalani personeli de of oluyormus...

    (bkz: off olmak)
  • newyork kentinde gerceklesen bagimsiz sanat ve gosteri kilavuzu..
    http://www.offoffoff.com/
hesabın var mı? giriş yap