• 23 haziran 2009 saat 06:00 yer şişli

    bir rüya görüyorum, sevdiğim kızla alakalı değişen değerler üzerine bir rüya.
    aileden kimse yok, 1hafta olmuş evden çıkmamışım. zaten yeni istifa ettiğim işim ve ödemem gereken borçlar yüzünden yoğun bir dönem geçiriyorum, dönemin en iç açıcı yanı 26 yasıma gelmiş olup da sonunda ehliyetime kavuşacağım güne doğru gitmem. hani olur ya bazen, ruyayla gerçeği ayıramazsın..işte öyle bir an geliyor. sevgilimin elini tutuyorum ama sanki deprem oluyormuşcasına bir patırdı birdenbire içimi ürpertiyor. saat daha sabahın 6 sı, sesi idrak etmeye uğraşmıyorum bile. zaten de daha ruyadan kopacak kadar uyanmamışım, gözümü kapasam devam edeceğim biliyorum.. ses birden şiddetleniyor, bağırışmalar, çarpma sesleri, çatırdılar. hay skeyim ya diyerekten uyanıyorum, hala idrak edememişim ama birisi daire kapısını delicesine tekmeliyor. neoloyor lan diyip duvarda asılı antika balina zıpkınını elime geçiriyorum, daha gözlüğümü bile takmamışım. görüşüm dumanlı. sesim titreyerek o an söyleyebileceğim en cesurca kelimeler dökülüyor ağzımdan.."kimöü?" ve cevap derinden geliyor.
    "aç kapıyı polis!"

    zıpkını yere bırakıyorum, "tamam açıyorum bir saniye" diyorum, geceden kilitlediğim kapının önce zincir kilidini, daha sonra da 2. kilidi açıyorum. 3 yü açmaya henüz yeltenmişken, koç boynuzu gibi kullanılan bir nesne kapıyı kırıyor, bana da çarparak açılıyor, zaten sabahın o saatinde amcıklanmış beynim iyice yerinden çıkıyor. birden bire içeri giren yüzü maskeli ve üzerinde interpol yazan adam, bana nişan alarak doğrulttuğu makinalı tüfekle omuzuma öyle bir dokunuyor ki o an kendımı yerde domalmış vaziyette buluyorum. dizini sırtıma bastırıyor, ellerim birini gotumun üzerine burmuş, diğerinin üzerinde de vücudum olacak şekilde, yerdeki mermerleri yalıyorum.
    ulan diyorum aykun, varezler başına iş açtı, belki de crack sitelerinde çocuk pornosu vs ile alakalı bir banner falan vardı..hayatımda sahte 1-2 program indirmekten başka illegal bişey bilmediğimden dolayı bilemiyorum. ödüm patlamak üzere içeri birsürü maskeli adamlar giriyor, durmadan adımı ve cep telefon numaramı soruyorlar, cevapladıkca baştan soruyorlar. evi arıyorlar, dolapları cektiklerini, yatağımı devirdiklerini, bilgisayar masamı kurcaladıklarını, cekmecelerin yerlere düşüş seslerini duyuyorum.

    en sonunda içlerinde yüzünde maske olmayan tek polis beni ayağa kaldırıp tekrar adımı ve telefonumu soruyor. ailemin nerde olduğunu, kimlerle yaşadığımı falan.. cevapları diziyorum bir taraftan fakat bombok görüyorum, gözlüğüm yok gözümde.
    "abi göremiyorum bi bok gözlüğümü takayım bari" diyorum. 2 polis yatakodama götürüyor beni gözlüğümü almam için. kimlik soruyorlar, çantamdan kimliği çıkarırken gerginlikleri nefes alış verişlerinden anlaşılıyor. sanki silah çıkarıp o pozisyonda ateş açabilirmişim gibi.
    kimliği veriyorum. işte o ne oluyorsa o an oluyor. hemen ayaküstü bir gbt check yapılıyor.

    polisin yüzündeki mavi ekran durumunu anlıyorum. o an artık karsımdakini görebilmek rahatlatıyor. en azından hırsız değiller, polis bunlar diyorum. ve cesaretimi toplayıp soruyorum;
    "abi siz kimi arıyorsunuz?".

    maskesiz polis elindeki kağıdı gösteriyor, bir yakalama emri bu ve üzerinde kel bir adam var.

    "tanıyormusun" diye soruyor, önce tanımadığımdan dolayı hayır diyorum. tekrar adımı, telefon numaramı ve evde kımlerin yaşadığı sorusu geliyor. kağıdı 2. defa gösterdiklerinde fotograftakini tanıyorum.

    "abi bu benim yukarıdaki komşum.." diyebiliyorum sadece. ağlıycam ağlayamıyorum.
    "yeni taşınan komşu 4 aydır burada 2 defa görmüşümdür en fazla" diyorum.

    maskesiz polis kolunu atıyor omzuma, kendi evimin salonunda oturtuyor beni, sigara ikram ediyor. kendi de yakıyor bir tane. bu arada evdeki polisler koşar adım üst katın kapıyı kırıyorlar, üst komşuyu paket edip götürüyorlar. en azından duyduğum patırtılardan bir boğuşmalar ve bişeylerin kırılabileceği kadar itişmeler yaşandığını anlıyorum.

    "arama emrini gördüğün o kişi, üst kat komşun olarak bildiğin o kişi hakkında bülten var, uluslararası bir kredi kartı dolandırıcısı, seni de dolandırmış olabilir, istihbarat yanlışmış yanlışlıkla daldık dairene ama bak seni de darp etmedik gayet kibardık" diyor maskesiz polis.

    o an tek demek istediğim "abi bi sikmediniz kaldı, bari bi de domaltmışken sikeydiniz" demek, ama diyemiyorum tabi. "tamam abi sorun değil" diyorum göt korkusuyla.

    ve işte o an patlatıyor bombayı, "polis sizin dostunuz arkadaşınız, korkman yersiz böyle, şimdi yatıp uyuyabilirsin bişey olmamış gibi"...

    polisi uğurluyorum evimden, gidip salonda mal mal oturuyorum. kankayı arıyorum gel diye, babamlar geliyor falan, kırık kapıyı onarıyoruz. sonra şikayet etmemem için babam söz verdiriyor bana. asla haklı çıkamazsın diyor. olay kapanıyor gidiyor.

    aynı gün yeni ehliyetimi almak için karakola gidiyorum. berbat bir gün geçiyor...
  • bu reklamı biliyorum ben."polis sizin dostunuzdur arkadaşınızdır " yazıyor ama altta küçücük ve hızlı bir şekilde geçen yazılar şöyle:

    "üniversite öğrencileri kampanyamıza dahil değildir.."
  • polis dostum, arkadaşım olmasın mesele değil, iki dakka delikanlı olsun, yeter.

    yere yatırdıkları adamı topluca, cop ve tekmelerle dövüp, sonra "elimizde hassasiyet var" diye rapor alıp dövdüğü adamı şikayet eden arkadaşın,dostun ta allah belasını versin.

    o yüzden doğru veya yanlış olmasını geçtim, gereksiz bir iddiadır.
  • "allahım sen beni dostlarımdan koru, ben düşmanlarıma başa çıkarım." sözüne sebeptir.
  • "bunu polis de biliyor mu peki?" gibi düşüncelere gark eden önermedir.
  • - konuş!! arkadaşın mıyım?
    - hayır.
    şraaaakk (tokat)
    - arkadaşın mıyım?
    - hayır.
    bzzzzrrrtt (elektrik)
    - arkadaşın mıyım?
    - evet.
    - yalan söylüyorsun.
    çaaaaattt (falaka)
  • - gençler alkol var mi?
    - tamam da arkadaslik da bir yere kadar yani. her gece, her gece... sizinki iyice otlakçilik oluyor artik.
  • 1 mayıs'ta, amaçları sadece bayramlarını şehrin kalbinin attığı yer olan taksim'de kutlamak olan insanlara yapılanlardan sonra inandırıcılığını ciddi ölçüde kaybetmiş olan slogandır.

    aynı havayı soluduğu, aynı memlekette yaşadığı, belki komşusu, arkadaşı olan insanlar için "kimsenin gözünün yaşına bakmayın" diye emir verebilen, yerde yatan bir insanı tekmeleyen, yedisinden yetmişine kadar kimseyi ayırmadan, hasta, yaşlı, çocuk, alakalı, alakasız demeden hareket eden herkese cop, sopa, tekme, tokat, tazyikli su, gaz bombası vb. ile saldıran, kendi anlayışı ile doğru ama "insanlık" ve "vicdan" ile ters orantılı güç kullanan bir "arkadaşım" olmadı hiç... olmayacak da... komik olmasınlar...

    belli ki onlar sadece sabah evinden çıkıp okuluna, işine giden, kimseye bulaşmadan akşam evine dönen, eşitlik, özgürlük, demokrasi, adalet, bağımsızlık, gibi şeytani düşüncelerden uzak, devletinin her dediğine haksız da olsa boyun eğen, haksızlığa karşı hiç sesini yükseltmemiş, siyasetle ilişkisi sadece seçim zamanı gidip oyunu atmaktan ibaret olan insanların dostu olmak istiyorlar. kendilerine dostlarıyla beraber bir ömür boyu mutluluklar dilerim... bana uzak allah'a yakın olsunlar...
  • yazik, polislerin gece yasadiklairni bilmeden onlarla ilgili yorum yapiyoruz.
    insanlar dur ihtarina uymayinca polislerin ne kadar zor durumda kaldigini goremiyoruz ve ihtara uymayanlari olduruyorlar diye kiziyoruz.
    insanlar toplanip eylem yapiyor, polisi dinleyip bitirmiyorlar eylemlerini; polis copluyor diye kiziyoruz.
    insanlar gece karanliginda parklarda oturup icki iciyor, opusuyor, polis " yapmayin" deyince dinlemiyorlar; sonra polis dovunce ya da oldurunce polis kotudur diyoruz.

    lutfen fildisi kulelerimizden inelim, polislerin dostumuz arkadasimiz oldugunu hatirlayalim.
  • doğru önerme.*

    polis bittabi dosttur, arkadaştır, candır. bakarsanız azrail de melektir...
hesabın var mı? giriş yap