• belediye otobüsü görünce sevinmek. -ama öyle böyle değil-

    "asker boş durursa birbirini siker" mantığından hareketle, mangamız ve başımızdaki çavuşla 20-25 dakika yürüme mesafesinde kuş uçmaz kervan geçmez bir arazideki kurumuş otları, dikenleri yolmaya gittik. tellerin arkası ise yol. kimimiz eliyle çabalıyor dikenleri yolmaya, kimi yerden bir değnek bulmuş onu tırpan gibi kullanıyor. sıcağın altında kafamızı yerden kaldırmadan, büyük bir ciddiyetle kan ter içinde çabalıyoruz.

    neyse tam bu sırada yoldan mavi renk bir belediye otobüsü görüldü uzaktan. çavuş dahil hepimiz yerden doğrulduk, tellere doğru koştuk. otobüs ağır ağır geçti önümüzden. içinde yaşlı teyzeler, amcalar, kızlar, delikanlılar var, kiim otrumuş kimi ayakta gidiyor. günler sonra sivil giyimli birilerini görmenin heyecanıyla olsa gerek yüzüme tuhaf bir sırıtma yerleşti.ağzım kulaklarıma varıyor, engel olamıyorum. bir baktım hepimizin yüzünde aynı tuhaf gülümseme. böyle mal mal sırıtarak bir-iki dakika birbirimize baktık. utanmasak tuttuğumuz takım gol atmış gibi birbirimize sarılacağız.

    her neyse, otobüs ağır ağır geçip gitti önümüzden. biz de ot yolmaya devam ettik.
  • takım komutanı üsteğmenin kız ismi ile facebook hesabı açıp takımındaki tüm askerleri arkadaş olarak ekleyip kışla içinde çektirdikleri fotoğrafları incelemesi ve ardından hepsine ceza vermesi.
  • komutan kişiden beslediği güvercinler için (olay esnasında uçmaktadırlar) kuşları kümesine sok diye emir almak
  • askerde ki ilk atış olan sıfırlama atışı (geçmiş gün isim faklı olabilir affola) sırasında yerde yatan erin silahı (g3) tutukluk yapar. o sırada diğer askerlerle ilgilenen komutan kafasını çevirmesiyle birlikte kendini yere atması. çünkü silahı tutukluk yapan erin yerden kalkıp (normalde emir verilmeden kalkmaması gerek) silahı komutana doğrultup koşar vaziyette tetik çeke çeke komutanın bu çalışmıyor diye bağırması..

    ayrıca osuruk
  • tokat bölge komutanlığından 1 ay sonra teftiş için gelecekleri haberi alınır. son sürat temizlik, boya vs işleri yapılır. sonra teftişin askerlere değil komutanlara olacağı öğrenilir. askerler rahatlar. komutanlar 3,5 atmaya başlar
    geriye dönük tüm evraklar gözden geçirilir. gel gör ki bhyc'in ilk amiri olan 2 kademeli uzman çavuş'un doldurmakla yükümlü olduğu evraklara 1,5 yıldır dokunulmamıştır. dokunulmadığı gibi uzman çavuşun evrağın ne olduğunundan haberi bile yoktur. daha kademeli olan uzman çavuşlara sorup öğrenir.

    daha sonra arasının iyi olduğu bhyc çağrılır. oğlum sen bunları yapabilirmisin diye sorar ve ekler. (sana 2 hafta süre nöbet, dış görev , ictima yok. istediğin saate kadar çalışacaksın. yorulunca bırakacaksın. kimse sana karışmayacak.

    ağzı kulaklarına varan bhyc hemen kabul eder ve ekler. komutanım bişey rica edebilirmiyim.

    -et
    +komutanım beni izne göndermeyin erken tezkere alayım.
    -bende karı filan isticen sandım yarrak kafalı. sen hallet bu evrakları o kolay.

    kazın ayağı öyle değilmiş ama bilemedim

    2 hafta boyunca kamuflaj giyilmez. ranzadan evrakların olduğu odaya. odadan ranzaya gidiyorum. yemek bile odaya geliyor. keyif bende.

    geçmişe dönük 1,5 yıllık tüm askerlerin (terhis olanlar dahil yaklaşık 35 kişi) ve eğitimi veren komutanların (yaklaşık 8-10 kişi) imzası, katıldığı eğitimler, gittiği görevler, nöbetler vs doldurulur. komutana teslim edilir. 5 top kağıt (2500 sayfa) bitmiş, 6. top yarıda kalmıştır.

    teftiş günü gelir. herşey biter giderler. sonradan bölüğe 3 tane plaket gelir biri bizim 2 kademeliye aittir. teftiş sırasında gösterdiği başarıdan dolayı almıştır.

    bhyc'in sikinde değildir. çünkü o sadece evine en erken gitmenin derdindedir. ve sözü almıştır komutandan.

    askerliğin bitmesine 10 gün kala sabah ictima'dayken bölük komutanı hanginiz bhyc lan der.

    -bhyc kocaeli. emret komutanım
    +lan şerefsiz sen niye izne gitmedin götveren. senin yüzünden ben alay komutanı'ndan laf işitiyorum. gel buraya
    -bhyc kocaeli. emret komutanım
    +(önce tokat atılır) al bu izin kağıdını siktir git evine. izin yap gel
    -emredersiniz komutanım.
    +istikamet solunuz marş marş

    tezkereye 10 gün kala eve izne gidilir. toplam 21 gün izin yapılır geri gelinir. son gün bile gece 20-22 nöbetine çıkılır. 2 saat sonra tezkere alınır.

    kocaeliye gitmek için önce aşti'ye gidilir. ilk otobüs sabah 7 de olduğu için anayola çıkılır. istanbul istikametine giden otobüsler beklenir. olaya kafasına göre müdahil olan orospu çocuğu çığırtkan sen ver parayı ben seni bindireyim der. ben kendim binerim istediğim arabaya sanane denir. oracıkta yumruğu yiyen bhyc yere yapışır. askerden yeni ayrıldığı için yanında telefonu yoktur polisi aramak için. taksi durağındaki olaya şahit olan orospu çocuğu taksicilerden yardım istenir. hiçbiri yardım etmez. aştiye geri gidilir.
    bir polis bulunur durum anlatılır. ama siklenmez. oradaki askeri inzibat'a gidilir durum anlatılır.

    - kardeş senin askerliğin bitmiş biz bişey yapamayız cevabı anlınır.

    bir banka oturur sabahın olması beklenir. 7 de kalkan ilk otobüse bilet alıp evin yolu tutulur.
  • eski genelkurmay başkanlarından birinin (hadi adını da vereyim: ismail hakkı karadayı) fotofilm merkezinde çalışan bir astsubayı bir nolu kıyafeti ile (en özel günlerde giyilen askeri üniforma) bir pazar günü konuta çağırması.
    köpeklerinin fotoğrafını çekmesini istemesi.
    astsubayın "ben bu üniformayı köpek fotoğrafı çekmek için giymedim! senelerce çatışmadaydım!" diyerek ordudan ayrılması.
    olay karargahta efsane olmuştur ve senelerdir anlatılmaktadır.
  • şu başlığa senelerdir belki de en çok eleştiri yazısı yazanlardan biriyim.
    ama sezar'ın hakkını sezar'a vermem gerek:
    sadece askerde karşılaşılan olaylar; vefa sadece bir semt adıymış dediğimiz dönemde, vefanın gerçekte ne olduğunun gösterilmesidir.
    seneler önce ayrılmış olabilirsiniz...
    ama zor döneminizde, gecenin bir yarısı arayan generaller/albaylar "sen bizim kızımızsın, bir şeye ihtiyacın var mı?"
    derler.
    neden gecenin bir yarısı ararlar?
    saat 17'de, 18'de, 19'da işten çıkmaz onlar. en erken 22! bazen 03.00!
    mesaide sabahın 7'sinde geri başlar.
    bir zamanlar "canım" dedikleriniz hatırlamaz, ama onlar ne sıkıntılı ne de özel günlerinizi unuturlar.
  • kktc'de askeri bir birlikte gireceğiniz her tuvaletin arkasında şu yazıyla karşılaşmak:
    "kıbrıs yıkılda enkazını göreyim*
    sana ülke diyenin ejdadını s*keyim!"
  • (bkz: #44280515)
  • kulak burun boğaz kliniğine gelmiş hastaya göğüs hastalıkları'nın bakması.

    uzun hikaye göz yormayayım şimdi ama askerlik zor hele ki ameliyat olman gerekirken bunun iznini göğüs hastalıkları uzmanından alacaksan emin ol daha zor. neyse ki ben başarmıştım :)

    ya da şöyle de bir şey var hastaneye gitmek için revirin önünde askeri otobüsü bekliyorsun otobüse 5 kişi alacaklar ama 20 kişi bekliyor, senin hastalığın henüz belli değil ve çok korkuyorsun sonra bir tane orospu çocuğu onbaşı "bugün git yarın gel" diyor. birini öldürebileceğini anlıyorsun bi an içinde onu yakasından tutup kenara koyarken. sonra hastaneye gidip ameliyat olman gerektiğini öğreniyorsun. neyse bir gün tanışırsak anlatırım uzun uzun.
hesabın var mı? giriş yap