• bir dönem bunların ahşaptan olanları çok popülerdi.. neredeyse her evde vardı bunlardan.. ahşap bi oturma kısmı, ahşap yüksekçe bi sırtlık, sırtlığı tutan bikaç çubuktan oluşurdu bunlar..

    dedemin evinde de vardı bi takım bunlardan.. mutfakta dururdu..
    bi tanesi tam oturma yerinin ortasından boylu boyunca çatlamıştı.. tam birbirinden ayrılmamış iki parça olmuştu oturma yeri..
    dedem de kalınca bi telle sandalyenin bu iki parçasını birleştiricek şekilde sarmıştı sandalyeyi.. dedemin pratik ama çirkin çözümleri meşurdur bu tip durumlarda..

    akşam yemeğine anlatacak bi sürü konusu olan teyzem, en son geldi.. boş kalan arızalı sandalyeye, bi taraftan ofiste olanları anlatarak bi taraftan elinde tuttuğu tepeleme dolu yemek tabağıyla oturdu..

    oturmasıyla bağırmaya başlaması arasında 2 saniye ya geçti ya geçmedi..

    __götümü ısssııırrdııııı!!!!

    diye çığlık atıyordu teyzem.. ama sandalyeden de kalkmıyodu.. hepimiz ayağa fırladık.. ne olduğunu anlayamadık hiç birimiz.. kolundan tuttu dedem, kaldırmaya çalıştıkça daha çok bağırdı teyzem.. sadece "götümü ısırdı!!!!" diyodu ama..

    belli ki yardım etmeye çalıştıkça daha çok yakıyoduk canını.. en son gözlerinden yaşlar gelirken bi hışımla ayağa fırladı.. biz elimiz ayağımız durmuş ona bakarken sandalyeyi cezalandırmak için mutfağın bi köşesine fırlattı.. dolaba çarpıp ikiye bölündü sandalye.. onları birbirine bağlayan tel yüzünden parçalar etrafa dağılamadı..

    birbirinden ayrılamamış iki parçalı oturak, teyzemin ağırlığıyla iki yana esnemiş, teyzemin araya giren poposunu yakalamış, teyzem kalkmaya çalışınca da hart diye ısırıvermişti..

    dedem kızının götünü ısıran bu sandalyeyi asla affetmedi.. herhangi bi durumda, türlü pratik ama çirkin çözümle tekrar mutfak yaşantımıza kazandıracağı bu sandalyeyi parçalarına ayırdı..

    sonra ben o parçalardan gazetelik yaptım.. çok çirkin ama pratik bişey oldu.. dedemlerde duruyo şimdi..

    arada gazete almak için uzatılan elleri ısırıyomuş diyolar..
  • süleyman akbulut'un anı kitabının adı. tekerlekli sandalyeyle yaşamaya başlamanın hikayesini anlattığı kitapta; yeni haline, yeni hayatına alışmaya çalışan bir insanın hikayesini yazar. türk edebiyatında engellilik hakkında bir engelli tarafından yazılmış nadir kitaplardandır, belki de ilk kitaptır.
  • aklıma sürekli "üstüne konan şey popodan ibaret iken, neden bu kadar pahalıya satılıyor?" sorusunu getiren çok bacaklı mobilya.
  • yer tutma amaçlı da kullanılan eşya. şimdi yolda gördüm mesela, adam dükkanının önüne araba park edilmesin diye yola sandalye koymuş. bu eylemde sandalye, trafik hunisi olarak kullanılmıştır.
  • ofisin birinde, masa başında, bilgisayar önünde çalışıyorsanız, ofisinizdeki en ölümcül objedir sandalye.
    (bkz: ayakta çalışma masası)
  • az kirliler, bir kez giyilmişler kategorisini muhafaza eden mobilya, evet.
  • bir çocuğun büyüdüğünün gösterge aracıdır.... eğer çocuk sandelyeye oturuyor ve ayakları yere basıyorsa o artık büyümüş bi abi olmuş tur :d
  • evlenme yaşının tespitinde kullanılan über aygıttır kendileri. ayak yere değiyorsa kız on sekiz yaşını doldurmustur ve evliliğe müsaittir. bunun için adli tıpa falanda gerek yoktur. bir diğeri için;
    (bkz: ogun samast'ın yaşının on sekizden büyük olduğunu tespit etmek için elektirikli sandalyeye oturtmak)
  • 6. katta pencere kenarında sandalyede oturuyordum..birden elektrikler kesildi..uzaydaydım ya da kör olmuştum , karanlıktan dengemi kaybettim oturduğum yerde..ve sandalyenin varlığını farkettim..eğer beni yerden 35cm yukarda tutan şey birden yok da olabilen bir enerji olsaydı ,yerdeydim..ve sandalyede değil balkonda korkuluğa dayanmış olsam ve o korkuluk da enerjiakımıyla orada oluyor olsaydı , ölmştüm..
hesabın var mı? giriş yap