• adı her anıldığında "hak ettiği değeri görememiş grup" yakıştırması yapılan topluluklardan biri. açıkçası bunun sebepleri muhtelif. ama en önemli etkenlerden bir tanesi atlantic records'un hiç bir zaman grubun arkasında durmaması ve grup için saçma sapan bir vizyon ortaya koyması. plak şirketi, savatage'a yönelik öyle gaddar davranmış ki, turne masraflarını kendi cebinden karşılamak zorunda bırakılan grup hall of the mountain king öncesi dağılma noktasına bile gelmiş (evli ve çocuklu bir aile babası olan jon oliva, bu dönemlerde yaşadıkları ekonomik zorluklardan sıkılıp kendini alkole veriyor ve büyük ölçüde sağlığı bozuluyor). mankafalı atlantic records yöneticileri, grubun potansiyelini görmezden gelip, savatage'ı dönemin kâr getiren gruplarının çizgisine çekmeye çalışıyorlar ki malum "fight for the rock" o kafanın eseri. jon oliva, röportajlarından birinde plak şirketinin kendilerine bakış açısını özetleyen şu lafı ediyor ; " plak şirketimiz streets albümünün kapağını beğenmemişti çünkü söylediklerine göre fotoğrafta saçlarımız yeteri kadar kabarık değilmiş. sırf bu yüzden albüm kapağını değiştirmek istediler..." ki bu albüme kadar grup çoktan rüşdünü ispat etmişti bile. tabi şunu kabul etmek gerekiyor, savatage sound açısından hiç bir zaman amerikan piyasasına doğrudan hitap eden bir grup olmadı. klasik heavy metal tonu üstüne geliştirdikleri melodik, kimi zaman senfonik ve deneysel yönleri onları amerikalıdan çok avrupalı bir grup yapıyor. ve plak şirketi ile didişmelerinin asıl nedeni de bu aslında. atıyorum, savatage florida'lı değil de almanya/ hamburg'lu bir grup olsa belki de kafası daha rahat bir grup olurdu. bu noktada avrupanın yerleşik heavy metal kültürünün daha kuvvetli olduğunu ifade etmekte de fayda var. amerikan metal piyasası güvenilmez, kaypak ve trend odaklı olmuştur her daim. dinazor ve "lame" ilan edilen pek çok amerikalı topluluk, özellikle 90'larda dümeni avrupaya kırmış ve bu piyasadan para kazanmıştır. iced earth, manowar, dio... ve aklıma gelmeyen pek çok grup örnek gösterilebilir. bu yüzden, amerikan heavy metal piyasasının ronnie james dio arkasından döktüğü göz yaşı bile bana hep numaradan gelmiştir. toplanıp dio tribute albüm çıkarmalar vs... "lan madem çok seviyordunuz, niye adamın ömrünün bir kısmı avrupa'nın sidik kokulu konser mekanlarında turlamakla geçti ?" diye sorarlar. neyse... tüm ticari sıkıntılar üstüne bir de criss oliva'nın zamansız vefatı savatage'ı çok etkiliyor tabi. criss grubun harika çocuğuydu ve onun gibi süper teknik - yaratıcı bir adamdan sonra savatage daha çok jon ve paul o'neill projesi halini aldı. malum bu proje bir noktadan sonra trans-siberian orchestra'ya evrildi. criss sonrası her ne kadar grup harika işler çıkarmaya devam etse de grubun esas oğlu artık yoktu. belki criss yaşasa savatage'ın hikayesi farklı yazılır ve adı ortamlarda anıldığında "underrated" kelimesi peşi sıra gelmezdi. ya da belki o da tso'nun bir parçası olur ve savatage organizasyonunun kefeni yırtışının keyfini yaşardı. çünkü tso bir anlamda savatage'ın müzik piyasasına karşı aldığı intikamıdır. proje, gerek albüm satışları gerek yüksek katılımlı konser organizasyonları ile ticari açıdan savatage'ı çok geride bırakmıştır. jon oliva bu durumu anlatırken, sahip olduğu ev ve arabaları tso sayesinde aldığını ifade eder. entry'de kendisini andım ama konu savatage olduğunda isminin altı kalın bir şekilde çizilmesi gereken adamlardan biri paul o'neill. bir bakıma the beatles için george martin ne ise savatage için paul o'neill o ve hatta çok fazlası. hall of the mountain king ile beraber grubun prodüktörü, yazarı, motivasyon unsuru ve finansörü. kendisi mountain king öncesi perişan halde olan grubun kapısını çalıyor ve diyor ki ; "sakın grubu dağıtmayın, kimse size kendinizi kanıtlayacak fırsatı vermedi. gelin beraber hakiki bir albüm yapalım". bununla beraber borç batağındaki oliva kardeşlere çıkarıp 100 bin dolar para veriyor ve grup için yeni ekipmanlar satın alıyor. sonrasında birliktelik başlamış oluyor. bugün popülaritesinden şikayet edilecek bir savatage varsa aslan payı kendisinindir. o da 2017'de vefat etti.
  • youtube'daki bir yorum soyle der:

    "the greatest band most people have never heard of"

    itirazi olan?
  • şunca yıldır çeşit çeşit metal parçalar ve gruplar dinledim ama bu grubun yaptığı iş için neden beğenilmiyor konusuna anlam veremiyorum. sakalsız paşa aslında doğru söylüyor sanırım grup amerika için fazla "havasızdı". allah var cidden güzel işler yapıyorlar ve yetenekli oldukları her yaptıkları işten belli. bilemiyorum altan acayip geliyor adamların piyasası.

    bir söyleşisi var jon olivia'nın. o söyleşiden de anladığım sadece camia değil hani herkeste bir acayip bakış açısı var jon'a göre.

    when we put trans-siberian orchestra together, what did we do? we took all the guys from savatage and put them in trans-siberian orchestra because savatage wasn’t making any money. we were losing money. we were spending more money than we were earning. people say, “you should’ve never given up!” well wait a minute. savatage was together since 1983. it’s now 2001 or 2002. it’s not selling.it would do okay, but we weren’t breaking into the big time. in europe we did. in europe, we could sell out stadiums, but in america it was just like, “oh it’s just savatage. whoop de fuckin’ do.”

    adam diyor ki mealen, "tso'yu kurarken savatage'daki her şeyi aldık buraya koyduk çünkü savatage para kazandırmıyordu. harcadığımızdan azını kazanıyorduk. bize asla vazgeçmeyin diyorlar da bir dur aga orada, savatage ne zaman kuruldu ? 1983 ve şu anda 2001-2002. satmıyor abi. satabilirdi olabilirdi ama bu kadar zaman geçti ve olmadı işte. avrupada oldu ama, avrupada stadyumları doldurduk ama amerikada biraz şöyle bakıyor millet olaya "hee savatage mı ? boşver abi"

    ...in europe, we could sell out stadiums, but in america it was just like, “oh it’s just savatage. whoop de fuckin’ do.”...

    burası acayip. olay sadece dağıtım şirketlerini aşmış dinleyiciler arasında da belli ki bir küçümseme hali var. adamlara baksana "avrupada stadyum dolduruyoruz ama burada 'savatage mı ? ıyyyy' diyor millet"

    devamı daha komedi.

    "when the tso idea came out, ı thought paul was out of his mind. ı thought, “great. now my best friend and producer has finally cracked up. he wants to turn me into the heavy metal santa claus.” but you know what? the guy was right. we knew it. we knew savatage was never just a heavy metal band. never. our biggest problem was our name. the song “12/24”…we sent that song to 500 radio stations under the name savatage. only 30 stations played it. the very next year, we took the exact same recording. we didn’t even remix it! we put a cover of a christmas tree and an angel and called it tso. ıt was the number 1 requested song on over 500 radio stations. ı made more money off of that song than ı did in my entire career with savatage."

    "tso fikriyle geldiğinde paul kafayı yedi dedim kendi kendime. "valla helal olsun, en iyi arkadaşım ve prodüktörüm sonunda keçileri kaçırdı ve beni metalci bir noel baba yapmaya çalışıyor. ama işin kötü yanı haklı da. haklı olduğunu biliyoruz çünkü savatage hiç bir zaman sadece bir metal grubu değil. asla. bizim en büyük sorunumuz ismimizdi. mesela "12/24" şarkısınnı 500 radyoya gönderdik savatage ismiyle. sadece 30 u çaldı. bir sene sonra aynı kaydı tekrar gönderdik hatta remix bile yapmadık. sadece kapağına bir noel ağacı ve bir melek koyduk üstüne de tso yazdık. 500 radyo istasyonunda en çok istek alan 1 numaralı şarkı oldu. o şarkıdan tüm savatage kariyerim boyunca kazandığım paradan daha çok para kazandım"

    adamların amerikadaki saygınlıkları milletin bakış açısı cidden acayip. lan şu grup türkiyede olsaydı camia geçtikleri yola pamuk döşenir öldükten sonra mumyaları yapılır beyinleri ileride bir canlandırma operasyonu falan olabilir diye özel sıvılarda saklanırdı. bolluk böyle bir şey olsa gerek.

    söyleşinin tamamı burada: https://defendersofthefaithmetal.com/…tab0-vlh4c828
  • müzik dünyasının en baba en kral grubudur.

    18 yaşımda da dinliyordum; şimdi de.

    müzik nasıl yapılır, güfte nasıl yazılır, heavy metal opera olur mu, hepsine çatır çatır cevap veren gruptur.

    bunları dinleyip de beğenmeyen kerestedir, kütüktür.
  • insanların müzik zevkini ölçmek için kullanılabilecek müzik grubu.

    + şunu dinler misin
    - ne abi bu ?
    + savatage , dinle ve fikrini söyle
    - hımm , kulağa hoş geliyor ama pek sarmadı beni
    + anladım , müzik kulağım ve zevkim yarrak gibi diyorsun yani.
  • insanların içlerinde gizledikleri, kalplerinin en ücra köşelerinde hapsettikleri, anlatmaya güçlerinin veya cesaretlerinin kafi gelmediği tüm duyguları, düşünceleri, sevinçleri, nefretleri, aşkları, savaşları, haykırışları, güzellik ve çirkinlikleri, en saf haliyle gün ışığına çıkaran, en görkemli şekilde süsleyip en can alıcı şekilde notalara ve kelimelere döken, insana semanın güzelliğini yaşatan fakat, aynı zamanda magmayı da tattıran, aslında sanatına tanıklık etmemiş birisine kendisini anlatmanın, bir şahsa, gidilen bir resim sergisindeki resimlerin güzelliklerini anlatmaktan farksız olduğu emsalsiz heavy metal topluluğu.
  • müzik hafızası diye çok güçlü bir şey var ve o şey birçoğumuzun yaşamını inanılmaz biçimde etkiliyor. bu başlığa şöyle bir göz attım ve savatage üzerine söylenenlerin birbirine ne çok benzediğini gördüm; ne güzel: yıllar öncesinde bir dönem büyük bir heyecanla keşfedilen, o döneme damgasını vuran, sonra bir dönem niyeyse unutulan ama yıllar sonra yeniden karşılaşıldığında yine o eski muazzam etkileri yaratmayı başaran grup. benim için de tam olarak böyle.

    savatage - helloween ve blind guardian ile birlikte - hayatımın bir dönemine müthiş bir damga vurdu. hatta okulu bitirmeme yardım etti, aslanım benim. üniversite dönemiydi. okulum ile evim arasında bir buçuk saat vardı ve bu bir buçuk saatin içine üç farklı vasıta giriyordu. ayazına yandığım izmir sabahlarında sekiz buçuktaki ders için yataktan kalkıp o vasıtaları kullanmak bir nevi çin işkencesiydi. bu işkenceyi çekilir kılan üç baba grubum içinde o dönem en çok savatage'ı seviyordum. çünkü onu diğerlerine kıyasla - tıpkı kendim gibi - daha öfkeli, daha karamsar, daha tutarsız ve "okuldan tiskiniyorum" fikrine daha yakın buluyordum... hey gidi be. şimdi, şu an dinlediğimde yine o otobüslerden birindeyim. elbette koca otobüste benim için oturacak bir yer yok. en arkadaki kapının önünde dikilmiş, sarı boyalı direğe sanki bir büyücü asasıymış gibi yapışmışım. asamı "arkadaşlar, arkası boş bak, görüyorum, ilerleyelim," diyen şoförün kafasına indireceğim. ama indirmiyorum. savatage sağ olsun. bu da böyle bir anımdır. müzik olmasa nasıl yaşanır bu dünyada bilmiyorum. bir de geçmişe duyulan o anlamsız özlem. bir nevi hastalık.

    but i don't think about you anymore.
  • neden metallica ya da ıron maiden kadar meşhur olamadıkları gerçekten anlayamıyorum. müzikleri en az onlar kadar güçlü. metal tarihinin en önemli bir kaç grubundan bir tanesi ancak bugünkü nesil isimlerini bile bilmiyor belki.

    tanım: metal tarihinin en underrated grubu.
  • bu grubu o kadar çok seviyorum ki normalde uyuz olacağım biri bu grubu seviyorsa adam akıllı uyuz olamıyorum o kişiye. velhasıl kelam insanı törpüleyen bir müzik yapan müthiş grup.
  • üniversitedeyken rockülte diye bir dergiye hakkinda 6 sayfa yazi yazmistim. tam da finaller öncesi. arkadas idare hukukunda sana savatage'i soracaklarmis zaten aynen devam et kerizim benim dedi. sinavda hakkinda tek bir soru gelmedi..

    demem o ki, cok kral gruptur, es gecmeyin.
hesabın var mı? giriş yap