• şeyh edebali’nin osman beye nasihatı:

    oğul, insanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler. avun oğlum avun. güçlüsün kuvvetlisin, akıllısın, kelamlısın. ama; bunları nerede, nasıl kullanacağını bilemezsen sabah rüzgarında savrulur gidersin. öfken ve nefsin bir olup, aklını yener. daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın. dünya senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir. bütün fethedilmemiş gizemler, bilinmeyenler, görülmeyenler, ancak; senin fazilet ve erdemlerinle gün ışığına çıkacaktır.
    ananı, atanı say, bereket büyüklerle beraberdir. bu dünyada inancını kaybedersen yeşilken çorak olur, çöllere dönersin. açıksözlü ol. her sözü üstüne alma. gördün söyleme, bildin bilme. sevildiğin yere sık gidip gelme, kalkar muhabettin itibar olmaz. üç kişiye acı; cahiller arasındaki alime,zenginken fakir düşene,hatırlı iken itibarını kaybedene.unutma ki! yüksekte yer tutanlar aşağıdakiler kadar emniyette değildir. haklı olduğunda mücadeleden korkma. bilesin ki atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler.
  • şeyh edebali'nin osman bey'in kayınpederi olduğu, şeyh olduğu, bir fıkıh alimi olduğu çok şüphelidir. çünkü böyle bir bağlantıyı sağlayacak erken döneme ait veriler yok. bu, aşıkpaşazade tarihi ile gelen bir rivayet. aşıkpaşazade'de şeyh edebali'nin torunu mehmet paşa'yı tanımış.(buradaki paşa terimi vezirlerin ünvanı olarak değil 13 ve 14. yy.larda dervişlere verilen bir ünvan olarak kullanılan paşadır) edebali'yi de ondan dinlemiş dolayısıyla bu bilgi o kanalla gelmiş.
    edebali'nin osman bey'in kayınpederi olduğunu söyleyen paşazade'yi diğer osmanlı tarih yazarları olduğu gibi aktarmışlar.
    peki aşıkpaşazade neden bunları yazıyor? kendisi, 1239'da babailer isyanı'nı çıkaran baba ilyas'ın torunudur. edebali'de bu isyanı çıkaran babailer diyebileceğimiz zümreye dahil. hatta baba ilyas'ın çok önemli bir halifesi. bu babailerin büyük çoğunluğu da vefaiyye denilen heterodoks bir tarikata mensup. yani aşıkpaşazade osmanlı beyliği'ni kendi soyuna sopuna, tarikatına bağlamak istiyor, babailer isyanı ile ilgili kötü düşünceleri silmek istiyor gibi.
    edebali'nin ahi olduğu konusu da çok şüpheli. elimizde bu konuda da veri değil rivayet var. hiç bir kaynakta, hiç bir osmanlı kroniğinde edebali ahi olarak anılmaz. sadece neşri tarihi, "edebali'nin ahi şemsettin isimli bir karındaşı vardı" der. işte edebali'yi ahi yapan da bu ifadedir. edebali'nin kardeşi ahiyse kendisi de ahidir denilmiş ve bu böyle devam etmiş.
    edebali'nin bir fıkıh alimi olduğu da çok şüphelidir. edebali'nin bir fakih olduğu sadece taşköprülüzade'nin şakayık-ı numaniye'sinde beliritilir. oradan da neşri ve oruç bey'in tarihine geçer. bunların dışında yine hiç bir kaynak edebali'nin hukuk okumuş birisi olarak söylemez. sadece "ilm-i rüya-yı hûb(rüya yorumlama)" bilirdi denir. göçebe ve yarı-göçebe türkmenlerin içinde hukuk okumak zor bir ihtimal.
    peki kimdir edebali? devrindeki yüzlercesi gibi bir rum abdalı, bir derviş. bu bilgi dışında kesin konuşmamız için hemen hiç veri yok. sadece edebali için değil bütün erken dönem osmanlı tarihi için bu böyle...
    son bir söz edebali'nin osman bey'e nasihatı gibi bir şey de yoktur. sonradan uydurulmuş bir şeydir o.
    de gaulle'in "tarih biraz da efsaneyle mitolojiyle yazılır" sözünü sevdiğimi de ekleyeyim.
  • ironik olan; kendisinden en çok alıntı yapan siyasi kanadın, öğütlerine en az sadakat gösteren cenah olmasıdır muhtemelen.
  • osman gaziye rüyada görünmüştür. şeyh edebali'nın göğsünden parlayan bir ay çıkar. bu ay osman gazi'nin göğsüne girer. sonra osman gazi nin göğsünden ulu bir çınar yükselir ve dalları cihanı sarar.
    şeyh edebali bu rüyadaki ayın, kızı malhun hatun olduğuna, onun osman gaziyle evleneceğine yorar. koca çınar ise osmanlı devletidir.
  • edebali'ye ithaf edilen vasiyet tarık buğra 'nın osmancık adlı eserinde roman kahramanı olan edebaliye söylettiği sözlerdir.aslında o vasiyet tarık buğra'nın kurgusudur.
  • osman bey'e nasihatinde şöyle güzel bir cümle geçiyor:

    insanı yaşat ki devlet yaşasın..

    devamı da çok anlamlı, bir muska gibi taşımalı her an her insan yanında.

    ey oğul, artık bey’sin!
    bundan sonra
    öfke bize, uysallık sana.
    güceniklik bize, gönül almak sana.
    suçlamak bize, katlanmak sana.
    acizlik bize, hoş görmek sana.
    anlaşmazlıklar bize, adalet sana.
    haksızlık bize, bağışlamak sana...

    ey oğul, sabretmesini bil,
    vaktinden önce çiçek açmaz.
    şunu da unutma;
    insanı yaşat ki devlet yaşasın.

    ey oğul, işin ağır,
    işin çetin, gücün kula bağlı.
    allah yardımcın olsun...
    güçlüsün, kuvvetlisin,
    akıllısın, kelamlısın!
    ama; bunları nerede,
    nasıl kullanacağını bilmezsen
    sabah rüzgarında savrulur gidersin.
    öfken ve nefsin bir olup aklını yener.
    daima sabırlı, sebatlı ve
    iradene sahip olasın!
    dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi
    değildir. bütün bilinmeyenler,
    feth edilmeyenler,
    görünmeyenler, ancak sen faziletli ve
    ahlaklı olursan gün ışığına çıkacaktır.

    ey oğul ! ananı , atanı say !
    bereket büyüklerle beraberdir.
    inancını kaybedersen ,
    yeşilken çöllere dönersin.
    açık sözlü ol ! her sözü üstüne alma !
    gördüğünü görme ! bildiğini bilme !
    sevildiğin yere sık gidip gelme !

    ey oğul ! üç kişiye acı :
    cahil arasındaki alime ,
    zenginken fakir düşene,ve
    hatırlı iken itibarını kaybedene.

    ey oğul! unutma ki,
    yüksekte yer tutanlar,
    aşağıdakiler kadar emniyette değildir.
    haklıysan mücadeleden korkma !...
  • cahil ile dost olma. ilim bilmez, irfan bilmez, söz bilmez; üzülürsün.
    saygısızla dost olma. usul bilmez, adap bilmez, sınır bilmez; üzülürsün.
    aç gözlü ile dost olma. ikram bilmez, kural bilmez, doymak bilmez; üzülürsün,
    görgüsüzle dost olma. yol bilmez, yordam bilmez,kural bilmez; üzülürsün.
    kibirliyle dost olma. hâl bilmez, ahval bilmez, gönül bilmez; üzülürsün.
    ... ukalayla dost olma. çok konuşur, boş konuşur, kem konuşur; üzülürsün.
    nâmertle dost olma. mertlik bilmez, yürek bilmez, dost bilmez; üzülürsün.

    (şeyh edebâli)
  • osmanlı devleti’nin kurucusu sultan osman gazi’nin kayınpederi, zamanının büyük alim ve velilerinden.
    tefsir, hadis, tasavvuf ve özellikle islam hukuku’da ihtisas sahibidir. hz. mevlana gibi, zamanının büyüklerinin sohbetinde bulunur.
    ilimde derya, amelde yüksek, takva ve verada örnek, mal-mülk sahibi bir zat olan edebali, eskişehir yakınlarında itburnu denilen köyde yaşar, yaptırmış olduğu zaviyede öğrenci yetiştirir ve halkı irşad eder.
    anadolu fütüvvet ehli ahilerle yakın münasebeti olan edebali’yi osman bey sık sık ziyaret eder ve sohbetinde bulunur.

    yine osman bey’in zaviyede bulunduğu bir gece, gördüğü rüya üzerine edebali, kızı mal hatun’u osman bey’e nikahlar ve görmüş olduğu rüyayı da söyle tabir eder:

    “sen babadan sonra bey olacak, kızım mal hatun’la evleneceksin. bende çıkıp sana gelen nur budur. sizin asil ve temiz soyunuzdan nice podişahlar gelecek. onlar nice deletleri birçatı altında toplayacaklar. allahü teala, nice insanların huzur ve saadete kavuşmasına, din-i islamla şereflenmesine senin soyunu vesile edecektir.”

    gerçekten de öyle olur, altı asırdan fazla devam edecek olan bir cihan imparatorluğu’nun temelleri atılır ve bunun ilk müjdecisi de edebali hazretleri olur.

    uzun bir ömür süren edebali 726 h./1325-26 yıllarında yüz yirmi yaşları civarında olduğu halde vefat eder. cenazesi bilecik’de zaviyesinin yanına defnedilir.
  • osman bey'in ikinci karısı bala hatun'un babası ve ahi şeyhlerindendir. inönü yakınlarında bir zaviyesi vardı. din adamı yetiştiren şeyh edebali, 1326'da vefat etmiştir.
  • osman gazi, şeyh edebali'nin evinde yatarken bir rüya görür: şeyh'in göğsünden bir hilal çıkar, hilal büyüyüp dolunay olur ve osman gazi'nin koynuna girer. sonra bir ağaç çıkar ortaya, dalları büyür, büyür, büyür ve bütün cihanı kaplar. bu rüya şeyh'in kızı bala hatun'la osman gazi'nin çocuklarının cihana hükmeden bir devlet kuracağı şeklinde tabir edilir. ve bu bildik efsaneye binaen osmanlı soyunun dayandırıldığı devrin en önemli âlimlerinden biridir şeyh edebâli... ve fakat gelin görün ki; bu mebhus rüya meselesinde, efsanenin inanırlığını zedeleyen bir kurgu hatası vardır. zira osmanlı saltanatı osman gazi'nin bala hatun'dan değil, önceki hanımı mal hatun'dan doğan çocuğu orhan gazi'yle devam eder. ne yazık ki bu inandığımız ve/veya inandırıldığımız efsane sapkın bir zihniyete yaslanmaktadır.
    niye osmanlı soyunu edebali'ye bağlamak zorunda hissetmiş insanlar? haydi o devirlerde soyculuk, ırkçılık gibi kavramlar olmadığından bu efsaneyi kurgulayanları bu ithamlardan uzak tutalım. ama orhan gazi'nin annesinin sıradan bir bey kızı olduğunu unutturma çabası güden ve osmanlı soyunu devrin en önemli âlimlerinden edebali'ye bağlamaya çalışan bu zihniyet en azından bir nevi "seçkincilik" değil midir? ve bunun tesirleri günümüze kadar devam etmiş değil midir?
hesabın var mı? giriş yap