• tam hali "türkiye'de sinema salonlarının projeksiyon cihazının parlaklığını kısması" olacaktı. ama karakter sınırına takıldı.

    evet arkadaşlar, maalesef her yönden kesinlikle bir sıkıntısı olan canım ülkemde gün geçmiyor ki yeni bir düzenbazlık ortaya çıkmasın. zaten bilinen bir şeydi parlaklığın kısılması. ancak vizyona giren dune filmiyle herşey daha çok ortaya çıkmış bulunmakta. bilindiği üzere türkiye'de vizyona girmeden önce hbo max'te yayınlandığı için bu film malum ortamlara düştü. benim de evimde kendi projeksiyon cihazım var. ben de dedim ki spoiler yemeden ben bu filmi evimde izleyeyim, haftasonu da gider sinemada izlerim dedim. kendi evimde gayet rahat izledikten sonra sinema salonuna gidince ne göreyim? benim evde net gördüğüm sahneler aşırı karanlık. tamam film bir çöl gezegeninde geçtiği için o havayı verme adına biraz karanlık çekilmiş. ancak ben evde izlerken o kadar karanlık değildi. birçok şeyi çok rahat seçebiliyordum. ben acayip sinirlendim ama yanımdaki arkadaşıma belli etmedim filmden aldığı keyif düşmesin diye. bu arada sinema salonu uyduruk bir salon da değil. ama gelin görün ki onlar da bunu yapıyor.

    peki neden bu yapılıyor? tamamen projeksiyon cihazının ampul ömrünü uzatıp daha uzun kullanmak için. örnek olarak benim projeksiyon cihazının tasarruf modunda ampul ömrü 7500 saat. ancak ben bunu parlak moda alırsam 4000 saat. neredeyse yarı yarıya olacak. yani türkiye'deki sinema salonları sizin seyir zevkinizi değil de kendi projeksiyon cihazlarının ampul ömrünü düşünerek hareket ediyor. siz sinema sektörü ölmesin, destek olalım diye gidiyorsunuz ama onlar sizin sektörü önemsediğiniz kadar önemsemiyor. nereden kısıp da daha çok para kazanırız derdine düşüyor.

    filmograf kanalı da video'sunda bu konuya da değinmiş.

    edit: alper çağlar da attığı tweet ile hem destek oldu, hem de bu durumu doğruladı.

    edit 2: filmograf kanalı teşekkür etmiş. rica ederim. asıl ben teşekkür ederim konuyu çok güzel özetledikleri için.

    edit 3: dünden beri eski sinema çalışanlarından gelen mesajlar üzerine birkaç bir şey daha ekliyorum. bu bilgileri onlardan aldım. evet ışık kısmak gayet mümkün. bazı arkadaşlar bana ulaşıp böyle birşeyin mümkün olmadığını, sinemadaki projeksiyon cihazlarının farklı olduğunu söyledi. ama arkadaşlar gayet de mümkün. birçok kişi gidip çalışanlara söylediğinde ışığın açıldığını söyledi. zaten direkt sektörün içinde olan alper çağlar durumu doğruladı.

    bir konu daha var. o da parlaklığın düşük olmasını etkiliyormuş. o da projeksiyon cihazlarının bakımının yapılmaması. gittiğiniz salonda film aşırı bir şekilde karanlıksa bu projeksiyon cihazının bakımlarının yeterli şekilde yapılmadığını da gösteriyormuş. ancak bu durumda da yine biz sinema severler düşünülmüyor. sinemalar kapalı durumdayken gayet bu yapılabilir, izleyiciler için salonlar hazır hale getirilebilirdi. zaten pandemi döneminde sinemadan uzaklaşıp, evde film izlemeye alışmış insanlara bu şekilde sinemayı yeniden sevdirebilirdi. ama o da yapılmadı. salonları yenileyip, tüm bakımları yapan sinema salonları üzerlerine alınmasınlar. onlar bizim canımız. bazı arkadaşlar da sektörün içinde olduklarından ampul değişimi, cihaz değişimi, yedek parçalar vs. hepsi dolar üzerinden olduğundan büyük şirketlerin tüm salonlarında bu işlemi yaptıklarında büyük faturalarla karşılaşacağını söyledi. haklılar. ama şöyle de bir durum var. eğer herşey yenilenmiş olsa bu sefer de insanlar yenilenmiş, düzelmiş diye reklamını yapardı emin olun. sosyal medyada, şikayetvar'da sürekli bu konu konuşulmazdı.

    burayı okuyan şirket yetkilileri varsa lütfen bizi duyun. ampul parlaklığını kısmayın. ben ve benim gibi bir sürü sinema sever bu durumdan çok rahatsız. ampulü kısmadığınız halde biz o çamur gibi görüntüleri izliyorsak o zaman lütfen bakımları tam yapın. düzeldiğini gördüğümüz an biz hücum ederiz zaten.

    edit 4: neden bay anderson isimli yazarın girdiği entry'den öğrendiğimize göre yaklaşık 2 yıl önce edward norton da aynı sorundan bahsetmiş.
  • cinemaximum'da birkaç defa başıma geldi. sonuncusunda yetkili ile konuştum, durumu hiç itiraz etmeden kabul etti. ücret iademi yaptı. daha parlak nerde izlediniz ki diye merakla sordu, büyülü fener dedim. ondan sonra bir daha cinemaximum'a gitmedim. bilerek, şirket politikası olarak yapıyorlar.
  • zamanında antebellum filmini cinemaximum markantalya'da izleme gafletinde bulundum. film gece geçiyor ve tüm oyuncular siyahi. filmin yarısı simsiyahtı.
  • yanlış bilinen şeylerden biri.

    sinemalar ampül ile çalışan projektör kullanmıyor çünkü bu çok masraflı. tamamına yakını laser projektör kullanıyor.

    parlaklığın kısık olma nedenlerinden biri her film için projektörlere ayar yapılması gerekirken sinemaların default ayarda film oynaması+ kötü projeksiyon cihazları kullanmaları. ve çoğunun kötü kopya oynatması... çoğu sinema çoğu filmi bildiğiniz vlc ile oynatıyor, özellikle bizim sol tayfanın sevdiği sözde bağımsız sinemalar.

    laser projektörlerde lamba ömrü yoktur. çünkü lamba yoktur.

    lamp vs laser vs lcd : link

    bu olay şehir efsanesidir, alper çağlar bunu körükleyen tweetler atarak iyice yaymıştır.
    (ülkenin sinemacısı bu kadar bilgi sahibi işte)

    bizim ülkemizdeki sinemalar sadece görüntü değil ses olarak bile standartların altındadır.

    örneğin; filmlerin yüzde sekseni dolby atmos yada dtsx ses ile gelir ama siz bunu eski tip 5.1 ses ile izlersiniz, üstüne bir de paribu şirketi size dolby atmos filmi mpx diye birşey uydurup ekstra para ile satar.

    cinemapink sinemaları her sinemada bunu yazar "sinemamızda sony 4k laser projector ve dolby atmos ses sistemi kullanılmaktadır" diye.

    imkanınız varsa onları tercih edin.

    link

    edit: dostlar, bunun haricinde sinemada filmler zaten evde izlediğinizden soluk renktedir. hatta 2020 sonrası tvlerde ayarları sinema moduna alırsanız tüm renkleri kısılır.
    buna film maker mode denir ve kalibrasyonu christopher nolan ve martin scorsese tarafından yapılmıştır.

    link

    tom cruise'da bir video yayınlayarak filmlerin böyle izlenmesini istemişti.

    link

    dolby atmos ve dtsx için: (bkz: #141542945)(bkz: #114465444)

    edit 2:
    görsel
    hemen bir tane troll fırlamış... her digital kopya aynı değildir... dvd, blu-ray, dcp oynar sinemalarda bu üç sistemde farklı ses, görüntü kodekleri içerir.
    dahasını söyleyeyim; o çok sevdiğimiz film festivallerinde yerli yönetmenlerimizin çoğu dcp hazırlatmayıp usb'den 2gb dosya ile oynatıyor filmini.

    dcp nasıl hazırlanır, nasıl dağıtılıyor hiçbir fikri yok.
    ana dağıtıcı dediği de tr de 3 şirket var zaten, sanırsın christopher nolan filmin dcp si nolan'dan alınıyor... değişik formatlar için değişik dcp ler hazırlanıyor ama bizde optimal bir kalitedeki dcp her yere dağıtılıyor.
    ses kodekleri kısmında bunu yazdık ama okuduğunu anlamayan insana ne anlatabilirsin.
  • iyice boku çıkmıştır.

    usteki yazara ilave olarak, no time to die'da da gozlerimizi kan aglatmistir.

    amk ulkesinde bu yuzden insanin evden cikasi gelmiyor. hep bir ibnelik, puştluk.
  • aynı gıdalardaki gramaj hilesi gibiymiş. benim bile aklıma böyle tasarruf gelmedi lan.

    (bkz: gizli zam)
  • sorun ne bende ne de çekenlere değilmiş demek. hele film 3d olunca bir bok anlaşılmıyordu filmden. meğersem bunların çakallığı imiş. bundan sonra gitmem artık.
  • en son nautilus conemaximumda bond filmini izledikten sonra farkedip " yok artik ya o kadar da degildir artik seni kuskucu gotveren" diye kendimi avutmustum

    allahtan bond idris elba degildi amk bi sikim goremezdik o zaman.

    tanim. kalitesizligin diyarinda yasanmistir.
  • sinema salonlarının leş görüntü ve ses sistemleri, fahiş bilet fiyatı global bir sorun. dolby şirketi sırf bu yüzden kendi sinemalarını kurmaya başladı.
    bu boktanlığın nedeni tıpkı türkiye cinemaximum örneği gibi uzak doğulu leş şirketlerin dünya sinema salonlarını ele geçirmesi.
    abd'de bu yüzden home theater olayı yaygınlaşmaya ve insanlar streaming servislere yönelmeye başladı.
    quentin tarantino bile isyan edip filmini gösteren sinemalara lens ve ışık ayarını yazıp gönderiyordu bir dönem. hatta o da kendi sinemasını kurdu bu yüzden.
  • filmlerini sinemalardan önce dijital platformlara satanlara hak vermeye başladım.

    sinemalar ticari bir amaçtan daha ötedir. bunu bile kavrayamayan parayla kafayı bozmuş insanlara para kazandırmamak en iyisi.
hesabın var mı? giriş yap