• bunu gerçekten bilmiyorum. ama ölüme yakın olduğumu hissettiğim, o an ölebileceğimi düşündüğüm anı biliyorum. bir diğeri de o an anlamayıp sonradan tehlikeyi öğrendiğim bir zamandı. başlığa uysun, ilkini anlatayım.

    bir akşam vakti, sanırım 22.00 civarı, ankara'nın o saatlerde pek de tenha olmayan ama çok da kalabalık olmayan 3. cadde'sinde tek başıma yürüyorum. kafam o kadar dolu ki o zamanlar boğuştuğum sıkıntılarla.. karşımdan da tahmini 9-10 yaşlarında bir çocuk geliyor. karşımdan birinin geldiğini fark ediyorum ama ilgilenmiyorum. sonra bana doğru yürürken elini kaldırdığını ve elinde parlak bir şey tuttuğunu fark ediyorum. kafamı çevirip bakınca sokak lambasının ışığında parlayan silahı görüyorum ve "bam!" diye bağırıyor. ne yürüyüşüm değişiyor ne de boş boş bakışlarım. bir an ona bakıyorum, silahı fark ediyorum "bam!" diye bağırıyor kafasının güzel olduğunu fark ediyorum ve istifimi bozmadan kafamı yoluma çevirip aynı adımlarla yürümeye devam ediyorum.

    işte asıl yaşadığım şok bundan sonra geliyor. o an orada ölebileceğimi anlamış olmama rağmen içimde zerre korku, kaygı duymamış olmak ve herhangi bir tepki vermemiş olmak beni şok ediyor.. normalde böyle bir şeyle karşılaşsam, yine aynı tepkileri versem bile biraz ilerleyince polisi arayıp ihbarda bulunurum ama ben sadece yürüyüp gidiyorum. birkaç yıl boyunca kendime edindiğim dertlerin beni nasıl uyuşturduğunu, ne hale getirdiğini yüzüme vuruyor bu olay.. bir silkelenme sebebi oluyor..
  • tren rayına bozuk para koymak; arkadan gelen siren sesi.
  • 18 haziran 2012 mahalleden arkadaşlarla anlaştık okulun bahçesinde basket oynıycaz neyse yemeğimi yedim çıktım kulağımda kulaklık basket oynamaya giderken patlıyorum elimde basket topum bi yandan sektiriyorum.köşeyi döndüm caddeye doğru kaldırımda kafam önde yürüyorum. müziğin sesi açık ama dışarda arabaların kornası duyuluyor hafiften, 5 10 adım attım acı uzun bi korna duydum. kafamı kaldırmamla 5 metre uzağımda bana doğru gelen minübüsü görmem bir oldu diceksiniz niye kaçmadın kaldırımda minübüs gördüm o anki şokla tabiki düşünemedim bunu. hikayenin gerisi ise kendimi hastanede hani şu doktorlar dizisinde yeni gelen acil hastayı sedyeyle sürdükleri gibi sürüyolardı sedyemi. insanların suratıma bakışlarını hala hatırlarım gözümü kapatınca. yüzümü acıdan hissetmiyordum dedim heralde kaydı suratım . ağlıyacaktım ağlayamadım. hayır anlamıyorum mına kodumun kaldırımında minübüsün ne işi var
  • ankara-izmir karayolundaydım. afyonu geçmiştim. çift şerit yolda 150-160'la gidiyordum. birden ilerdeki petrol ofisinden geri geri kayan bir tır gördüm. zor durmuştum. tır komple yolu kapattı ve içinde kimse yok. hem cok ilginc bir olaydı hem direkten dönmüştüm resmen.
  • lise son yazı.. arkadaş (murat) arabasını yeni almış, fırıl fırıl geziyoruz.
    memleket izmir olunca her yer yakın..
    bir gün kuşadası, bir gün çeşme.. foça.. canımız nereyi isterse..

    kafaya bak:
    bornova'da iç, çiğli'ye git kızın mahallesinde korna bas, mahalleyi ayağa kaldır (tam apaçilik)
    sonra haydi, çeşme'de kumru yemeye niyetlen..

    nasıl içtiysek ben uyumuşum, işin kötüsü murat da uyumuş.. evet sürerken..

    arkadaş nasıl bir gürültüyle uyandım,
    dönüyor araba, dünya, ben, araba, dünya..

    durdu, bayılmışım, ayıldım..

    kamyon şoförünün ifadesi:

    karşılıklı geliyoruz, ben sağa kırdım o da kırdı,
    ben sola, o da sola, bir süre sonra çarpışma kaçınılmaz..
    bizimki yolda uyuyunca araba gezmeye başlamış yol üzerinde,
    kamyonun arka tekerine çarpıp, üzerine altı takla,
    45 metre sürüklen, bir de üzerine şarampole yuvarlan..

    araç pert, murat ilk taklada araçtan fırlamış yolun üzerinde kalmış..
    ben son ana dek, sadece benim sığabileceğim küçük bir boşlukta araç içinde..

    öldürmeyen allah gerçekten öldürmüyor.
    bir kısmı derin, ufak tefek sıyrıklarla yırttım..
    aylarca cam çıktı vücudumun her yerinden

    hayata değişik bakmaya başladım o ayrı..
  • 1-şofbenden zehirlendim. gözümü hastanede açtım
    2- otobüsle şarampole uçtum. gözümü hastanede açtım

    (bkz: allahın hakkı üçtür)
  • otobüs kullandığım nadir zamanlarda tıka basa dolu,işe gidiyorum efenim neyse gebze-harem illeti katil sürücülerden biri aniden frene bastı,cama yapıştım resmen en öndeyim bide dedim kesin öldüm neyse bişey olmadı.
  • havuzun tam ortasındayım. en derin noktasında. karşıdan yeğenim kollarını açmış, gülerek bana doğru yüzüyor. 5-6 saniye sonra yanıma geldiğinde hiç beklemediğim bir şey yapıp, omuzlarımdan aşağı bastırıyor beni ve bum.

    hazırlıksız yakalandığım için dengemi toparlayamıyorum. dibe vurup yukarı çıkmayı deniyorum ama ayağımın altında sonsuz bir boşluk var. zaman duruyor, boşluk beni içine çekiyor. kimse olup bitenin farkında değil. her şey saniyeler içinde oluyor ve ben ölüm tanrısına not today diyerek son bir hamleyle suyun üstüne atıyorum kendimi.
  • deli gibi yağmur yağıyor, sokak karanlık, acelem var..köşeyi dönüyorum, acı bir fren sesi..gözümü açıyorum, kamyonetin zayıf ışığıyla karşılaşıyorum..elimde şemsiyem öylece kalakalıyorum...sonradan bu sahneyi düşündüğümde kendimi hep totoroya benzetiyorum..
    ahanda bu hali
  • eski kayinpeder, kizim ve ben sofradayiz. kayinpeder habire bir seyler anlatiyor, anlatiyor, anlatiyor. dinlemek istemiyorum, nefret ediyorum ondan, sesi bile beni delirtiyor -ki o donem bizimle yasiyor; yaslidir diye ben cagirmisim ustelik. sesi kesilmek bilmiyor. yemek yiyoruz ve onun soyledigi bir seye itiraz etmek icin agzimi aciyorum. once derin nefes alip sakinlesmek ve oyle konusmak istiyorum; ama...

    nasil oldugunu anlayamadigim bir sekilde hık diye kaliyorum, lokmam bogazimi kapatiyor. nefes alamiyorum, veremiyorum, panige kapilmamaya calisiyorum. kizim karsimda korkmasin istiyorum, ama yok. bogulmak uzereyim. kendimi yere atiyorum, kollarimla gogsume, sirtima vurmaya calisiyorum. fayda yok. en son allah'a sigindigimi hatirliyorum, "noolur kizimin gozleri onunde olmeyeyim."

    sonra birden nefes almaya basliyorum. sakinlesince kalkiyor ve yerime oturuyorum. bu sure icerisinde, kendimi yere attigim an dahil, kayinpeder kipirdamiyor bile yerinden. ben oturunca anlatmaya devam ediyor, sormuyor ne oldugunu. kizim kalkip kucagima geliyor, onu opuyorum.

    ben bu yuzden pek buyuk lokma yiyemem, hap vs yutamam cok.
hesabın var mı? giriş yap