• ds9, star trek evreninde kuraları yıkan sıra dışı bir mola gibi.. ağır başlayıp izleyicisinin sabrını test eden, 3. sezonla beraber yavaştan ritmini tutturup eşsiz bir serüvene dönüşen dizidir.

    derin politik eko sistemi, diğer ırkları figüranlıktan çıkarıp hikayenin merkezine koyması, iyi-kötü arasında gidip gelen mükemmel gri karakterleri, federasyon kurallarının dışında yarattığı renki dünyası, kendisinden önceki serileri de içine alan devamlılığı ve her bölüm oldu-bitti formülünü sezon boyu olaylara taşıması ds9'ın eşsiz yanlarından bazıları.

    yobaz bajoranlar, bajoranlı terrorist maquis'ler, hırslı cardassian'lar ve onların gizli teşkilatı obsidian order'ın entrikaları, klasik romulan'lar ve gizli örgütleri talshiar, barzo klingon'lar, quark'ın müşterilerini kazıkladığı barı ve dolandırıcı ferengi'ler, federasyonun kanun dışı örgütü section 31, dominion ve kurucuların kontrolü altındaki vorta ile jem'hadar'lar, insanlarla eğlenen kahin adlı dört boyutlu varlıklar ve daha çok daha fazlası bu serinin izlemeye doyulmayan güzellikleri oldu benim için.

    ds9'ın hayran olduğum yanlarından biri karakterlerinin zenginliği oldu. ds9'da karakterler saf iyi veya kötü değil. iki tarafa da gidip gelen gri alanda gezinen derin karakterler.
    örneğin garak bir terzidir ama aynı zamanda bir ajandır. geçmişi işkencelerle dolu acımasız biridir diğer taraftan çok sevimli bir terzidir. quark dolandırıcı bir ferengi'dir ancak vicdanı ile cebi arasında gidip gelmektedir. odo ilkeli bir görev adamıdır ancak masum insanların ölmesine göz yumabilmektedir. kira pek çok insanı öldürmüş veya feda etmiş eski bir terroristtir. dukat iyi olmaya çalışan bir nazi subayı gibidir ancak iyi olmaya çalıştıkça daha kötü birine dönüşmektedir. ve bu gri alan sadece karakterlerle sınırlı kalmaz dizi boyunca gri alanda kalan eylemlere de şahit oluruz; dukat'ın gazdan etkilenip federasyon askerlerini öldürmesi, odo'nun aşkı için bir koloniyi yok ederek alternatif gerçekliği önlemesi gibi.

    karakterlerlerin dizi boyunca gelişip değişmesi, ilk sezon oldukları ile son sezonki halleri arasındaki muazzam fark ve bunun izleyicinin içine işleyerek başarılmış olması ds9'nin bir diğer etkileyici yanıdır.

    tabi ki bazı hayal kırıklıkları da yok değil. benim için sisko star trek evreninin efsane kaptanları arasında zayıf bir karakter olarak kaldı. bir picard karizmasına veya kirk enerjisine sahip olamadı. jadzia dax'in karizmatik bir karakter olarak başlayıp içi boş bir kezbana dönüşmesi şansız oldu. sisko'nun oğlu jake işlevsiz sıkıcı bir karaktere evrildi. worf ise gelişim gösteremeyen kütük gibi bir karakter olarak kaldı. tng'de de böyleydi :)

    benim için en büyük sürpriz ferengi'ler oldu. tng'de harcanmışlar resmen. quark, kardeşi rom, yeğeni nok, denetmen brunt, büyük nagus zek, anneleri moogie.. izlemeye doyamadım. sadece ferenginar'da geçen bir star trek dizisi olsa bıkmadan izlerim :)

    tabi her şeyin bir sonu var. bitirdikten sonra politik evrenini, karakterlerini, hikayelerini özlediğim eşsiz bir seri oldu ds9. itiraf etmem gerekirse bu çok popüler olmayan başlığa biraz da kendim için yazdım, ileride ds9'ı özledikçe tekrar okurum diye :)
  • star trek in 3. ve bence en güzel dizisidir
    olaylar diğer dizilerin aksine bir uzay istasyonunda geçer.herşey birbirine bağlıdır önceki bölümleri seyretmemişseniz o an izlediginiz bölüm biraz karmaşık gelebilir.star trek'in biraz daha karanlık olmasında önemli rölü vardır...
  • original series, the next generation, voyager ve enterprise ın aksine, steril olmayan tek star trek dizisi. o istasyon ve gezegenler gerçekten orada var ve gerçekten orada birileri yaşıyormuş hissiyatını verebiliyor... bu dizinin geçtiği ortamda ciddi ticaret ilişkileri, ırklar arası poltik ve sosyal ilişkiler görülebiliyor... tüm bu gerçekçiliğin ve yoğunluğun nedenide ronald d moore un bu dizide yapımcı ve yazar rollerini üstlenmiş olması...
  • karakterleri mükemmel bir detaylılık barındıran, hikayesinin anlattığı uzun süreçte, bağımsızlığı, ayrımcılık karşıtlığını ve farklılıklara saygıyı öne çıkaran mükemmel bir dizi, adeta çok uzun metrajlı bir film.

    bağımsızlığını kazanan bajor'da, federasyona katılan cardassia'lıların işgalinden sonra, eski bir cardassia işgal istasyonu olan ve bajor'un yörüngesinde, bir wormhole'un hemen yanında bulunan, federasyon tarafından deep space 9 adı verilen istasyona, bajorluların isteğine müteakip benjamin sisko'nun atanması ile başlar hikaye. federasyonun, bajor'un, cardassialıların, ferengi'lerin, klingonların, romulanların ve elbette domion'un evrimini ve zor kazanılan barışın inşa sürecini izlemek, benzerine az rastlanan bir deneyimdir.

    bu diziyi seyrederken, "bir bilimkurgu dizisi seyrederken ağlamak" ve (gerçekten de) "orada olmayı istemek" gibi olgular hayatınıza girerler.
  • star trek dizileri arasinda hikayesi en "cetrefil" ve uzun vadeli olandir. ozellikle ikinci sezondan itibaren yapimcilari bir uzay istasyonunda gecen bu dizinin birer uzay gemisinde gecen diger star trek dizileri gibi her bolum ayri bir hikaye halinde seyircilerin ilgisini uzerinde tutamayacagini anlamis, ve uzun vadeli bir tehlike olan dominion u ve bununla beraber gelen entrikalari senaryoya eklemislerdir.
  • 4. sezonundan sonra türkçe altyazısının bulunmaması nedeniyle ingilizcemi gayri ihtiyari ilerletmeme vesile olmuş dizi.

    ama izlediğim en sürükleyici dizilerden biriydi. geçtim ingilizce'yi, anlamak için ne lazımsa ilerletirdim.
  • amerika'da 1993 -1999 yılları arasında gösterilen star trek evreni'nin üçüncü dizisi. bizde sadece dizinin ilk sezonu 1996-97 yılları arasında* cine 5'te yayınlanmıştır. hala ümitle beklemekteyim türkiye'de özellikle cnbc e'de tamamı yayınlanır mı diye.
  • ronald d moore'un resmen öttürdüğü 1993 yapımı dizi. battlestar galactica'dan sonra seyredecek düzgün bilimkurgu kalmayınca arayışlara girmiştim. babylon 5'a başladım ama kepaze oyunculuk ve tırt uzaylı tiplemeleri yüzünden hikayeye bir türlü giremedim. sonra ds9'a başladım. başlayış o başlayış 7 sezon 3 ayda bitti, muhteşem bir bilimkurgu ziyafeti oldu. zamanında niye seyredemedim diye bayağı hayıflandım.

    --- spoiler ---

    dizi pek çok filme diziye ilham kaynağı olmuş. örneğin ds9'daki maden işleme ünitesinde mahsur kaldıkları bölüm resmen cube. paralel evren ve zıt karakterler, changeling olayını fringe devralmış. bir bölümde trill ırkına mensup iki kadının lezbiyen aşkı anlatılıyor ki aslında onlar tam olarak kadın değil; şimdi anlatmayayım karışık mevzu; amerikan dizi tarihindeki ilk kadın kadına öpüşme sahnesini içeriyor. bunların yanı sıra pek çok önemli yapımın bilimkurgu uyarlaması yapılmış. seyrederken not almadığım için şu an hatırlayabildiklerimden the manchurian candidate yorumu olabilecek en iyi scifi thriller örneklerinden biriydi.

    --- spoiler ---

    avery brooks'un (captain sisko) ilk sezonlardaki abartılı performansı haricinde ronald d moore'un alamet-i farikası derin karakter tasarımı olağanüstü oyunculuklarla göz kamaştırıyor. özellikle star wars* gibi meme bile içermeyen bir ibişliğin nerd müptelaları terry farrell ve nana visitor gibi iki afetle dizinin tutkunu olurlar diye tahmin ediyorum. bir de quark diye bir karakter var ki kayserili pinti mi pinti çakal mı çakal asker arkadaşıma çok benzediği için kendisine çok ısındım; başrolde olduğu bölümlerde dizi seinfeld ayarında bir komediye dönüşüyor.

    son olarak, dizi eski diye "efektler kötüdür seyredilmez" diyenler hiç tereddüt etmesin. efektler gayet iyi. babylon 5'daki gibi dönen süt mavi plastik varili uzay istasyonu diye yutturmamışlar. notum 9,5.
  • star trek'in gene roddenberry'nin ölümünden sonra aldığı yeni yön. gene roddenberry'nin görevini devralan rick berman'ın önderliğinde geliştirilen proje.

    star trek evreninde enterprise gibi askeri bir disiplinle işleyen, kapalı ve kısıtlı bir mekana ve mürettebattan oluşan bir esas kadroya sahip klasik formatı değiştirmek esas amaçtı. deep space nine içinde sivillerin de yaşadığı bir uzay istasyonu. hem sabit solucan deliğinin yanında olması dolayısıyla devamlı değişik ırklardan insanların gelip geçtiği bir yer, hem de federasyondan uzaklarda olması dolayısıyla işler bir gemiden çok daha farklı yürümektedir.

    ferengi'ler önemli bir rol oynarlar seride. ana karakterlerden biri ferengi bir bar sahibi olan quarktır. ferengi kültürü maddiyatçı bir kültür olmasıyla tanınmaktadır. fakat federasyonun komutasındaki bir uzay istasyonunda bir ferengi kumarhanesini ne kadar çok severdi gene roddenberry bilemiyorum.

    ayrıca bajor ırkı da önemli bir rol oynar bu seride. deep space nine bajor'un yörüngesine bir işgal gücü olan kardasyalılar tarafından yapılmıştır. kardasyalılar'ın bajor'dan çekilmesinden sonra bajor geçici hükümeti de istasyonun yönetimiiçin federasyondan destek istemiştir.

    serinin en güclü yanı kanımca yazarların next generation'dan gelen tecrübe ile karakterleri daha ilk bölümden itibaren işlemeye başlamalarıdır. next generation serisindeki gibi olaylar arasında kendilerini bulmalarını beklemek karakterlerin anca 4.-5. sezonda oturmasına yol açmakta aksi durumda. deep space nine'da daha ilk episodelarda bayağı bir şey öğreniyoruz karakterler hakkında.
  • bugün 30. yıl dönümü olan bir star trek şaheseri. ilk bölümü emissary bundan tam 30 yıl önce yayınlandı. bana göre serinin en iyisi star trek the next generation ama ds9 da tng'den sonra gelir. buram buram star trek, bilim kurgu dizisi.

    sisko out.
hesabın var mı? giriş yap