• ak parti genel başkanvekili mustafa elitaş'ın iddiası;

    “cumhurbaşkanımızın 1994 yılında başlattığı belediyecilik anlayışı, bu belediyecilik hikayesinin temelini oluşturmuştur. genç arkadaşlarımız belki hatırlamaz, o günleri yaşamadı" dedi.

    ak parti genel başkanvekili mustafa elitaş, "ama benim yaşımdakiler, 1994 yılında istanbul’da işi olan, okuyan, eğitim gören, istanbul’u çöp yığını, susuzluktan kavrulan bir çöl olarak görürdü. ben 1982 yılında istanbul’da askerlik yaparken, hikaye gibi gelir ama gazozla tıraş olurduk. haftada bir gün su gelirdi. istanbul’un göbeğinde, kağıthane’de haftada bir gün su olurdu” diye konuştu.
  • 30 yıllık asker çocuğuyum babama sordum "o ne la" dedi.
  • gazoz olmuş 30tl lan iyi lüksmüş valla
  • ekmek yokken pasta yemişler.
  • o da bir şey mi, biz o zamanlar su yokluğundan k.çımızı şampanyayla yıkardık. sağ olsun akp geldi de günaha girmekten kurtulduk.
    (bkz: akp kurmaylarının fantastik beyanları)
  • şaşırmadığım olay.

    abartmıyorum 2007'de ankara'nın göbeğinde su akmıyor diye kolayla traş olduğumu biliyorum. çoğu zaman kolayıda bulamıyorduk, sıvı ne varsa aklınıza ne gelirse onu kullanıyorduk artık.

    çok utanç verici cidden.
  • bizim bakkal da kolayla tıraş olduğunu anlatmıştı zamanında. o derece su yokmuş.

    ben acemi askerliği 2004'te geyikli er eğitim taburu/çanakkale'de yaptım. bilen bilir; geyikli küçük bir köydür ve şehre uzaktır. su, elektrik, erzak gibi şeyler direkt olarak gelmezdi, ulaştırılırdı.

    bizim tertip (4/1) gelmeden kısa süre önce çok ciddi fırtına olmuştu. binaların çatıları uçmuş, ağaçlar devrilmiş, su depoları ve tesisatlar zarar görmüştü, taburda ciddi su sıkıntısı vardı. su hiç yok değildi ama kısıtlıydı.

    buna rağmen askerler olarak komutanlarımıza; su olmadığı için tıraş olamadığımızı söylersek ne olurdu bilmiyorum, insanlar sonuçta. halden ablarlardı. ama aklımıza o seçenek gelmiyordu. benim de sadece tıraş köpüğüyle susuz tıraş olduğum çok oldu. köpük de iş görüyor, neden kola/gazoz kullanayım ki?

    bakkalın söylediği doğrudur/yalandır bilemem ama mustafa elitaş'ın %100 yalan söylediğine yemin edebilirim.

    edit: biraz anlatım bozukluğu var ama düzeltemeyeceğim şimdi. ana hikaye anlaşılmıştır.
  • deve sidiği neyinize yetmiyor, hem cildinize iyi gelirdi. palavracı siyasal islamcılar sizi.
hesabın var mı? giriş yap