• okumazdım. itlik, serserilik peşinde koşardım. sırf ortam olsun diye iibf'den bir bölüm seçerdim.
  • başlıktan çıkan sonuç:
    para getiren bölümleri seçenlerin içinde sevdikleri şeyler ukte kalmış. şimdi hobi olarak tiyatro, sanat tarihi, felsefe, astronomi falan okumak istiyorlar

    sevdiğim işi yaparım diye sosyoloji, radyo sinema, iç mimarlık falan yazanlar da işsiz, beş parasız kpss kovalayarak hayatın acı gerçekleriyle yüzleşmiş. tam tersine yazılım mühendisliği, eczacılık, hukuk okurdum diyor.

    grass is always greener on the other side, dağılabiliriz.

    not : fizik diyenlere tavsiyem, arkanıza bakmadan kaçın.o iş hiç öyle sizin izlediğiniz belgesellerdeki gibi tatlış tatlış evreni anlamaya çalıştığınız bişey değil. her hücrenizden kan alıyorlar.
  • tekrar üniversite sınavına da girmezdim; türkiye’de de okumazdım. direkt yurtdışında okurdum. denklik vs hiç kolay değil; hele ki bazı alanlarda...
    (bkz: türkiye’den siktir olup gitmek)
  • gastronomi ve mutfak sanatları

    edit: gastronomi okuyan güzel arkadaşlarımıza teşekkürler, bölüm ile ilgili bilgilendirici mesajlar geldi. ben üniversitemi yarıda bırakarak tekrar hazırlanıyorum ondan dolayı bu entry'i girmiştim. umarım hayallerimin peşinden gidebilirim.seviyorum seni sözlük.

    1 yıl sonra gelen edit: kazandım okuyorum :)
  • iş garantisi olabilecek herhangi bir bölüm. mezun olalı 7 seneyi geçti hala harçlık alıyorum, rezalet.
  • hala memlekette okuma derdinde olan var anlaşılan?
  • üniversite mi :)
    ne işim olur tekrar okumakla..
    bırak bölüm yazmayı, sınavı aklımın ucundan geçirmezdim.
    küçüklükten, kapalı çarşıda yahudi bir esnafın yanına çırak olarak başlardım.
  • eczacilik yazardim.
    diplomami duvara asip, yanima 5 tane kalfa alip, türk kahvesi eşliginde ilaç mumessilleri ile kahvemi yudumlarken, gulumseyerek müşterilere hayirli gunleerr derdim.

    evet kardesim eczacilik okuyor.
    ahh bee
  • hiç üniversiteyle uğraşmazdım, sanayide çıraklık ya da inşaatlarda amelelikten başlar kalfalığa, oradan da ustalığa yükselirdim.
    akşam eve döndüğümde yorgunluktan hemen uyuyakalırdım ve biraz şansla ve beceriyle insanca yaşayabilecek kadar kazancım olabilirdi...

    bu ülkede ve bu dönemde böyle...

    geçen gün yalvar yakar çağırıp sonunda eve getirebildiğimiz beyaz eşya servisi 15-20 dakikalık iş için 300 tl aldı ve tamir ederken kullanılan parça 35 tl imiş...
    buna da şükür, bir başkası aynı işi en az 350 ye yapardı bir de...
    bu adamlar (iki kişi) günde en az 10-15 servise gidiyorlar
    varın siz düşünün...
  • (bkz: beden eğitimi öğretmeni)

    ver topu çocuklar bahçede 2 saat oynasın, otur çayını iç. yazılısı yok, boku püsürü yok... ohh miss
hesabın var mı? giriş yap