• springsteen'in $arkisinin sozleri $u $ekildedir:

    men walkin' 'long the railroad tracks
    goin' some place, there's no goin' back
    highway patrol choppers comin' up over the ridge

    hot soup on a campfire under the bridge
    shelter line stretchin' round the corner
    welcome to the new world order
    families sieepin' in their cars in the southwest
    no home, no job, no peace, no rest

    the highway is alive tonight
    but nobody's kiddin' nobody about where it goes
    i'm sitting down here in the campfire light
    searchin' for the ghost of tom joad

    he pulls prayer book out of his sleepin' bag
    preacher lights up a butt and takes a drag
    waitin' for when the last shall be first and the first shall be last
    in a cardboard box 'neath the underpass
    got a one way ticket to the promised land
    you got a hole in your belly and a gun in your hand
    sleeping on a pillow of solid rock
    bathing in the city aqueduct

    the highway is alive tonight
    where it's headed everybody knows
    i'm sittin' down here in the campfire light
    waitin' on the ghost of tom joad

    now tom said; "mom, wherever there's a cop beatin' a guy
    wherever a hungry new born baby cries
    where there's a fight 'gainst the blood and hatred in the air
    look for me mom i'll be there
    wherever there's somebody fightin' for a place to stand
    or decent job or a helpin' hand
    wherever somebody's strugglin' to be free
    look in their eyes mom you'll see me."

    well the highway is alive tonight
    but nobody's kiddin' nobody about where it goes
    i'm sitting down here in the campfire light
    searchin' for the ghost of tom joad.
  • ''al sana amerikan rüyası'' diyerek, insanın suratına tokat gibi çarpan olağanüstü bruce springsteen şarkısı. özellikle gazap üzümleri'ndeki tom joad karakterinden alıntı yaptığı bölüm insanın içine çöreklenir. bu şarkıyı bir kere dinleyen birisi bir daha iflah olmaz, artık hayatı boyunca bu şarkıyı binlerce kere dinleyecektir.

    bu şarkıyı dinledikten sonra gazap üzümleri'ni bir kere daha okumuştum, tom joad'un jean valjean benzeri müthiş insancıllığı bir kere daha ''ben nasıl biriyim?'' diye sormama sebep olmuştu.

    ''nerede polis birini dövüyorsa,
    nerede yeni doğmuş aç bir bebek ağlıyorsa,
    nerede ortadaki nefret ve kana karşı mücadele varsa,
    beni ara anne,
    orada olacağım.

    nerede yaşayacak bir yer,
    çalışacak dürüst bir iş ya da
    yardım eli arayan varsa,
    gözlerine bak anne,
    beni göreceksin...''
  • sözleri yüzünden aynı zamanda gezi ruhunu yansıttığını düşündüğüm şarkıdır.

    nerede polis birini dövüyorsa,
    nerede yeni doğmuş aç bir bebe ağlıyorsa,
    nerde ortalıktaki nefrete ve kana karşı mücadele varsa,
    beni ara anacım, orada olacağım.
    nerede yaşayacak bir yer,
    çalışacak dürüst bir iş ya da yardım eli arayan varsa,
    nerede özgürlük için uğraşan birileri varsa,
    onların gözlerine bak anacım,
    beni göreceksin...

    bu ülkeden de çok tom joad' lar çıktı ne yazık ki...
  • bruce springsteen ve tom morello'nun beraber icra ettikleri gayet keyifli bir versiyonu da bulunan şarkıdır ki tom morello yine biraz kendinden geçer, yine fazlasıyla kendine hayran bırakır. defalarca izlenip dinlenesidir.

    http://www.dailymotion.com/…morello-the-ghost_music

    6:10 civarı bruce springsteen'in bakışları da insanın işini yaparken ne kadar zevk alabileceğini ispatlar sanki

    e: tom morello insanını övmek için duyulan istek.
  • bruce springsteen’in daha önce nebraska’da başladığı müziği minimal ve melodileri basit tutup hikaye anlatıcılığını ön plana çıkardığı 1995 tarihli albümü ve albümle aynı adı taşıyan parçası.

    patron, öyküler anlatan bir büyükbaba edasıyla çıkar karşımıza. woodie guthrie yi andırır biraz albümde. şarkı ise john steinbeck, john ford ve woodie guthrie üçlüsüne bir saygı duruşu gibidir.

    albüme dair patronun söylediklerinden:

    “öykü anlatımının doğruluğu bu tür şarkılarda çok önemlidir. doğru detay kahramanınızın kim olduğuna dair çok fazla şey söyleyebilirken yanlış detay öykünüzün inandırıcılığını yok eder. bu şarkılarda sözler ve müzik doğru olduğunda sesiniz kaybolup hakkında yazmayı seçtiğiniz kişinin sesine dönüşür. temelde, once karakteri bulur ve onu dinlerim. bu onların kişilikleri hakkında bir çok soruyu getirir beraberinde. siz, konuşmalarının ritmini ve ifadelerinin doğasını kurarsınız.
    the ghost of tom joad ın en çok satan albümüm olmayacağını biliyordum. ama albümdelki şarkıların en iyi yapabildiğim şeyin bir onayı olduğuna eminim. albüm, şarkı yazarı olarak tarafında olmaya çalıştığım şeyler için yeni bir referans noktası.”

    insana hem huzur veren hem de sorgulatan bir albümdür the ghost of tom joad. ve bu iki şeyi aynı anda yapabilmek de patronun harcıdır ancak. hele bir youngstown vardır ki neye uğradığınızı şaşırırsınız.

    (bkz: youngstown)
  • miting meydanlarında, ağır ceza mahkeme salonlarında, üniversite önü basın açıklamalarında annem ne zaman yanımda olsa hep aklıma gelir.
    gazap üzümlerinin müziği, gerçek sorunların gerçek sesi.

    ma, wherever you seen a cop beatin' a guy
    wherever a hungry newborn baby cries
    wherever there's a fight against the blood and hatred in the air
    look for me ma, ı'll be there
    wherever somebody's strugglin' for a place to stand
    for a decent job or a helpin' hand
    wherever somebody's strugglin' to be free
    look in their eyes, ma, you'll see me
  • icindeki mizika esintileri ile bi ba$ka olan parca, en guzeli.
  • her dinlediğimde bana gazap üzümlerinin son sayfasını ,
    o sayfayı ilk okuduğumda nasıl beynimden vurulmuşa döndüğümü,
    kitabı bir kenara koyup boşluğa daldığımı hatırlatan;
    yaşadığım anı, hayatı, insanlığımı hep sorgulatan bir parçadır.
    tüm sırrı basitlğinde,
    tüm vuruculuğu gerçekliğindedir.

    eğer bir sanatçı olsaydım,
    ben de mutlaka onun gibi ezilenlerin,
    en alttakilerin hikayelerini de anlatmak;
    onlar için bağırmak,
    isyan etmek isterdim.
    şimdi elimden gelen neyse onu yapıyorum,
    çare bulabildiğim, yardım uzatabildiklerim oluyor,
    ama biliyorum, yetmiyor.
    işte, eğer bir sanatçı olsaydım,
    böyle parçalar yazıp,
    insanlığa dinletebilmek,
    tıpkı patronun kankası tom morello gibi,
    enstrumanımın üstüne "ezilenlere el verin" yazmak isterdim.
    yapabildiği için onu kıskanıyorum.
    ve bu bana schindler's list'in bir sahnesinde,
    raylara çöküp kalan
    ve
    "daha fazlasını yapabilirdim" diyen schindler'i hatırlatır bir de.
    bu parçayı her dinlediğimde,
    tıpkı sözlerinde olduğu gibi
    o an açlıkla ağlayan çocuklar,
    dövülen kadınlar,
    sefalete mahkum edilen güçsüzler olup olmadığı geçer aklımdan.
    bu yüzdendir,
    bu parça bende hep şimdi olduğu gibi içkiye sarılma zorunluluğu getirir,
    o acıyı hafifletmek,
    uyuşup unutmak
    ve kendimizden olan utançla yaşayabilir hale gelebilmek için.

    springsteen'in işte bu gibi albümleri, parçaları yüzünden saygınlığı o kadar yüksektir ki, ister wrecking ball, ister high hopes yapsın, gözümdeki yeri değişmez.
    o hep büyük bir hikaye anlatıcısı,
    insanın içine işleyen yolu bilen bir ozan kalacaktır.
  • icinde youngstown gibi bir $aheser barindiran muhte$em the boss albumudur. patron human touch ve streets of philadelphia ile biraz takildigi $ehirlerden yeniden ta$raya donmu$tur...
  • rage against the machine tarafından cover yapılmış parça ve bruce springsteen bizzat arayıp çok begendigini soylemis rage elemanlarına bu cover için.
hesabın var mı? giriş yap