tutsak

• geçiyor günler çok üzgünüm
  geçiyor akşamlar sessiz
  geceyi yırtar yalnızlığım
  güneşi yakarım sensiz…
  
  rivayete göre bir gece ece aksoy'un barında rahmetli onat kutlar, ersin salman, sezen kafa kafaya verip, imece usulü tutsak'ı yazıyorlar.
  "dokun bana, dokun n'olur hasretinden öldüm" diyor ece aksoy, sezen de "kopar zincilerini yeniden gel." diyerek tamamlıyor.
  
  tabi onlar bu şarkıyı yazarken rakı 3 lira falanmış.
  şimdi rakı olmuş 590 tl.
  anlaşıldığı üzere artık sezen şarkıları yasaklanmalı^*
• bedeni alabildiğine özgür ruhu bir o kadar esir,
  elinde uçak bileti boynunda görünmeyen zincir,
  
  nereye gitse mahkum, nereye gitse tutsak,
  her şeye yakın ama mutluluğa çok uzak…
  
  kirilmazkalkan
• sezen aksu'nun eros'tan rol çalarak söylediği ilahi şarkı, adeta bir vahiy.
• emine ışınsu 'nun 1973 tarihli, 27 mayıs ihtilali öncesi dönemde geçen kerkük türkleri 'nin tutsaklığı ve ceren'in evliliğindeki tutsaklığı arasında gidip gelen romanıdır.
  
  karakterler: ana karakter ceren, eşi orhan, çocuklar selim ve alev, yakın arkadaşları eşinden ayrılmış selma, orhanın kendi gibi kerkük türkü amcaoğlu tarık, temizlikçi altın hanım, doktor vs.
  
  varlıklı bir müteahhit olan orhan kadın düşkünüdür, cerenin arkadaşları(selma) dahil bir çok kadına sarkıntılık etmektedir. doktorları bu durumu; “adam olmayı bekleyen bir çocuk, adam olana kadar da devam edecek” şeklinde açıklamıştır.
  
  tarık; kerkük türklerinin bağımsızlığı için mücadele eden, kerkük-türkiye arası bağlantı kurup türkiyenin kerkük türklerine destek çıkması gerektiğini düşünen ve bu yolda ilerleyen biridir.
  
  eşi ile problemleri olan ceren tarıkla çok yakındır ve resim yapmak gibi bir hobisi vardır. tarığın komünist kürtler tarafından öldürülmesinden sonra bunalıma girmiş, eşinin kendine olan ilgisizliğinin de sürmesiyle ev işi yapmamaya, sürekli ilaç kullanmaya, geç saatlere kadar uyumaya başlamıştır.
  
  27 mayıs darbesinin olduğu gün ceren artık tarığa veda eder gibi bir portresini çizmiş, kendini bu durumdan çıkarmaya artık hazır hale gelmiş ve orhandan boşanma kararı vermiştir. radyoda ihtilal haberini almış ardından da “tanrım benim kararım bana, bunların gelişleri memlekete hayırlı olsun, amin” diyerek romanı bitirmiştir.
• "durmadan gel, hep gel" demeye cesareti olan aşıkların şarkısı.
  
  "geçiyor günler çok üzgünüm" dediği yerdeyim. her bir gün peşlerinden biri kovalıyormuşçasına hızlıca yitip gidiyor. hiçbir şey kalıcı değil diye hatırlatırcasına akıyor zaman. bir şey hariç; tutsak olmanın yarattığı üzüntü. aşkına tutsak beklemenin getirdiği hüzün. işte o baki. yerinde öylece duruyor. hatta büyüdüğünü bile söyleyebilirim.
  
  gerçek anlamda aşkı bana yasak olan hayatımın aşkına bir ağıt bu şarkı. ben ona tutsak, o bana yasak. birbirimize deliler gibi aşık olsak da o iki erkeğin aşkını sürdürebilecek cesareti gösteremedi. ailesinin ona dayattığı hayata boyun eğmeyi seçti. ömür boyu rol yapacağı, gerçek hislerini kalbine gömeceği hayatı. giden için değil, kalan için zor derler. öyle de oldu. giden zaten bir karar vermiştir ve bunu uygular. kalanınsa bu durumla başa çıkmaktan başka çaresi yoktur. asıl mücadele budur.
  
  anlayacağınız "yanarak içinden geçtim aşkın kor olmadan küle döndüm." evet gayler de aşık oluyor. aşk acısı çekerek sezen aksu dinliyor. biz gaylerin de kalbi var. gözlerinizden uzakta hislerimizi yaşamaya mahkum ettiğiniz için görmüyorsunuz. hatta sizin bu önyargılarınız ve toplumsal normlarınız benim durumumda olduğu gibi aşıkları ayırıyor.
• akademi türkiye yarışmasındaki haliyle ve düşünce isimli albümüyle hatırlayıp beğendiğim özgür çevik'in ceren gündoğdu ile birlikte seslendirdiği tutsak cover'ı için ''orijinalinden çok daha güzel olmuş'' diyenler bence o "tutsaklık" hissini henüz yaşamamış olanlardır.
  
  şarkılar için eleştirel entry girmeyi pek tercih etmeyen ve daha çok bende bıraktığı güzel veya vurucu etkilerden bahsetmeyi seven biriyimdir ama youtube'daki klibinin altında orijinalinden daha güzel olduğunu söyleyen bir yorumun 267 beğeni aldığını görünce dayanamadım. nostaljik eserlerin günümüz trendine yaranabilme maksadıyla sıfır tutku ve yapay bir soundla söylenmesine sanırım üzülüyorum. ama bu denli beğenilmesine daha da üzülüyorum. maalesef buna yönelik bir talep var demek ki.
  
  kısacası, sezen aksu -ve hatta nilüfer de- o kadar tutkulu ve içten bir şekilde söylemiş ki bu şarkıyı; ve sadece vokal olarak da değil, müzikal olarak da o kadar vurucu ki, içerdiği sözlerin hakkı ancak bu şekilde verilebilirmiş diye düşünüyorum. 'aşka tutsak olmak' yanmayı gerektirir; birini tutkuyla, her ne olursa olsun istemek 'bir delilik' işidir. ve bu duyguyu bir şarkı aracılığıyla vermeye çalışıyorsanız bunu hissettirebilmek yine tutkuyla olacaktır. o yüzden hissettirebilenlerin nefesine sağlık diyor ve sözü sezen aksu'ya bırakmak istiyorum:
  
  youtube
  
  spotify
• müslüm baba (bkz: müslüm gürses) nın kahire resitalinden müthiş bir parçası. tek bir entry olmaması hem şaşırtıcı hem de gerçek müslümcü filtresi diyebiliriz.
  sözlerini paylaşayım;
  
  bu gece en içten sevinciyle
  gençliğimi, ellerimi uzatıyorum
  bu gece en içten sevinciyle
  gençliğimi, ellerimi uzatıyorum
  
  al, tutsakla işte
  al, tutsakla işte
  vur en kalın zincirleri
  vur kelepçeleri, vur
  
  ben seni çok seviyorum
  sen sevmesen de olur
  
  bu gece yine sensiz
  bu gece yine sensiz
  yine sensiz, yalnızım
  
  bu gece yine sensiz
  bu gece yine sensiz
  yine sensiz, yalnızım
  
  bu gece gençliğimi verse de
  mahkûmluğumu, ellerimi uzatıyorum
  bu gece gençliğimi verse de
  mahkûmluğumu, ellerimi uzatıyorum
  
  al tutsakla işte
  al tutsakla işte
  vur en kalın zincirleri
  vur kelepçeleri, vur
  
  ben seni çok seviyorum
  sen sevmesen de olur
  
  bu gece yine sensiz
  bu gece yine sensiz
  yine sensiz, yalnızım
  
  bu gece yine sensiz
  bu gece yine sensiz
  yine sensiz, yalnızım
  
  vur en kalın zincirleri
  vur kelepçeleri vur
  
  ben seni çok seviyorum
  sen sevmesen de olur
  ben sevmesen de olur
  
  bu gece yine sensiz, yine sensiz
  bu gece yine sensiz
  yine sensiz, yalnızım, yalnızım
  
  besteciler: (bkz: burhan bayar) / (bkz: nurullah çınar)