• çok düşündüğüm bi eylemdir.

    zamanında her aklıma geldiğinde dur yapma dedim kendi kendime, zamanında da benim gibi düşünenler terketseymiş bu memleketi de cumhuriyeti de alamazlarmış dedim. ama bir süredir tekrar gündemime almaya karar verdim. ulan herşeyin mi boku çıkar bir memlekette?

    insanlar gözünün içine baka baka seni domaltıyor, sikiyor. sen domalansın hatta içine alan ve diyorsun ki birader ne yapıyorsun? siken ise iş üstünde olmasına rağmen, yok ben aslında seni düşünüyorum o yüzden çükümle içini temizliyorum diyor. ve siken hem eylemine devam ediyor hem de aklanıyor.

    yahu herşeyi göstere göstere yapan insanlar dahi arkasına üç beş şakşakçı alarak yaptıklarını meşru kılarken biz kime ne diye dert anlatmak istiyoruz ki? zamanında atatürk ne güzel demiş, "her millet hak ettiği şekilde yönetilir" diye!
  • vergi borcu kisiyi bu eyleme surukler cogu zaman.
  • mayıs sonu itibariyle türlü nedenlerden ötürü sonunda gerçekleştireceğim eylem. belki de geri dönmem, kimler neyi bilebilir?
  • memleketten gelen haberler yine insanda sinir harbi olusturacagi icin tam olarak islevini yerine getiremeyecek olan durum. nereden biliyorum? kendimden biliyorum. guzelim memleketin icine sicilirken, mal mal insanlar mal mal beyanlar yaparken memleketini seven hic kimse oyle cekip gidip rahat edemez. butun bunlari duymayacaginiz bir yere, baska bir gezegene, baska bir galaksiye gitmeniz lazim hatta.

    zamaninda memleketi kurtarmak icin bir an bile dusunmeden canini vermis insanlar. ne ugraslar verilmis. ne fedakarliklar yapilmis. bu ugraslarin ve fedakarliklarin sonucunda ortaya cikmis bir ulkenin gidisati boyle olmamaliydi. simdiki kansizlar icin tabii hazirin uzerine konup mal mal beyanlar yapmak, icine sicmak kolay. icim buna yaniyor iste benim, yoksa toprak dedigin nedir ki arkadas?
  • bir jöntürk sporu.
  • kolay olsa önce "kalıp savaşmalı" ya da "saçma" diyerek karşı olanlar giderdi dediğim eylem.

    her gün burada olup da nasıl savaşıyorsun bozuk sisteme karşı zaten hayretler içerisinde izliyoruz.

    oturup beklemek dışında yaptığımız ne var? biri çıksın her şeyi düzeltsin o zaman destekleriz belki. senin benim iplerimizi öyle eline almışlar ki bırak düzeltmek için uğraşmayı, savaşmayı, ağzını açamıyorsun.
    önce o ipleri canın çok yanarak koparmalısın ve pek çok sevdiğin parçanı da beraberinde koparıp kaybetmeyi göze alman gerek. ailen, sevdiğin, çocuğun, işin, malın, mülkün vs. varken mangal gibi yürek ister bunu yapmak.

    hele ki arkanda kimsenin olmayacağını, olmaktan çekineceğini düşünüyorsan kıpırdayamazsın bile. ama üzülme hepimiz senin gibi düşünüyoruz senin gibi davranıyoruz. bu sebeple ülkeyi terk etmek isteyebiliyoruz ancak. "ben mi düzelteceğim, adam olmaz artık buralar" diye düşünürken kolaya kaçtığımız söylense de imkan bulsa pek çok insan zaten terk edecektir memnun olmadığı her şeyi.

    çünkü uğruna kalıp savaşabileceğin şeyler gerçek sevgi içeren şeylerdir.

    aşık olduğun günü hatırla, onun için tek başına tüm dünyaya karşı durabilecek gücü tüm benliğinde hissetmedin mi? belki gücün yetmezdi ama karşında ne olursa olsun savaşmaya hazırdın.

    işte bu gerçek sevgi kalıp savaşmana yardımcı olacak tek güçtür.

    demek ki ya bu ülkeyi atatürk kadar sevmedik ya da ülkemizden daha çok sevdiğimiz şeyleri bahane ettik. yazının başında da dediğim gibi ailemizi, eşimizi, malımızı, mülkümüzü, çocuğumuzu savaşır karşı çıkarsak kaybedeceğimiz korkusuna sığındık. haklıydık.

    peki ya şimdi, her gün hep birlikte mutluluğumuzdan, hakkımızdan, insanlığımızdan, sevgimizden çalınan parçalarla daha ne kadar devam edebileceğimizi düşünüyoruz?

    daha fala uzatmak istemiyorum, ülkeyi terk etmek demek benim için "atam özür dilerim korkuyorum ve fırsatını bulursam kaçacağım önce kendimi ve yakınlarımı düşünüyorum" demektir. herkes böyle düşünecek değil tabi.
  • son zamanlarda etrafımdaki insanların çoğunun içine düştüğü karamsarlığın son noktadaki halidir. zülfü livaneli de bugünkü yazısını bir nevi veda üslubuyla yazmış. sıkıntı, benim inandığım görüşlerin iktidar olması değil, zaten hiç olmadı ki. problem ülkede özgür bir tartışma ortamının kalmadığına inanmam. özgürce tartışamayacaksak çözüm de yok demektir. türkiye'de herkes siyaset var filan sanıyor. ülkede siyaset son bulmuştur.
  • 15 ekim'de gerçekleştireceğim olay.
    evliliğimin ilk 2 yılını türkiye'de geçirdikten sonra, almanya'da doğup büyümüş eşimin türkiye şartlarına ayak uyduramamasını bahane ederek bu ülkede yaşanan rezilliklere dayanamadığım gerçeğiyle gidiyorum.

    ülkemi terk ediyorum, ama aslında ülkem beni çoktan terk etmiş.
  • olmayan şey terk edilmez. elimde imkanım olsa "vatan-millet, birlik-beraberlik, vs." olgularını hiç umursamadan yapacağım eylem.
hesabın var mı? giriş yap