• harika bir anne mükemmel bir insan. öyle insancıl ve duygulu ki. azıcık üzücü birşey söylense hemen gözleri dolar... geçtiğimiz yıllarda manisalı gençlere de destek olarak sanat camiasına örnek olmuştur.
  • bi tanecik olan, desteğini esirgemeyen; yağmurlar prensesi, düş kraliçesi.

    (bkz: öpüyorum seni)
  • alakasız (bkz: fehmi yaşar)
  • sırf adı nedeniyle çok sevdiğim kişi.bir de soyadı olunca mecburen sevgim iki kat büyüyor kendisine karşı.

    (bkz: umay)
  • deviantart adlı güzide sitede fanatizm yaratan şahsiyet
  • şarkıları eskimeyen zamanının çok ötesinde müzik yapabilmiş insan. bu nedenle sözlüğümüzün takdirini almış, unutamadığımız şahsiyet.
  • "artık özgürüm.. öyle yalnızım ki.." diyor bize en son cem adrian'ın bana özel'inden..
  • umay umay konusunda herkesin birleştiği ortak nokta garip bir kadın olması. gerçi kadın demek de doğru olmayabilir, zira kendisi de bu konuda bir karara varmış değil. bildiği yegane şey kendisi olmayı sevdiği, kendine has bir tarz yaratmayı bir şekilde becerdiği. 3 albümü ile gelmiş geçmiş en büyük şarkıcılardan biri ilan edilmese de, sevenleri için çok özel biri. zaten şarkıcı olmak gibi bir gayesi de yok, ona göre kendisi başlı başına müzikal bir tavır. anlaşılamamış bir sanatçı olmayı da umursamıyor, bir avuç hayranı ile özel bir bağ kurabilmiş olması yetiyor ona. kendisini anlamadan eleştirenlere de yeri geldiğinde ayarı güzelce verebiliyor. kimsenin söz söylemeye cesaret edemediği kimseleri de gayet güzel eleştirebiliyor. sezen aksu'nun "beni al onu alma"sına karşılık "onu al beni alma" demiş olması belki de tavrını en güzel özetleyen durum. tabi sadece dokunulmaz insanlara dokunmakla kalmıyor, tabulaşmış durumlara da iğnelerini batırmayı iyi beceriyor. "faşizmin en büyüğü cinsel olanıdır" diyerek eşcinsel haklarını savunuyor. sert sözler yazmak, insanları şok etmekten asla kaygı duymuyor. kendisini mükemmel biri olarak görmediği de kesin, her konuda kendini eleştirmeyi de çok iyi beceriyor. çok güzel rol kestiğini söylüyor mesela, olmak istediği insanın kılığına çok rahat girebildiğini belirtiyor. (her ne kadar öpüşmek ve sevişmek konusunda tevazu göstermeyen bir insan olsa da.) en çok ikiyüzlü insanlardan nefret ediyor; normal olmaya çalışan ama gizliden gizliye ikinci bir hayat yaşayanlara kin kusuyor. yaşadığı sanat camiasından hiç haz etmediğini de her fırsatta söylüyor. en güzeli ise duygularını, arzularını müthiş bir dille anlatabiliyor. asla büyük bir star olmaya çalışmıyor, koskoca bir albümü radikal bir karar ile bozmayı ve bambaşka bir tat yakalamayı göze alabiliyor. kendisi hakkında söylenen onlarca kötü şeye rağmen saygı duyulacak pek çok özelliği onu türk müzik tarihindeki "özel insanlar" kategorisine rahatlıkla oturtuyor.

    deniz durukan ile röportajından bir parça:
    *nelerden nefret ediyorsun?
    -belli birileri yok. nefret etmem gereken her şeyden, hiç tereddüt etmeden nefret ediyorum. benim hayatımda ne müzik, ne de edebiyat camiasında yakın durduğum hiçbir aile, grup, ayı, dayı göremezsin. bir de hepsi aşağı yukarı yakın arkadaşlarımdır haa. beni anlamayanlardan nefret ediyorum. kalbi kirmizi olmayanlardan...

    *bu anlamda benden de nefret ediyorsun?
    -beni anlamayıp, dinlemeden eleştiren biri olarak evet, senden de hoşlanmıyorum. ama buluşabileceğimiz mutlaka başka yerler var. çünkü hayat o kadar fakir değil. bir albümün bana göre yanlış eleştirilmesiyle kapanacak kadar fakir, sakil değil. ama bir mesele bulamazsak karşılıklı nefret ederiz, en azından ben senden ederim.
  • "
    babam pencereden bakıyor. eve çabuk dönmem için sesleniyor ardımdan.

    - ayağın burkulur... incinirsin.
    - şu su birikintisi çok derin...
    - şimşek bu ağacı yakarsa... yavrum, şimşek kalbini yakarsa...

    baba neden?

    - kızım, sarı çiyanım, aşk seni çıplak bırakırsa...

    baba sus lütfen!

    - mavişim... aşk seni yarım koyarsa, gün ortası botlarından soyup, güzel yüzünü karanlığa çarparsa...

    açlığımı doyur, öksürüğüme ilaç al baba. paltonun iç cebinde sakladığın vesikalık fotoğrafımın altındaki son paranla balık ve eldiven al bana. bana savaşı öğret ki, yenildiğimde ölebileyim.

    - en küçük kızım, küçücük elli kızım. ya kırmızı palton geri dönecek rüzgarı yakalayamazsa...

    ...

    artık hiç ağlayamadığımı babama söylemeyin. sakın ona, daha fazla sevmek için, ölümlerden kurtulmak için o adama aşık olduğumu anlatmayın. o adamın anıları için çok içtiğimi, daha çok kadeh kaldırdığımı, eteklerimi savurarak dans ettiğimi, kendimi kırdığım yerde bir şişe rom, bir parça ayna, ağzı bozuk bir aşk mektubu bulduğumu, pencereleri daha çok kırdığımı ne olur anlatmayın. bu geniş ama hiçbir yeri görmeyen pencereleri...

    ...

    ciğerlerimden kan gelinceye kadar öksürdüm. sigaraya yeniden başladım. hiçbir şeyi anlatamadığımı farkettim. sadece açlığımı doyur, öksürüğüme ilaç al diye yazdım. eve dönmemi isteme diye baba.

    "
    * *
  • türkiyenin günümüzdeki en büyük üç söz yazarından biridir.

    diğerleri için:

    (bkz: bülent ortaçgil)
    (bkz: cenk taner)
hesabın var mı? giriş yap