• ders düşmesi diye bi şeyin olmadığı
  • bi sik öğrenmek için hayvanlar gibi ücretler ödeyip üç kuruş parayla geçinmeye çalışmaktır. sen orda 10 küsür kişi arasında ders dinlemeye çalışırken bir yandan da 10bin dolar verip götlerini yaya yaya ders dinleyenleri düşünmektir. git gide artan baskı altında, tekbirler eşliğinde ders çalışabilmekdir. aynı zamanda bunlardan anlamayıp koyun olmayı kabul eden bir sürü gerzeğe gülmektir.
  • kizlarin aslinda hemen vereyim modunda gezmedigi. hatta iddia ediyorum bu kizlardan lisede daha cok. o kizlar kazanamiyor zaten universiteyi. boyle de tespit sicarim.
  • bak en önemlisi şu. mesela şimdi lise öğrencisisin, harçlığın var. evde yemek istemezsen çıkar dışarda pizza , döner falan takılırsın. yani en kötü eve gider akşamdan kalmış olan, annenin yaptığı yemeği yersin, hatta çoğu zaman buna burun bile kıvırırsın. fakirliğin gözü kör olsun gibi tuhaf tuhaf triplere bile girersin.

    hah işte üniversiteye gidince o annenin yaptığı yemeği çok özleyeceksin. o dışarda yediğin yemeğin ne kadar sağlıksız olduğunu, doyamadığını, doysan da 1 saat sonra yine acıktığını, sağlıksız beslenmeden kaynaklı ani kilo değişimlerini göreceksin. onun için unutma ki anne yemeği dünyanın en güzel şeyidir. bunu da üniversitede farketme diye ben sana şimdiden söylüyorum.
  • "çalışmak başarının anahtarıdır, şans ise anahtar deliği. velhasıl çalışmak tek başına her kapalı kapıyı açamaz."
  • '' kafam basmıyor abi yaa ''

    acı gerçek.
  • bim'in ne kadar güzel bir market olduğu da üniversitede fark edilen gerçeklerden biridir.*
  • farkedilmiş olması büyük şanstır. ya bir de farkedemeyip, ne bileyim otuz yaşında filan farketmiş olsaydınız?
  • hayatın çıkar ilişkisinden ibaret olduğu.
  • kızların sınıf ilerledikçe güzelleştiği gerçeği. buradaki sınıf sosyal anlamda da kullanılmıştır.
hesabın var mı? giriş yap