• hayal meyal hatırlıyorum.büyük bir heyecanla hesap makinesiyle fişleri toplayıp zarflardık. güzel günlerdi.
  • benimdir bu. hatta ne öyle excel falan hiçbiri yoktu. elle tek tek yazardık. sonra babam parayı alınca bizi yemeğe götürürdü. tabi o zamanlar bu kadar dışarda yeme alışkanlığı yoktu. o yüzden daha bi güzel gelirdi.
  • bu fişlerin içinde bazıları vardı ki sarı büyük zarfın arkasına yazılamazdı. o fişlere iade hakkı verilmiyordu çünkü. halbuki 3-5 tane yazılsa ve bu sayede 3-5 kuruş fazla iade alınsa kimsenin ruhu duymazdı. fakat bunu yapmazdık. devleti dolandırmak hem ayıp hem de günahtı. bize öyle şeyler yakışmazdı.
  • çalışma hayatına geçişim itibariyle birkaç yılla kaçırmış olduğum nesil.

    bu faaliyetin bir de yanan sobanın sıcaklığı ve üzerinde fokurdayan kekik çayının (evet kekik çayı) odaya verdiği koku eşliğinde fabrika işçisi baba ile birlikte toplanılmış ve o büyük zarfa yazılmış olanı var ki zaman makinesi bulununca ilk yapılacaklar listesinde gidilecek zaman dilimlerinden birisidir.

    edit: bkz düzenlendi
  • vay be
  • memurlarda bazı harcama kalemleri gecersizdi,kadın pedi gibi ürünler fişten çizilerek çıkarılmalı ve altına kalan toplam alınıp girilmeli diye uygulanmasi gerekiyordu ama uyan pek yoktu.
  • ben hala yapiyorum valla sirkete gider gostermek zorundayim mecbur
  • güzel günlerdi be
  • o zarftaki minicik kutulara/alanlara (özellikle mi yapılmıştı acaba? hani yıldırma politikası gibi) kargacık burgacık bir el yazısı maharetiyle doldurdum senelerce.

    acaba ne kadarlık bir iade söz konusuydu hiç bilmiyorum.

    şimdi ise maaşlardan bam güm kesiyorlar bize vereceklerine.
hesabın var mı? giriş yap