• samuel beckett'in sıradışı romanı. başlarda sabredilirse anlatım tarzına alıştıktan sonra çok keyif veriyor. ingilizcemin orijinalini okuyacak seviyede olmasını isterdim.

    konuyla pek ilgisi yok ama romanın baş kişileri "mr. watt" ve "mr. knott" ünlü bir internet geyiğinin de baş aktörleri aynı zamanda. internetin ilk günlerinden kalma ve türkiye'de pek bilinmeyen bu sevimli "forward mail" malzemesini "o midas import export co." sizler için getirtti hem de orijinalini. hepsi taklit birçok varyasyonu vardır, isteyen google'de arayabilir.
    not: aşağıdaki diyalog tamamen copy-paste'dir, kaynağı da belirsizdir(yanlış hatırlamıyorsam almanya'da bir ofisin duyuru panosundan kopyalamıştım 10 yıl falan önce).

    -hello, are you there?
    -yes, who are you, please?
    -i'm watt.
    -what's your name?
    -watt's my name.
    -yes, what's your name?
    -my name is john watt.
    -john what?
    -yes, are you jones?
    -no, i'm knott.
    -will you tell me your name then?
    -will knott.
    -why not?
    -my name is knott.
    -not what?
    -not watt, knott.
    -what?
  • samuel beckett diye bir yazarın yazdığı roman.(bu entry'ye verilecek çok kötü oylarının önemli bir bölümünün sebebi bu cümle olacaktır)

    --- dış spoiler ---
    biraz sonra daha detaylı bilgiler kısmına geçtiğimiz zaman göreceğiniz ikinci spoiler ibaresine dikkat edilmesi gerekmektedir. gerçekten o kısım ciddi miktarda spoiler içermektedir. ancak bu demek değildir ki hiç kimse o kısmı okumasın. mesela kitabı daha önce okumuş ve bir daha okumak istemeyen kişiler bu bahsedilen spoiler kısmını okuyabilirler. tabii bu, kitabı daha önce okumuş ve bir daha okumak istemeyen kişilerin bu spoilerli kısmı okumak zorunda oldukları anlamına gelmediği gibi; bundan, kitabı daha önce okumuş ve bir daha okumak istemeyen kişilerin bu spoileri muhakkak okuyacakları anlamını çıkartmak da en az, kitabı daha önce okumuş ve bir daha okumak istemeyen kişilerin bu spoilerli kısmı okumakla bir şeyler kazanacaklarını düşünmek kadar mantıksızdır. öte yandan kitabı okumuş ve bir daha okumayı düşünenler için bu spoiler uyarısının bir anlamı olabilir. bunu söylerken kitabı daha önce okumuş kişilerin kitabı bir daha okumak istemesinin nedenlerini düşünmek ve hatta tahayyül bile etmek kimi insanlara oldukça zor gelebilir; ama bu, asıl sorun olan, bu spoilerin, kitabı okumuş ve bir daha okumak isteyecek kişilerin okuma zevkini kaçırıp kaçırmayacağı sorusunu gölgede bırakmamalıdır. öyle ya, bir kitabı okumuş ve yeniden, bir daha, tekrar, ikinci veya üçüncü defa, hatta üçüncü veya dördüncü defa okuyacak olan bir kişi kitapla ilgili spoiler içeren bir yazıyı, kitabı ilk okuyuşundan sonra okumuş ise, kitabı daha sonraki okuyuşunda farklı bir bilgi birikimiyle okuyacağı muhakkaktır. asıl sorun bu bilgi birikiminin okuyucuyu ne kadar rahatsız edeceği olmakla beraber; verilecek herhangi bir rahatsızlık, özellikle bahis konusu, bu, entry'mizin konusu olan kitabı bir daha, tekrar, yeniden ve en baştan okuyacak tıynetteki okurumuz için dert edilecek bir şey değildir. bütün bu söylediklerimden, bu spoilerin sadece kitabı okumamış olanlara yönelik bir uyarı olduğu anlamını çıkartmamanızı özellikle rica edeceğim. çünkü bu şekilde bir çıkarım, entry'yi okuyanda, kitabı okumayanların bu spoileri dikkate alması gerektiği intibaını uyandırır ki bu bizim ileride de göreceğimiz gibi anlatmak istediğimiz şeyin tam tersidir. daha da ileri giderek kitabı henüz okumamış kişilerin ki bunların fiziki görünümlerinin yapacağımız önermeye hiçbir etkileri yoktur; önce bu kitabı ileride okumak isteyip istemeyeceklerini irdelememiz gerektiğini belirtmek isterim. bu kitabı henüz okumamış olanların uzun ya da kısa boylu olmalarına, mavi ya da kahverengi ya da ela ya da yeşil ya da siyah ya da az rastlansa da lacivert gözlü olmalarına, duyma yeteneklerini kaybetmiş ya da kaybetmemiş olmalarına, göğüslerinin kıllı ya da kılsız olmasına, kendilerinin ya da komşularının iri ya da ufak burunlu olmalarına bakılmaksızın geçerli olduğuna inandığım bazı konular var. şimdi anlatacaklarım da bunlardan biridir. gökyüzünden gelen her sese inananlar vardır. nasıl ki, yollar başka yollara, başka yollar da daha başka yollara açılırsa, insanların fiziksel özellikleri de birbirinden öyle farklıdır. bestekar sokakta otururken yan binanın ikinci katında yaşayan komşularımız buna örnektir. karı, koca ve dört çocuktan mürekkep bu ailede her bir fert diğerlerinden belirgin bir şekilde farklıydı. öyle ki hepsi bir anneden babadan gelmelerine rağmen ki çocukların annesi olan zahide hanım son derece namuslu bir kadındı, hiç kimsenin çocukların gerçek babası hakkında bir tereddüdü olamazdı, ben bile çocuk yaşıma rağmen dört çocuğu birbirinden ayırt etmekte hiç zorlanmazdım. en büyükleri kamil aptaldı ve aptallığı yüzüne vururdu. bir kilometre öteden onun kamil olduğunu söyleyebilirdiniz. ikinci çocuk nilgün kızdı ve bu da onu diğer kardeşlerinden farklı kılardı. ben onu diğer kardeşlerinin arasından kıyafetine bakarak seçerdim. nilgün diğer kardeşlerinin aksine pantolon değil etek giyerdi. ama ben isteseydim nilgün'ü kıyafetine göre değil fiziksel özelliklerine göre de ayırt edebilirdim. ben daha çok hamza'yla oynardım. aslında ismini hasan koyacaklarmış ama nüfus memuru yanlış yazmış. hamza yani hasan çok çarpık bacaklı bir çocuktu. kardeşlerinin arasında onun kadar çarpık bacaklı biri olduğunu hatırlamıyorum. ismini hatırlayamadığım ve en küçükleri olan en küçük kardeş ise dişlekti. bir ailenin içinde bile bu kadar fiziksel farklılıklar olduktan sonra sözlük yazarları ve okurları kim bilir birbirlerinden fiziksel olarak ne kadar farklıdır. peki bu fiziksel farklılıklar yüzünden birazdan aşağıda vereceğimiz spoileri herkes farklı mı yorumlamalı? hayır! ata sporumuz adına hayır. komşumuz olan ailenin çocukları şimdi büyümüştür. belki de sözlük yazarı olmuşlardır. onlar için hala devam ettiğine emin olduğum fiziksel farklılıkları, bu spoileri farklı yorumlamalarına bir sebep midir? hayır! bin kere hayır.düşünün ki babaları kamil bey amca; evet ismi buydu, büyük oğluna kendi ismini vermişti ya da ben onun için yeni bir isim yaratmaya üşendim, çocuklarının hepsinden uzundu, hem de hepsi kendi öz çocuğu olduğu halde. gerçi çocukları büyüdükleri zaman belki de kamil bey amcadan daha uzun olacaklardı ama belki de olmayacaklardı. hem çocukları yani kamil, nilgün, hamza bir de ismini hatırlayamadığım için en küçük kardeş diye bahsettiğim en küçükleri büyüdükleri zaman babaları olan hem de öz babaları olan kamil bey amcayı boyca geçmiş olsalardı bile bunun hiçbir manası olmayacaktı çünkü hepsi aynı soydan olmalarına rağmen en az birisi babalarından uzun olmuş olacaktı. dünyada hiç bir yol yoktur ki eninde sonunda bir başka yola isterse bu başka yol çin'de küçük bir köyde olsun isterse isterse çin'de büyük bir şehirde olsun, ulaşmasın. eğer bu kitabı okumamış bir kişi varsa fiziksel özellikleri ne olursa olsun diyebileceğimiz iki şey vardır: "bu kitabı okumanı tavsiye ediyorum" veya "bu kitabı okumanı tavsiye etmiyorum". kitabı okumamış bir kişiye kitabı okumasını tavsiye etmiyorsak spoiler kısmını okumamasını tavsiye etmemizin da gereği ve mantığı yoktur. isterse kitabı okumamış olan kişi miyop olsun veya kıvırcık saçları yağdan birbirine yapışmış olsun veya çenesinin altında bir et beni olsun veya memeleri taş gibi olsun veya 42 numara ayakkabı giyiyor olsun. şimdi burada can alıcı noktaya geliyoruz. miyop, kıvırcık saçları yağdan birbirine yapışmış, çenesinin altında bir et beni olan, taş gibi memeli, 42 numara ayakkabı giyen ve henüz kitabı okumamış birine veya bu özelliklerden hiçbirine ya da sadece bir kısmına sahip olup da kitabı henüz okumamış birine bu kitabı okumasını tavsiye ediyorsak, kitabı okumamış olan bu kişinin spoiler ibareli olan yazı parçasına tepkisi ne olmalı? benim fikrim kitabı henüz okumamış olan ve okumayı düşünen ve kendisine bu kitabı okuması tavsiye edilen bu kişi, bu spoilerin içeriğini okuyup okumamaya kendisi karar vermeli.

    --- iç spoiler ---
    eğer entry'nin buraya kadar olan kısmını gerçekten okuduysanız, kitabı da okuyun anasını satıyım.
    --- iç spoiler ---

    entry'nin oldukça uzun olan ikinci paragrafını atlayıp sonunu merak eden arkadaşlara bundan sonraki entry'yi tavsiye ediyorum. kesinlikle bu entry kadar sıkıcı ve uzun değil. ikinci paragrafı okuyan arkadaşlara ise hiçbirşey demiyorum, allah ıslah etsin.
    --- dış spoiler ---

    not: bu entry'den samuel amcamıza saygısızlık yaptığım sonucunu çıkaranlar varsa allah onları da ıslah etsin diyorum.
  • amerikan hesabına göre 746; tüm dünyaca ortak kullanılan sisteme göre 734 tanesi "1 beygir gücü" eden şey.
  • watt aşağı yukarı şu cümleyle biter "yazdıklarımda simgesel bir anlam arayanların boynu altında kalsın."
  • - what is the unit of power?
    - watt is the unit of power. (x n)

    şeklinde bir soru - cevap döngüsüne neden olan birim. bir benzeri için (bkz: what ne demek)
  • üstün bir edebiyat şöleni. samuel beckett simgeselci okurlara lanet okusa da simgesel okumalara kaçınılmaz olarak uygun/uyumlu. ilginç şekilde görsel bir kitap. (homeros'un da odysseia'sı ilyada'dan daha görsel, dahası sinemasaldır.) kitaptan cümleler anımsamıyorum, imgeler, görüntüler anımsıyorum. adeta özel becerisi bu; benim geleneğimde kitaptan imge anımsamak daha az yer tutar.

    belki öteki samuel beckett kitaplarında da var aynısı? özellikle watt'ta insan öyle açıkça yazıldı mı yazılmadı mı anımsayamadan, kahramanın bedence gitgide bir konuşan kafadan ibaret hale indirgenişini deneyimler. daha çok atmosfer romandır. içeriğinden çok duygusu önemlidir. aktardığı sıkıntısı, iç daralması.. bir de korku, savaş zamanında yazıldığını bilmeyenler kitapta korkuyu yaşamışlar, ben o yanını anımsamıyorum. böyle, neredeyse anılmayanı başkalarının da algılaması, deneyim biricikliği ve deneyime kapalı kalma yalıtımlarını kırıyor. çok seviniyorum. var bir şeyler, var bağlar, köprüler.

    (bkz: vatman)
    (bkz: labirentler/@ibisile)
  • insanlığın manasız ciddiyetine atılmış okkalı bir tokat olarak düşündüğüm bu kitap, ikinci dünya savaşı sırasında, ama görünürde savaşla ilgisiz bir içerikle yazılmıştır.
  • va yerine kullanılır çoğu zaman hatalı olarak. mesela trafolar belirli bir gerilimde verecekleri akım kastedilerek 100 watt 200 watt diye satılırlar. oysa elektriksel gücün ölçüsü olan watt'ın formülü volt.amper.cos a'dı gerçekte. alır da o trafoyu doğrudan bir kondansatöre bağlarsam hiç güç harcamadan, hiç elektriksel iş yapmadan patlatır, eritirim kablolarını, o kadar da haşinim.
  • nedense tesadüfen beni bulduğuna inandığım kitap ' bankı asla sahiplenmedim , belki hoşlandığımdandır , insan hoşlandığı şeylere sahip olamaz mış veya olmaz mış.'
  • watt,bay knott ve samuel beckett.üçününde isimleri iki t harfi ile bitiyo,niye olabilir deyip kitabı okuduktan sonra size yirmi beş şık yazdırabilecek enfes eser.roman kahramanlarının kendi umutsuz uslarındaki yaşamları.ben,sen,o.muazzam kum tepeciğinin bir insan tarafından dağıtılması,bu zaman ki acı gülüşlerin bir zamanlar ne olduğu,elinde bir çiçek tutarken başka bir çiçeğe sevgi göstermeyip onları ezen insanlar.ve "şemsiyeni açma artık, çok geç"
hesabın var mı? giriş yap