• kötü senaryo, yönetmenlik harikası. harika dediğim de 3 dakikada bir dann efektiyle klasik gerilim öğelerinin kullanılması. o kadar çok kullanılıyor ki sonunda sinirden geriliyorsunuz. o el birazdan hareket edicek bunu biliyorsunuz fakat dann sesi hangi yönden ve kaç şiddetinde gelecek bu bilinemiyor...
  • robert zemeckis'in, artik bir nevi imzasi olan ayna sahnesini bu filmde de en az contact kadar muhtesem kullandigi, hitchcock'a saygi duruslariyla*** dolu basarili gerilim filmi.

    ayna sahnesi soyledir:
    once michelle pfeiffer'i arabanin koltugunda goruruz, daha sonra kamera yumusak bir hareketle kayar ve evi gosterir, hemen ardindan kamera yine yumusak bir hareketle eski pozisyonuna doner ve bu kez arabanin bos koltugunu ve oradan kosarak uzaklasan michelle pfeiffer'i goruruz. iste orada anlarız ki biz sahneyi arabanin sol dikiz aynasindan izliyoruzdur ve hemen onceki kameranin evi gostermesi olayi da arabanin kapisinin acilmasindan baska bisey degildir.
  • evet ses efektleri çok kullanılmış. şöyle bakalım; michelle pfeiffer banyodan çıkar, merdivenlerden inmeye başlar. bir şeye basar ve inanılmaz bir ses efekti üstüne çığlığı. salon yerlerde. olay neymiş; hanfendi yerdeki kan pıhtısı gibi birşeye basmış. e her filmde ani ses yüklemesi var. bunun olayı ne? film boyunca gerilim öyle bir artırılmıştır ki; kadın o sessizlikte yürürken sizin bütün sinirleriniz boşalmıştır. hayattan soyutlanmış kadının ne yapacağını izliyorsunuzdur, siz artık filmin içine girmişsinizdir. ve bir ses efekti. güm! siz de o kadın kadar korkarsınız. bunun gibi birçok örneği var filmin. sonra sonra.. salonda ağlama sesleri yükselir. gözünüzün önünde 3 kişi salonu terkeder.. yoksa 50bin tane ses efektli, aniden fırlayan zombi kılıklının konu olduğu korku-gerilim filmi izledik, sadece 'hiyy' dedik sonra eki-eki diye güldük geçtik. ama bu film benim ağzıma sıçtı. brrrr.
  • yönetmenliği ve oyunculukları ile göz dolduran, senaryo zaafları ve bununla bağlantılı olarak gereğinden fazla uzun süresi sebebiyle de netice olarak bekleneni veremeyen vasatın bir miktar üstünde korku filmi. güzel bir konunun amiyane tabirle holivudlaştırılıp sündürülmesi sonucu nasıl piç edilebileceğinin şahane bir örneği. son sahneleri ciddi güzeldir, fakat maalesef genel anlamda başarılı bir film olarak değerlendirmek mümkün değil. yine de bol bol michelle pfeiffer görmek için izlenebilir.

    kapanış jeneriğinde senaristin marvel sinema evreninin ajan coulson'ı clark gregg olduğunu görünce dumura uğradım yalnız, sen neymişsin be abi.

    son olarak, izleyen çoğu kimsenin atladığı bir detay mevcut filmde ki, belirtmeden geçemeyeceğim. doğal olarak spoiler.

    --- spoiler ---

    michelle pfeiffer'ın karakterinin mezarlığı ziyaret ettiği final sahnesinde, ekran kararıp jenerik akmadan hemen önce karlar üstünde beliren bir kadın yüzü mevcut. fark edenler bunu hayalet kızımızın sonunda huzur bulmuş olmasına yormuş genellikle.

    söz konusu sahne: http://farm4.static.flickr.com/…17_9c110bd657_o.jpg

    robert zemeckis'ten dikkatli izleyicilerine ufak bir kapanış hediyesi.

    --- spoiler ---
  • korkmak için film arayan bendenizin şu hayatta en çok korktuğu filmlerdendir. ses efektiymiş bilmemneymiş orasını bilemem ama 5 dakikada bir götünüz koltuktan havalanıyorsa o film korkunçtur, gerilimlidir arkadaş..
  • robert zemeckis'in bir solukta izlenebilen gerilim filmi. bonus olarak da michelle pfeiffer'a yeniden hayran kalıyorsunuz.

    --- spoiler ---

    başlangıçta çeşitli tesadüflerle hedefi feur'lara çevirip, paranormal olayları arka planda tutmasına gerçekten bayıldım. ondan sonra da zaten olay 'nasıl daha fazla gererim?'e dönmüş ve zemeckis son barutuna kadar harcamış. özellikle küvet sahnesi resmen görecelilik kavramının kanıt videosu gibi olmuş.

    --- spoiler ---

    burada defalarca övmek için yazılmış ayna sahneleri ve yermek için yazılmış sesle korkutma triklerini bir tarafa bırakırsak su gibi geçen bir 2 saat olduğunu söyleyebilirim.
  • iyi bir gerilim. işin içinde robert zemeckis olunca ortaya seyredilebilir bir film çıkıyor. yönetmenin yaptığı görsel oyunlar da keyif katsayısını artıyor [claire(michelle pfeiffer)’in hareketsiz vaziyette yerde yatarken kameranın hızla zemine inerek onu imkansız bir açıdan çekmesi, claire evden kaçarken arabadaki aynalarla yapılan şık oyun, köprüde yine kameranın hızla arabanın içine girip 'işi bittikten' sonra çıkması, ve çok başarılı küvet sahnesi..]. iyi güzel hoş ama benim kafama takılan bambaşka birşey var. filmde öte dünyadan gelip claire'e cehennem azabı yaşatan isminin baş harferiyle 'mef', her birşeyi yapıyor: küvetin suyunu açıyor -hatta 'ete kemiğe bürünüp' suda temessül ediyor-, çerçeveleri yere düşürüyor, bilgisayarı açıp isminin baş harflerini yazıyor vs... be kadın madem bu kadar kolay maddî dünyayla ilişkiye geçebiliyorsun, katilin kocası olduğunu claire'e anlatmaya çalışıyorsun, boş bir kağıt bulup yazsana olan biteni. kırk türlü yolu vardır bunu anlatmanın. yok! bizimki illa esrarengiz metodlar bulacak, gerecek de gerecek ortamı...
    gece geç saatte de bitince film rüyamda da devam etmesi de cabası, yalnız rüyamda geçen kısmı çok daha ürkütücüydü, ölmüyormuş bir türlü katil, uğraş da uğraş. şu rüyalara da bir ilaç var mıdır acaba? *
  • sıçırtma konusunda danone activia'dan daha başarılı bu film. *

    film bittiğinde zemeckis'in sülalesinde saydırmadığım fert kalmamıştı. ulan bi dahaki sahnede zıplamayacağım diyorum ama ne mümkün. korku yönüne bakarsam pek bir şey söyleyemem ama gerilim dozu muhteşem. çat diye kopacak seviyeye gelene kadar gerildim ben şahsen.

    senaryonun klişeliğinden dem vurulmuş ama orijinal senaryo yapalım diye filmi bambaşka yerlere çekseler daha mı iyi olurdu yani? bence gayet güzel.
  • breaking benjamin'in şarkısıdır. bu grubun şarkısında 'breath' geçiyorsa güzeldir. bu önermeyi doğrular nitelikte.

    take a breath
    hold it in
    start a fight
    you won't win
    had enough
    let's begin
    nevermind
    i don't care

    all in all
    you're no good
    you don't cry
    like you should
    let it go
    if you could
    when love dies in the end

    so i'll find what lies beneath
    your sick twisted smile
    as i lay underneath
    your cold jaded eyed
    now you turn the tide on me
    'cause you're so unkind
    i will always be here
    for the rest of my life

    here we go
    does it hurt
    say goodbye
    to this world
    i will not
    be undone
    come to life
    it gets worse

    all in all
    you're no good
    you don't cry
    like you should
    i'll be gone
    when you fall
    your sad life
    says it all

    so i'll find what lies beneath
    your sick twisted smile
    as i lay underneath
    your cold jaded eyed
    now you turn the tide on me
    'cause you're so unkind
    i will always be here
    for the rest of my life

    don't carry me under
    you're the devil in disguise
    god sing for the hopeless
    i'm the one you left behind

    so i'll find what lies beneath
    your sick twisted smile
    as i lay underneath
    your cold jaded eyed
    now you turn the tide on me
    'cause you're so unkind
    i will always be here
    for the rest of my life
  • harrison fordun kaslı göbeğiyle beni şaşırttığı film.
hesabın var mı? giriş yap