• içine tereyağı sürüp bir de kuru peynir serpince dadından yinmeyen ekmektir. *
  • bal ve beyaz peynir veya tulum ve ceviz ile elele tutuşup çocukluğumun değişmez kahvaltılarında sabahın köründe mutfakta demlenen çayın fokurtusuyla birlikte yer alan nesne. incecik olanı makbuldür.
  • daha çok, göçebe olarak yaşayan veya ataları göçebelik yapmış topluluklarda görülen ekmek çeşididir.
    nedenine gelince, bu ekmek çeşidi ıslanmamış hali ile aylarca saklanır. ayrıca yapımında fırın değil, her yerde bulunan ateş ve sac gereklidir. göçebelerin tercih sebebi de budur. ayrıca çok lezzetlidir. ıslatması da ustalık ister.
  • insan çocukken zamanı ve mevsimleri saatten, takvim yapraklarından değil de kendi yaşam biçimi nispetinde, olgulardan takip eder. biçerdöver bakım için avluya çıktığında yaz ve hasat zamanının yaklaştığını, mibzer kendini gösterdiğinde ekim ayında olduğunu ve buğday tohumlarının toprağa kavuşacağını, sobalar kurulduğunda çok geçmeden ilk kar tanelerinin yeryüzüne ineceğini ve bahçeden yeşeren otları gördüğünde de baharın geldiğini anlarsın. saati veya ayın kaçı olduğunu bilmezsin fakat zamanın ne olduğunu bilirsin. yufka ekmeği de ramazan ayının yaklaştığını bildirir. eğer bir evde yufka ekmeği yapımı telaşı varsa yakın zamanda sahura kalkacağınızı, sahurda ise o yufkalardan dürüm yapacağınızı öğrenirsiniz ve mutlu olursunuz. yufka ekmeği kadar ergonomik, kullanışlı, lezzetli, pratik başka bir ürün var mıdır, sanmam. zaman ve mekanın lezzetini içine alır. tam şu anda the cranberries-dreams çalıyor ve ben o yılların hakikaten bir rüya gibi olduğunu anlıyorum. yufka ekmeğine de duygusallık katılmaz kardeşim demeyin, kattım :)
  • "kökler"
    bizim oralarda asıl adı "ekmek"tir onun, diğer ekmekler somun, bazlama, fırın ekmeği, satın ekmek v.b. diye tanımlanır.
    hamur yoğrulduktan sonra, incecik incecik açılır senit üzerinde. ocakta odun yanan saman ateşinde, sacın üstünde pişirilir, şöyleee misler gibi kokar, kokusunda davet vardır adeta, duyan gelir, el verir ekmek yapana, konu komşu hep birlikte pişirilir, yenilir, içilir. o ekmek evinde yapılan sohbetlerin, konuşulan konuların, anlatılan dertlerin psikolog odasında anlatılması mümkün değildir, zira o ekmek evi deşarj evidir aynı zamanda. pişirilen ekmekler üst üste konularak gevrecik gevrecik dizilir ve saklanır. ne kadar mı? sen de 1 ay, ben diyeyim 2 ay. yenmek istenince, tek tek sulanır ve katlanır, taze taze tüketilir günlük olarak. sadece ekmek değil, börek, baklava, yemek her şey yapılır, afiyetle yenir. işte öyle bir şeydir benim köyümün ekmeği, size göre yufka ekmeği, bize göre sadece ekmek.
  • fazlasından tavada gözleme yapılınca süper lezzetli olan ekmek. kurban bayramlarında ilk gün yapılan kavurma kaşık yerine bununla yenir. bir diğer sık tüketme şekli de büyük bir siniye dökülen mercimekli bulgur pilavını yerken kaşık niyetine kullanılmasıdır.üç parmak aşağıda kalacak şekilde kaşık yapılan yufka ekmek, sinideki pilava daldırılarak afiyetle mideye götürülür.
  • bulgursuz düşünülemeyen ekmek çeşidi. yerken mutluluğu yakalamış hissi yaratıyor. abartmamakta fayda var tabi. ha bir de tereyağıyla yapılacak o pilav ama tuzlu tereyağıyla. böyle sıcak dumanı üstünde olacak.
  • (bkz: işgefe)
  • (bkz: tortilla)
  • lavaşın ince versiyonu olan ekmek.
hesabın var mı? giriş yap