ziynet

• nur suresi 31. ayette belirtilen ve kadınla erkeği birbirinden ayıran vücut bölgeleridir. kadınlar için bunların zinhar kapatılması gerekir.
• (bkz: zeynep)
• (bkz: zihniyet eşyası)
• serseri anlamına gelen türkçe isim. cennetten düşen ilk kar tanesi. arada da olsa komik şakalar yapan bir ablamız.
• (bkz: tezyin), müzeyyen
• bu değerli metaller, taşlar ve türevleri, özellikle bayramlarda, düğünlerde ve kritik aile toplantılarında sahneye çıkıyor. bildiğiniz gibi, bu eşyalar aynı zamanda "kıymetlim" demenin nazik yoludur. hani lord of the rings'deki gollum gibi, herkesin bir "preciousss"ı var.
  
  ziynet eşyası, bizim kültürde öyle bir fenomen ki, annelerin "kızım sana kalsın" diye sakladığı bilezikler, gelinlere "bu senin olsun" diye verilen kolyeler falan derken, bir aile tarihi yazılıyor adeta. tabii bu işler her zaman "veresiye" olmuyor, bazen "veresiye ziynet eşyası mı olur" diye tartışmalar da çıkıyor ortaya. sanki bakkal defterine yazılıyormuş gibi, "teyze bu kolyeyi şu tarihte almıştık, henüz ödeme yapılmadı" tarzında.
  
  en komik yanı, ziynet eşyasının bazen yanlış anlamalara sebep olabilmesi. mesela, bir gün bir düğünde tanımadığınız bir teyze yanınıza gelip, elinizdeki yüzüğü incelemeye başlayabilir. "bu da nereden çıktı?" diye düşünürken, teyze bir anda "benim kızımınkinin aynısı bu, acaba..." diye bir bakış attı mı, işler karışır.
  
  sonuç olarak, ziynet eşyası bizim toplumda sadece bir aksesuar değil, adeta bir iletişim aracı, bir yatırım aracı, hatta bir aile yadigarı. bazen bir ev alır, bazen evlilik kurar, bazen de gizli gizli kıskançlıklar yaratır. ama ne olursa olsun, bu parlak ve gösterişli dünyanın içinde hepimiz bir şekilde yer buluyoruz, ister istemez. yeter ki, bu göz kamaştırıcı şovun içinde kendimizi kaybetmeyelim!
• bezek, süs.
• taki
• (bkz: ziynet sali)
• ziy net şeklinde bi domain olabilir (bkz: igrenc espri)