• onu bunu bilmem, yanlıştır. tsk hassasiyetlerinde haklıdır da, herkes tepki gösterirken topa girmesi doğru olmamıştır.
  • bir suru kotu yanina ragmen abd'de yasamaktan tam da bu tip sacmaliklarin olmamasi yuzunden memnunum:

    -federal hukumetin resmi dili yok. her donem bunu teklif eder bazi muhafazakarlar, her sene de yenilirler. yani otobuse atlayip meclis binasina gitsem -ki kafama gore gidebilirim turkiye'dekinin aksine- , ispanyolca sarkilar esliginde tango yaparak kursuye ciksam, oradan da farsca bir metin okusam suc islemis olmam. yaptim oradan biliyorum.

    -50 eyalet icinde 27'sinin resmi dili var. bazisi cok dilli, bazisi salt ingilizce. ama onlarda dahi mahkemeler sizi o dili bilmiyorsunuz diye kapidisari etmezler, gerekirse vizigotca tercuman bulmak zorundadirlar (germen dili oldugundan alman'in tekini bulup getiriyorlar cogu zaman yuttururuz diye ama o kadar kusur kadi kizinda da bulunur, sonucta burasi bir isvec degil)

    -anayasada degistirilmesi teklif dahi edilemez seyler yok. ifade ozgurlugu adi altinda teklifini edersin, sonra ayarini yer oturursun.

    -eger bir kanun anayasaya aykiriysa dahi, askeriye basin bildirisi yapmaz. zira askerin isi ne anayasayi fiilen korumak/yorumlamaktir (bu is icin supreme court var) ne de anayasa hakkinda resmi aciklamalarda bulunmak (bu is icin asker disinda herkes var, baskandan tut sivil toplum orgutlerine, talk show'culardan senatorlere kadar herkes). onun yerine askerin isi ride of the valkyries esliginde baska ulkeleri bombalamaktir (..oylar gelsin artik)

    -kimse genelkurmay baskaninin * ismini cismini bilmez. kendisi bile bilmez. savaslari zaten robotlar yaptiklarindan komuta kademesinin onemi yok. ben de demin wikipedia'dan baktim, meger bir oncekisi benmisim. vatandas bile degilim halbuki. oyle esitlikci bir yer burasi. ama bir isvec degil.

    -bizim genelkurmay diyor ki "dil birliğinin olmaması durumunda bunun sonuçlarının neler olacağı, tarihteki birçok acı örnekleriyle gözler önündedir". dil, din, irk, renk birligi olmayan amerika'nin icler acisi hali ortada: 220 senedir askeri darbe olmuyor, 150 senedir ic savas cikmiyor. adamlar sikintidan gidip baska ulkelerde ic savas ve darbe yapiyorlar (ti pi tissss..anti-amerikan populizminin fazlasindan zarar gelmez)

    -amerika'da kizlar teklif etmiyor, evet diyecegini varsayip direkt saldiriyorlar. asker birsey demiyor.

    simdi biz, sivil konularda, bir amerika olmadigimiz icin mi askeriyeye muhtaciz, askeriyeye muhtac olageldigimiz, muhtac birakildigimiz icin mi bir amerika olamiyoruz? daha muhimi amerikalilar biraz zayiflarlarsa bir isvec olabilirler mi en sonunda?
  • içinde yüz binlerce insanı barındıran bir kurumun en temel demokratik haklardan biri olan fikir beyan etme özgürlüğünü teorik olarak kullanmasıdır. hoş tabi bu demokratik hakkı sicili pek temiz olmayan ve elinde çok büyük silahlı güç bulunduran bir kurum kullandığı vakit doğal olarak bazı insanlar bunun bir muhtıra niteliğinde olduğunu düşünüp tehdit olarak algılıyorlar. yalnız burada anormal olan bu ülkenin 8 yıllık başbakanı ''taraf olan bertaraf olur'' şeklinde tehditler savurduğu vakit hiçbir yaptırımda bulunamayan bireylerin veyahut örgütlerin yüzlerce yıllık tarihi olan silahlı bir oluşuma karşı fikir beyan ederken bile atarlı giderli konuşmasıdır. neye güveniyoruz arakdaş halkarın kardeşliğine mi yoksa vendetta'ya mı biz de bilelim.
  • yapılan basın açıklamasının yorumları, sıcağa ya da ışığa uçup sürekli çarpan ama bir türlü tatmin olamayan kelebek ve sineklere benzemiştir. entryleri gördüğüm kadarıyla, taraflaşmış ve giderek birbirinden uzaklaşan bir nesil resmi çizilmiştir.

    şimdi bırakın akp' yii chp'yi bdp'yi vs.. siz türkiye cumhuriyeti tarihinde kaç kere gördünüz böyle ayrışma ? buna kim zemin hazırladı ?

    türbanı, dini, ülküyü vs. sktiredin kafanızdan. sizin kafanıza kuyruğu birbirine değmeyen 100 tilki soktular da ne sonuç aldık bunlardan ?

    türktür ermenidir kürttür vs bırakın etnik kökenleri. ne zamandan beri meclise gelip de diller tartışılabilir oldu ?

    şimdi bir ilkokul sınıfı hayal edin. kimisinin ailesi zengin kimisinin fakir. fakir olanlar bilmiyorlar mı durumlarını. sen kalkıp "içimizde en fakir selim. deyip ardından herkesin içinde ifşa ederek yardım toplayacağım adı altında oy aramadın mı ? selim açılımını gencecik beyinlere özgürlük ve demokrasi diye işlemedin mi ?

    hadi selimi kurtaracaksak buna da kabul diyelim. hangi selim ki, bu çocuk fakirmiş diye adı ifşa olduğunda aldığı yardımdan memnun olsun.

    kocaman puntalarla yazıyorum sevgili okurlar :

    hepiniz koyuna çevrildiniz. hiç birinizin tartıştığı konu doğru yerde değil.

    bu ülkede 15 yıl önce de başörtüsü/türban vardı. ama ortada sorunu yoktu. takan inancından dolayı takar, kimsenin dikkatini bile çekmezdi. okul ve kamu alanlarına girişi yasaktı. o zaman yasalara saygı vardı. o kişiler nerede nasıl davranacağını bilir, uygun yerde çıkarır uygun yerde tekrar takardı. sanki beğenmediği yasaya başkaldırmak demokrasiymiş özgürlükmüş gibi yedirildi.

    ben de günde 1 paket sigara içiyorum ama bir kez olsun kapalı alandaki yasağın değişmesi benim demokrasi anlayışım demedim. şimdi aranızdan o sağlıkla ilgi diyenler olacak. evet benim sağlığımla ilgili. ama konu istediği şekilde davranıp davranmamak. her istediğini yapabilmeyi özgürlük sananlar, tek başına dağda yaşayabilirler. en azından toplum denilen kozmopolit ortamın ne olduğunu öğrenecek kadar olgunlaşmalı insan.

    peki selim örneğine benzer durumla bir anda yüz yüze gelen kürtler ? adamların bölgesel kalkınmaya ihtiyacı var. sen git yatırım yap, istihdam yönüyle oyna. ama kalkıp açılım diye kafaları bulandırr ve türkiye cumhuriyeti vatandaşlarına bunlar kürt bunlar ermeni vs yaftası yapıştırırsan, o zemin de öyle bir kayar ki, gelir senin suratının ortasında patlar ve anayasana kadar da dayanır.

    oy toplayacağım diye, şu memleketi öyle kutuplara çektiniz ki, suç oranını norveç' in de altına çekseniz, o körüklediğiniz tüketimi abd' nin de üstüne çıkarsanız hiç bir anlamı yok. çünkü aynı gemide giden bir çok insan :

    artık kendi flikalarıyla ayrı yönlere gitmek istiyor. bu nefreti getiren herkese yazıklar olsun. bu yazdıklarımı kötülemekte tabi ki özgürsünüz. ama bi kere daha okuyun anlayın, ondan sonra da isterseniz itin g.tüne sokun.

    türkiyeye olan umudumu tükettiniz. hepiniz.

    edit : işte hemen çıktılar, onlara öğretilen ezberlerle. hala entryde bahsettiklerimin tsk' nın siyasete karışmasını savunuyor olduğunu sananlar var. insanların ezberden renk seçici olunmasını tartışmıyoruz ama hala. eğer ki özgürlük ve demokrasi isteniyorsa ki herkes aynı fikirde bu konuda ; o halde gerekli şartlar ve altyapı sağlanmalı önce. o gün işte sen hükümetten değil de, hükümetin senin yorumlarından çekinecek, yaptığı yanlışları kabadayılıklarla örtmek yerine gerektiğinde istifasını edecek. o günlerde zaten tsk zaten sadece kendi görevini yapıyor olacak. ve olması gerektiği gibi olacak herşey. yazık ya. niye kendimi yoruyorum ki taraftar olmuşlara.
  • hala:
    - tsk'nın anayasadan bu tür müdahaleler için yetki aldığını iddia edenlerin var olduğu,
    - tsk'nın siyasete karışmasını meşru görenlerin utanmadan bunu savunabilmesi,
    - tsk'nın kaygılarının haklı olduğunu iddia edenlerin sözlükten tehdidin uzatmalarını oynatması, (ulan başbakan ve cumhurbaşkanına bağlı bir kurumun kaygılanması ne demek yahu? hak ne yani?)
    - üniter, ulus, laik, demokratik, hukuk lak luk diye halkın neyi istediğini değil, kendisinin ne istediğini dayatan bir ordu ile başbaşa olmak,
    - pkk ile yenişemeyen ordunun, bunun acısını siyaset yaparak gidermeye çalışması,
    - akp'ye dil uzatmanın sadece pragmatik sonuçları (seçimde halkın tepkisi vb..) yüzünden tehlikeli olduğunu anlamasıyla, abalıya yani kürt siyasilere vurarak akp ile kürt karşıtlığı üzerinden yarışması,
    - akp'nin 80 darbesini yargılamaktaki isteksizliği ve ergenekon davasında hala birkaç gazeteci dışında "derin" örgütlenmeye hala dokunulmamış olmasının ordu ve akp arasındaki ilişki açısından iğrenç bir koku vermesi,
    insanı ciddi ciddi iğrendiriyor.

    bir de anayasayı tanrı sözü kıvamında sahiplenenlere hastayım. arkadaş, halk ne isterse o olacak! anayasa değişecekse değişecek. elindeki silahtan güç alanlar ise susacak. ulan ilk koyan değişmez dedi diye binlerce yıl değişmeyecek mi? bu basın açıklamasından sonra zaten sözlükte de görüldüğü üzere ezici bir şekilde ordunun siyasete bulaşmaması gerektiği isteği baskındır. zavallı birkaç ultra kemalist hala içlerinde bulundukları komik durumu anlayamayacak şekilde "laik ülen, böldürtmem pis liboş dinci teröristler" diye ağlayadursun. ılımlı kemalistler ise kendilerini boşlukta hissediyor olmalılar, artık ordunun karışmaması gerektiğini anladılar ama nerde yanlış yaptıklarını da kabullenemediklerinden sırtlarını dayayacakları korkuları tekrar üretirken nasıl sopayı göstereceklerini bilmiyorlar. kimbilir belki eskaza demokratlaşırlar.

    hah, akp zaten artık tamamen otoriter bir noktaya doğru gidiyor. demokrasinin, otoritenin askerden sivile geçmesi ile yeter değere kavuştuğunu düşünenler de ordunun bu zirzop çıkışlarıyla hala aynı mavalı okuyadursunlar. hani akp askeri vesayeti bitiriyordu? yoksa asker vesayetini paylaşıyor olmasın?
  • seçimler yaklaşırken tsk yine ortayı yaptı. bakalım golü tecrübeli golcü rte mi, yoksa genç yetenek kılıçdaroğlu mu atacak?
  • üzerinde konuşurken arkadaşım son noktayı koymuştur: "üniterliği mi kaldı, lan!"

    bu işin sonu belli; kürtçe kaset, kültürel haklar filan derken apo ile görüşmeler, pkk'nın normalleştirilmesi, şimdi ayrı bayrak, çift dilli yapı biraz sonra federasyon ve/veya bölünme.

    yok, ben bunlara karşı değilim. bu tamamen kürt vatandaşlarımızın vereceği karardır. kürtler hali hazırda devleti olmayan en büyük millettir. uzun yıllardır da içerde, dışarda buna hazırlanıyorlar.
    öncesi ve sonrası kansız olsun, dostane olsun.

    nasıl olsa ayrılsak da beraberiz.
  • akp'nin aradığı hareketler bunlar.

    bdp oylarına muhtaç akp'nin -ki bunu referandumda açık ve net gördük-, bdp'nin kendisini zorlayan isteklerine karşı çıkıp daha sonra bdp oyları için el altından bdp'ye destek vermek durumunda kaldığı şu günlerde kendisini bu boyunduruktan kurtaracak çok güzel hareketler bunlar!
  • beğenmedim hal ve gidişinizi ve laflar hazırladım size açıklaması.

    istemiyorum dilinizi içimde ve defolup gitmenizi bölünmez dirliğimden , yok gitmeyecekseniz eğer, susarak uzaklaşmanızı istiyorum ben çünkü. bilirsiniz ki mülk, tanrı'ya aittir ve yemek kokulu merdiven boşluklarından girdiğinizde içeri, sağda bi yerde rastlarsınız adalete. yatmakta ve hoşlanmamaktadır yerli yersiz uyandırılmaktan kendi. bir insanın hakkı vardır misal ve hakimler önünde dört yıldızlar gücünde ve fakat verilmemektedir tahliye kağıtları ve sürmekte olan davalar hakkında yorum yapmanın iç hizmet kanununa ve hukuka dik ala olduğunu aykırı ve türkçe istemeniz halinde tercüman, size bir adet temin edilemeyeceğinden dolayı yeminli, istiyorum ki şimdi, ya susun bilinmeyen dilinizin bilinmeyen lehçelerince yada konuşadurun sonsuza dek dilinizin resmiyetinde. söylemek istiyorum, bilgilendirmek aydınlatmak istiyorum halkımı pozitif bi bilimsel ışıklar, ışıklar içinde nurlu. bilgilerden bir çelenk olsun istiyorum alnınızın çatında ve pırıl pırıl bir vatan olsun anadoluda. ki yüce bir dağdır ılgaz, laf aramızda. ve imtiyazsız ve sınıfsız bir kitle yaşayayazmakta ve kaynaşadurmaktadır bikaçbin asırlar boyunca orda. bilirsiniz ki devlet, unsurlu unsurlu bişidir. ki bi toprak parçası bi halk parçası bi de ülkü birliği gereklidir bunların arasında. bölünmez bütünler arasında birincidir bu birlik ve dili milli, dini milli, cinsi milli bi kitlenin büyükşehirler başkanınca verilen bu kollama yetkilerle ben bugün, kollayıvermekteyim sizi ve bir nebze olsun indirmekteyim, tırmanadurmakta olan endişeli izlemelerimi . ve son günlerde dilimiz üzerinde gezdiredurmakta olduğunuz dilinizle tahrik ettiğinizden, taraf olan yanlarımla kaleme aldığım iadeli taahhütlü bu mektubumu bırakıvermekteyim kapınızın altından. ki vatan da millet gibi halk gibi , iç hizmet kanunuyla bırakılıvermiş bişidir uhde-i zimmetimize. herbiriniz, herşeyiniz ve tanrı, şüphesiz ki bırakılmıştır altımıza bila kayd ü şart, iç hizmet kanunları, yönetmelikleri ve dahi yönergeleriyle. şaşmaz bir azim ve kararlılık , sarsılmaz bir inançla duyuradurmaktayım oyuna kara kamunun. aymaz ve sebatkar kaygısına. saygıyla.

    "7. "cesaretli padişah, zincirsiz aslan" diyedir yazmış sapsarı kesildiği belli bir vakanüvis.
    8. kara gözümde ve de kara gerçekte; cesaretli aslandır! padişah zincirsiz!"
    .
    padişah ile aslan, ece ayhan.
hesabın var mı? giriş yap