• cuma gününden beri ankara'nın merkez semti kızılay ve çevresindeki bölgeler yangın yeri. bankaların camları indirilmiş, biber gazlarının kokusu her yere sinmiş, duvarlar yazılarla dolu. meydanda koca bir direk yerinden sökülmüş. kan dökülmüş, hayatını kaybedenler olmuş. isyan saatlerce sürmüş. adına direniş denmiş ve binlerce insan çoluk çocuk yaşlı, genç hepsi oraya koşmuşlar.
  • eve henüz geldim.

    bugün ankara'da bir terör dolaşıyor, polis terörü. gaza alışkınız. günlerdir gazdan çekinen tek bir kişiye rastlamadım. ama plastik ve gerçek mermiler, gösterici üzerine renault, toma sürmeler... teröristin bu denli hoyratlaşması yeni.
    çünkü korkuyorlar.
    21'de en ufak bir acıma/insanlık belirtisi göstermeden girdiler. 22'de ise gözleri dönmüştü. onlarca gaz ve yüzlerce plastik mermileriyle taarruza geçtiler. meşrutiyetteki on bin kadar insanı 10 dakika içinde kolej metrosu'nun üst tarafına, libya caddesine kadar sürdüler. yaralanan onlarcamızı saymıyorum. meşrutiyet olarak biz düştük ve yüksel de benzer, akılalmaz terör ile düştü. dolayısıyla kızılay düştü, karanfil konur düştü. konur'da kalan dostlarımıza terör uygulanıyor diye söylendiği halde, yanlarına gitmeyi denedik, gidemedik. konur'da gördüklerine sıkıyorlar, dövüyorlar ve alıyorlardı... konur'da mimarlar odası'nda mahsur kalan arkadaşlar eve gitmek için gece 1'e kadar beklediler. leman'dakiler alt kata inip ışıkları kapattı. mülkiyeliler'in polisle müzakeresi sonrası ancak, konur'dan kurtulabilen kurtuldu...

    polis, taksiye binenleri bile indirip alıyordu. düşünün. taksinin peşinden koşan polislere rastladı bu göz.

    ahali, uyanın.
    ankara yanıyor.

    saat 23:30 gibi esat dörtyol'da 5 bin kişi vardık. kızılay'da zulmediliyor diye susmayan telefonlar üzerine oraya gitmeye çalıştık. akay'dan inip bulvara çıkmaya çabalarken 3 bin kişi kadar olan bizleri iki toma karşıladı. barikatımız yok, taşımız yok; elbette biber gazını yiyip dağıldık. sonra esat'a geçip trafiği kilitlemeye çalıştık. hatalarımızdan biri buydu. trafiği kitlemedik. halbuki bir saat bekleyebilsek, çankaya trafiğini felç edebilirdik. polisin kızılay sokaklarında, kızılay avm'de, spor salonunda yaptığı teröre dikkat çekebilmiş olurduk. yapamadık.

    ilkinde trajedi, ikincisinde fars, üçüncüsünde dördüncüsünde, artık devrimci iyimserlik, aklın iyimserliği deyin; kızılay'a ulaşabilmek için, devamlı surette akay kavşağından bulvara inmeye çalıştık. her gazdan sonra, biraz daha azaldık. sonra bir ekip, bestekar'a geçtik. gitgide azalıyorduk. saat gece 1 olmalı. sanıyorum, bestekar'da 500 kişi kadardık. ama göstericiler arasındayken ilk defa tedirgin oldum. olduk. etrafımızda gösterici kadar sivil de vardı zira. o kadar çoklardı ki, bir zamandan sonra herkesin sivil olabileceğini düşünecek denli paranoyaklaşmaya başladık. teör o boyutta. kendi eylemimizde 1984'ü yaşıyoruz...
    yine de dedim ya, bugün hiç birimizde korkudan emare yok. bugün yalnızca terör var. ve teröre karşı direnmeye çalışan yürekli insanlar...

    kendimi arıyorken, olmaktan korkmadığım yerdeyim, eylemdeyim. al beni, terör, ne yaparsan yap!

    bugün terör estirmeye yeminlilerdi. sivil polislerin tüm eylem boyunca bizleri yanlış yönlere, polis'in önüne sevk etmeleri, etrafı anlamsızca yakıp yıkmaları (anlamlı olanları, toma karşıtı barikatları, mobese'lere, bankalara saldırmayı ayırıyorum elbette) yetmiyormuş gibi, aramızdan aynı binek araçlarıyla 10 defa geçip "kaç kişiyiz, neredeyiz" diye kolluyorlar. yalan bilgi yayıp duruyorlardı siviller (kuğulu boş/kuğuluya polis girdi; akrepler kennedy'de, bestekar karışmış vs.) bestekar'dayken, devrimci olduğu belli, 3 gündür direnmekten perişan olmuş dostlarla konuşunca; burada durmanın anlamı yok, taksiyle geçecekseniz kızılay'a yaklaşmayın, hatta tunalı'dan dikmen'den de gitmeyin, paketliyorlar. ayrancı'dan dolaşın diye tavsiye aldık. taksiyle evinize bile gidemiyorsunuz. terörün boyutları o derece.

    az evvel eve geldim. 2'de hala bestekar tarafında polis bekleniyordu. 500 kişi kadar. birkaç bin kişi çukurambar'da davullu zurnalı protesto vardı. 7. cadde ve gençlik caddelerinde yaklaşık bin kişilik bir hareketlilik vardı. görebildiklerim bunlar.

    ankara yanıyor. bugüne kadar çok fazla eyleme katıldım. hiç bu kadar gaddar, hiç bu kadar gözü dönmüş bir "muarız"la karşılaşmadım. polis, bugün bizleri yoketmeye yeminli gibiydi. fiiliyatta yoketmek için saldırdılar.

    dağıtmak, püskürtmek için değil, yoketmek...

    polis bugün terör estirdi. hala ankara sathında terör estiriyor. çünkü çok korktular. dün, 7 farklı yerden 7 saat çatışmayla kızılay'ı yıllar sonra söke söke aldığımızda, örgütlü bir halkın neler yapabileceğini gördüler. ankara'nın meydanı kıyıda köşede kalmış sıhhiye, yarı yapay konur, yüksel, sakarya değil, ankara'nın meydanı kızılay meydanıdır dediğimizde, oraya girdiğimizde korktular.

    çok korktular.

    korktular çünkü biz biber gazından korkmuyorduk.

    korktular çünkü biz onlardan korkmuyorduk.

    korktular çünkü bugün, öğlen 2 3 gibi, kızılay bir festival havasında sürüp giderken, daha saldırılar başlamamışken, "aabi, gaz olmayınca zevki çıkmıyor yeaa," diye geyik konusu haline getirecek denli gülünç geliyordu polis ve gazı bizlere.

    biz korkmuyoruz, onlar korkuyorlar. copları, plastik ve gerçek mermileri, insanların üzerine sürdükleri renault'ları ve tomaları hep bu sebepten. bütün o iğrençlikleri, şahit olduğum 7 8 polis bir göstericiyi döverkenki, tekmelerkenki, 1000 tanemizi gözaltına alırkenki tuhaf halleri hep bu yüzden.

    korktular. korkmakta haklılar. korkmakta haklısınız.

    çünkü biz korkmuyoruz.

    çünkü biliyoruz, biz kazanacağız.

    yine de, bizden de kazanmamızdan da korkmayın. bilakis! biz kazanınca sizler de kazanacaksınız.

    biz kazanadığımızda, şimdiye dek olduğu gibi sadece "biz" değil, sadece "bizden olanlar", yandaşlar değil, hepimiz kazanacağız.

    biz, hepimiz kazanacağız.
  • nerden başlayayım nasıl anlatayım bilmiyorum. kabus gibi bir gece yaşadık. normal gaz yiyip direniyorduk ta ki 61 es 459 plakalı aracın gelip insanları ezmesine kadar. o arabanın o mahşeri kalabalığa nasıl girdiğini, önümde ki adamın nasıl havaya uçup ezildiği gözümün önüne gelince kusuyorum. konur 2 sokakta 3 saat binada mahsur kaldık. faşist köpekler içeriye gaz attılar daire 30 kişi nefes alamadık ölüyoruz sandım bir ara. yani şuan hala şokta olduğum için cümle dahi kuramıyorum. sonra binalara girip bizleri aldılar. gözaltına alırken darp ettiler. şuan bunları nasıl yazıyorum diye merak ediyorsanız tek elle yazabiliyorum. beni ve 3 arkadaşımı aldılar kapının önünde ki sivil araca bindirdiler yanımıza bir polis oturdu. araca bindirirken boynuma ve sol bileğime jopla vurdu. yanımızda 10 dakika oturup hakaret ettikten sonra indi arabadan.biraz bekledi ve aşağıya doğru ilerleyince arabanın kapısını açıp yukarı doğru kaçmaya başladık çünkü meşrutiyeti kapatmışlardı. olgunlara kadar koşup bir binaya girdik 1 saat de orda acıdan kıvranarak sessizce oturduk sonra insanlar dışarı çıkmaya başlayınca biz de çıkıp tekrar aşağıya doğru yürüme riskini göze alarak gittik. zira yukarılar daha fena durumdaydı. yüksel caddesinden geçerek koleje doğru yürümeye başladık arkadan bi ara gene gaz yedik. taksiye kendimizi nasıl attığımızı bilmiyorum.şuan sol bileğim çatlak durumda, menisküslü dizime vurdu yürüyemeyecek durumdayım, boynum fena ağrıyor ve sağ elimin serçe parmağımı oynatamıyorum. evet cüneyt özdemir'in dediği gibi polis gayet kontrollü gaz atıp gayet kontrollü darp etti beni.
  • kulaklarıma ve gördüklerime inanamamakla birlikte, keçiören dutluk dolaylarında yaklaşık 15 dakikada bir 8 10 arabalık konvoyların bayraklar ve kornalar eşliğinde katıldığı eylemler silsilesidir.

    keçiören lan. keçiören. şaşkın ve mutluyum.
  • - gözlüğünü aldın mı?
    + aldım
    - maskeni aldın mı?
    + aldım
    - talcid?
    + o arkadaşta getirecek
    - çok karışma öyle uzaktan uzaktan
    + tamam anne yaa

    yolda olduğumuz eylem.
  • eve giren biber gazı dolayısıyla ev arkadaşım, can dostum, sultan papağanımı kaybetmiş bulunmaktayım. allah bu eylemler dolayısıyla zarar gören herkese güç versin.
  • şu saatte ankara cemal gürsel'de hala panzerlerle gaz sıkıyorlar, plastik mermilerle ateş ediyorlar. tek yapabildiğimiz sokakta kalan insanlara kapımızı açmak. canımız yanıyor, çok canımız yanıyor!

    edit: ulan insanlığınızdan utanın azıcık ya varsa tabi(!) bunun nesini eksiliyorsunuz?
  • az önce meşrutiyet'te dominos pizzacıları motosikletle sanıyorum kalabalığa pizza bırakıp gittiler. helal olsun. herkes alkışladı falan çok güzel bir andı.
  • ankara olgunlardan, akreplerden gelen gaz yagmurundan, kocatepeye 50 yasindaki annemle kacerken kocatepe camisinden gaz ve ses bombasi attilar! camiden, ibadethaneden. bu nasi inanis, bu nasi iman!
  • kiyameti yasadigim gun oldu. ataturk bulvarindan konur'a cafelere sigindik polis hilal taktigi uygulayinca. akay'dan toma mesrutiyet'ten ve bakanliklardan polisler kovaladi. 200 m2 alana abartisiz 20 biber gazi kapsulu dustu. insanlar mahser yeriymiscesine birbirini ezerek kacmaya calisti. dunden hazirlikli deniz gozlugumle geldigim icin gozlemleyebildim. agzimda maske olmasina ragmen nefes alamadim ve bogulacagim zannettim. rennie ve sirke ile kendime geldim. sigindigim cafede panik hakimdi. insanlar titriyor ve ne yapacaklarini bilmiyorlardi. polis cafenin icine ve bahcesine en az 10 biber gazi daha yolladi. amac kacmamizi saglamak degil oldurmekti. allah kimseye bu durumu yasatmasin. allah kimseye bu sekilde mudahele etme vicdanini vermesin.
hesabın var mı? giriş yap