*

  • efendim; öncelikle belirtilmeli ;

    --- spoiler ---
    exorcist the beginning 'de de bu vardır.
    --- spoiler ---

    genellikle, filmin baş kısmında (prolog diyebilir miyiz?) o, hayatını ilk başlarda adadığı, kendince yüce olan dinle bağlantısını koparan o inanılmaz olay (!) sonrası bir hüzün, bir yıpranmışlık, bir "oğlum bak değmez, yemin ediyorum değmez. hayatını yaşa b'oğğlumm. yok o yalan tanrı manrı yok. varsa da sana bana yok, zengine var, malı mülkü olana var.. gel iş çıkışı bana uğra, mekana gidelim, kafaları çekelim" zihniyeti yaşayan, sözümona dünyanın en iyi adam modeli.

    şimdi, konusu; inancını sorgulayan rahip ve iblisin soyuyla karşılaşması olan bir amerikan korku film denemesi yapalım;

    prolog:

    rahibin yüzünden bir çocuk ölür. (olur ya işte. illa böyle çocuk, kadın, hayvan [hayvan biraz saçma oldu.] gibi kendini savunması daha bir zor olan masum kavramlar, rahip tarafından ölür ya da geberir en amiyane tabirle.) ya da rahibin karısı veya çocuğu (dikkat; yakın akrabalık bağlarından sözediyorum.) trafik kazasında ölür. (trafik kazası şart değil, ölsün de nasıl ölürse ölsün.) o güne kadar acayib inançlı olan kahramanımız birden u dönüşü yapar. ve dünyanın en tanrıtanımaz, en hak hukuk bilmez, yere düşene el uzatmaz, en sarhoş kısacası itin, serserinin teki olur. ta ki o olaya kadar..

    gelişme;

    nedir gelişme? gelişen metafizik olaylar zinciridir. orta çağdan gelen bir iblis mi dersin, eskiciye yok pahasına satılmış, sandığın içinden çıkan büyülü (dünyayı ele geçirme delisi) kötü güç mü dersin.. birşey peydah olur işte. (modern dünyada olur ki daha bir inandırıcı olsun. zaten sinemada şu kullanılır; karşıtları yanyana koy ki, etkisi daha baskın olsun.)

    sonra giderler bu adamın ayağına, "gel" derler yok, "aman rahip efendi sana sığındık, ancak sen çözersin bu düğümü.." derler yok.. nuh der peygamber demez kısacası. -gelmem de gelmem- ayak direr. arasıra karizmatik bakışlar fırlatarak.. "benim yüzümden.. oldu.. hayır hayır hayır....." şeklinde hayata karşı isyan eder. (yahu neden iblisin soylarını bu rahip kurtarmak zorunda. rahip kalmadı sanki koca amerika'da, yok yani adamı imana getirmekse amaç, ulan koca dünyayı niye alet ediyorsunuz. tanrı-kul ilişkisi ayrı, ona sözüm yok.allah allah ya..)

    ama kahramanımız coştu bir kere, baktı ki olaylar onun etrafında dönüyor, bu sefer dine ve tanrıya olan kızgınlığı, bir terbiyesizliğe, bir "küçük dünyaları ben yarattım" havasına bürünür. (şimdi el açtılar ya, illa nazlanacak. kendini önemli hissetmeye başladı adam. vardır böyleleri; normalde eziktir ama bir işiniz düştüğünde, yapmadığını bırakmaz, ayak diredikçe direr. hep naz hep poz bunlarınki başka birşey değil valla.)

    sonuç olarak;

    ne yapar ne eder iblisi geldiği yere gönderir. yanında mutlaka güzel bir kadın vardır. onunla sevişmekle sevişmemek arasında kalır. zira yıllarca rahip olarak görev aldığı hristiyanlık ona, kadınlarla yakın teması yasaklamıştır. "ya kardeşim ben inanmıyorum bir kere. o eskidendi. şimdi yapabilirim.." der ve kadını öper. öpmekle kalır bu. zira; filmin sonunda kahramanımız dine, imana geleceğinden son dakika bari, -bilmiyordum- -o ara inancımı sorguluyordum- -bir hata ettim pardon- bahanelerine sığınacak kadar da şerefsiz değil elbet. kadını öper, sonra doğrulur karanlıkta kaybolur.

    edit: bu nasıl rahip be? karısı, çocuğu var. yok o zaten meyilliymiş tanrıyı sorgulamaya. bahane arıyormuş lavuk. rahipler kadınlarla yakın temas kuramazlar bir kere.
  • insansılaştırılan tanrı inanışının zararlarından birisi olarak karşımıza çıkar.

    insanın tanrı kuralları çok açık koymuştur ve bizim mucize olarak kabul ettiğimiz şeylerin dışında (hiç mucize görmediğim için bilemiyeceğim belki onların da dahilinde) kurallar bellidir.

    kural dahilinde olmayanı, beklenmeyeni vermek ise insana mahsustur. 1000 yıl geçse de gerçekleşmez diyeceğiniz şeylere ikili ilişkilerde şahit olmak hep bu durumun sonucudur.
  • ...
hesabın var mı? giriş yap