5 entry daha
  • beyözü köyünün beylikler dönemi, osmanlılar ve cumhuriyet'in ilk senelerindeki ismi.

    bu isim, doğu roma imparatorluğu dönemindeki efkatia'nın türkçeleştirilmesiyle ortaya çıkmıştır. efkatia sözcüğünün ise "yele" ya da "uzun saç" gibi bir kökenden türemiş olduğu düşünülmektedir.

    roma imparatorluğu'nun doğu ve batı olarak ikiye ayrılmasından takriben bir asır kadar evvel amaseia*-gangra* arasındaki ticari önemi büyük yolun bugün mecitözü vadisi olarak bilinen yöreden geçer hale gelmesiyle birlikte bir yerleşim oluşmaya başlayan avkat yine de daha uzunca bir süre pek de önem arz etmeyen bir kasaba olarak kalmaya devam etmiştir. ünlü tarihçi ve bizantolog john haldon'a göre ise bu küçük kasabanın büyümesini ve hatta ortodoks dünyasında adeta bir dönem efsane statüsüne yükselmesini sağlayan şey ise m.s. dördüncü asrın başlarında teodoros tiron adlı bir hıristiyanın burada tetrarşinin önemli isimlerinden galerius'un yönergesiyle işkence edilip bir fırına atılarak öldürülmesinden olmuştur.

    işte bu avkatlı hıristiyan asker burada öldürüldükten yalnızca birkaç sene sonra 1. constantinus önderliğinde tam taçhizatlı bir hıristiyanlaşma yaşanan roma imparatorluğu'nda teodoros tiron'un da mesih yolunda bir şehit olduğu algısını oluşturmak hiç de zor olmamıştır. öyle ki yine haldon'a göre, m.s. dördüncü asrın son dönemlerinde efkatia* kelimenin tam manasıyla hırisityan hacılar için uğranması elzem mekanlardan birine dönüşmüştür ve teodoros tiron hakkındaki ejderhalarla mücadele ettiği* ya da şehit edilirken elinden fırlayan kalkanının sina dağı'na düştüğü gibi efsaneler kısa sürede bütün hıristiyan dünyasına yayılmıştır.

    "acemi asker" anlamına gelmekte olan tiron* sözcüğünün buradaki önemi, aziz mertebesine yükseltilen teodoros'u diğer pek çok aziz teodoros'tan farklı bir sıfata sokmuş olmasından gelmektedir.

    m.s. 680 senesinde düzenlenen altıncı ekümenik konsil'e bir metropolit olarak temsilci gönderdiği bilinen efkatia* orta çağ'da ise giderek büyüyen bir dini merkeze evrilmiştir. 11'inci asırda bile dini önemini korumakta olduğu ioannes zonaras ve ioannes mavropus tarafından da belirtilen kent, john haldon'a göre 390'lı yıllardan sonra her yıl aziz teodoros tiron adına bir festivale ev sahipliği yapmıştır. sekizinci asırda doğu roma imparatorluğu içlerine yapılan arap istilalarının bir sonucu olarak 500'lü senelerde imparator anastasios döneminde inşa edilen kent surlarının daha da güçlendirildiği biliniyor. ayrıca, çoğu orta ve kuzey anadolu kentinin olduğu gibi sekizinci asırdan itibaren muazzam bir tarım kentine dönüşen efkatia*, mısır ve kartaca'nın da yitirilmesinden sonra bir ara imparatorluktaki en önemli buğday üreticisi kentlerden biri halini de almıştır.

    malazgirt sonrası hatırı sayılır bir süre danişmend egemenliğinde kalmış olan kentin köyleşme süreci de böylece başlamıştır. yerleşimin önce yakınlarda bulunan mecitözü ve daha sonra da osmancık'a kaymasıyla birlikte 14'üncü asır türk beylikleri döneminde "orta anadolu'daki bir rum köyü" adıyla anılan avkat, mevcut ismi olan beyözü'nü ise yanılmıyorsam 1960'larda almıştır.

    beşinci ve altıncı asırlarda yirmi bin ilâ otuz bin arası bir nüfusa sahip olduğu bilinen avkat'ta 2014 nüfus sayımına göre 370 kişi yaşamaktadır.
hesabın var mı? giriş yap