basiret
-
sağgörü, kavrayış, feraset.
sezgi, içgörü, anlayış anlamları da var. arapça kökenin anlamı görme yeteneği imiş. sağduyulu kısmen basiretli anlamına da geliyor. (bkz: sağduyu/@ibisile)
basiretli: basacağı, duracağı yeri* biliyor.
basiret, ben bilmiyordum, bilen bilir üçüncü göz'ün adı veya niteliğiymiş, iki kaşımızın arasında bulunduğu varsayılan üçüncü göz. öte yandan carlos castaneda'dan anımsıyorum, çömezine diyordu ki, karşındakinin sol gözüne bakarsan kendini gönüllü onun etkisine sokmuş gibi olursun; sağ gözüne doğru bakarsan onu etkin altına alabilirsin.
filmlerdeki haşır huşur ilişkiler, öyle sanatın yöntemi gereği yoğunlaştırma, olabilecek ama o kadar da olmayan hayali yoğunlukta şeyler değil. gerçeği o.. yan yana gelen herkesin bir ilintisi, bir elektrik alanı var. toplumun sağgörüsü, bilgi yöntemi ve yakıştırması böyle işliyor. herkes gizli gizli bunları yaşıyor(muş). bu ritme uymayan uyamayanlar ise ben sonrakilere dahil olmak üzere yaralı-acılılar veya sanatçılar. bunlardaki aşağılık kompleksi pek yanlış sayılmaz, yaralı olmayandan sanatçı mı olur?
(bkz: basiretli), basiretsiz
(bkz: şifreli mesaj/@ibisile)
(bkz: ay burcu başak)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap