• mary doria russell'in romanidir. the sparrow'un devami olma ozelligine haizdir, ve bir devam romandan beklenen her seyi icinde barindirmaktadir.
  • 1960'larda hippi akımının başlamış olduğu dönemlerde, david berg adında bir rahip tarafından kurulmuş olan dini bir tarikattır. dünyanın birçok yerine yayılmışlardır. tarikatın asıl amacı başlangıçta free love ve free sex fikirlerini savunmak olarak gösterilmiştir. tarikatın üyeleri diğer tarikat üyeleriyle cinsel ilişkiye girip, tek bir aile olma, birbirlerini fiziksel, cinsel, duygusal ve ruhsal anlamda sevme kavramlarını benimsemişlerdir. zaman içinde tarikatın içine doğan çocukların da yetişkinlerle cinsel ilişkiye girmeleri teşvik edilmiştir. böylece yetişkinlerle çocuklar arasında da cinsel ilişki yaşanması tarikat içinde serbest hale gelmiştir. ve bu çocuklar misyoner olarak yetiştirilmek üzere, okullara gönderilmemiş ve tarikat içinde özel eğitimler almışlardır.

    zaman içinde, tarikat üyesi olan kadınlar zengin ve varlıklı erkeklerle, tarikata bağış yapmaları karşılığında birlikte olmaya başlamışlardır. fakat bu durum, tarikat içinde "tanrının sevgisini paylaşmak ve tanrıya olan sevgiyi göstermek" olarak yansıtılmıştır. bağış için toplanan paraların tümü david berg'ün eline geçmiştir. kendisi lüks ve refah içinde yaşamıştır.

    daha sonra halkın çok tepkisini almaya başlayan tarikat üyeleri, grup içinde cinsel hastalıkların yayılması korkusunu da taşımaya başlamıştır. bunun üzerine tarikat kendi içinde çocuklarla cinsel ilişkiye girmeyi yasaklamıştır.

    1990'lı yıllarda david berg'ün ölmesi üzerine, 20 seneden uzun zamandır kendisiyle evli olan eşi tarikatın başına geçmiş ve geçmişte yapılanlardan zarar görmüş çocuklardan özür dilemiştir. fakat david berg tarafından "mükemmel çocuk" olarak yetiştirilen oğlu ricky rodriguez bu olaydan kısa süre sonra tarikattan ayrılıp, kendine bir hayat kurmayı denemiş, başarılı olamamış ve intihar etmiştir.

    bildiğim kadarıyla tarikat eski popülerliğini yitirmiş olsa da hala dünyanın birçok yerinde varlığını korumaktadır. fakat bu tarikatın içinde büyümek zorunda kalmış olan çocukların ruhunda derin yaralar açılmıştır ve birçoğu sonunda intihar etmiştir.

    kaynak: internet, televizyon, ıvır, zıvır.
  • serçe'yi* okuduktan sonra "eee hani bunun devamı?" diye kalakalmış, hemen metis yayınları'nı e-posta yağmuruna tutmuş, "mary doria russell'ın diğer kitaplarını da çevirecek misiniz?" diye sormuştum.

    "yazarın diğer kitabını da basmak istiyoruz; başka bi yayıncı için rezerve edilmemişse basacağız. dilerseniz serçe kadar sevdiğimiz başka romanlar önerebiliriz.

    teşekkür ederiz,

    devrim can

    metis yayınları"

    diye bir cevap almıştım. tarih 5 aralık 2014. bir yanım bu cevabın samimiyetine inanıyor bir yanım da geçiştirildiğimi düşündürtüyordu. hatta istanbul'a döndüğümde yapacağım ilk işler arasında metis'in beyoğlu'ndaki merkezini basıp hesap sormak gibi şeyler de kafamdan geçmiyor değildi.

    bugün bu devam niteliğindeki kitabın metis tarafından yakında çevrilip hayranlarının beğenisine sunulacağını öğrendim. daha iki gün önce atandığımı öğrenmiş bir insan olarak daha çok sevindim diyebilirim...

    http://www.metiskitap.com/editor

    https://scontent-b-bru.xx.fbcdn.net/…6f&oe=555e7c0b
  • --- spoiler ---

    ilk romanda, star trek'in darmok isimli bölümünün farklı bir yorumunu okuduğumu hissetmiştim ilk teması* gerçekleştirdikleri bölümlerde. merhamet ve ızdıraptan başka duygu tanımayan bir insanın*, aşık olup yarıda bıraktığı büyüme sürecine dönüşünü gülümseyerek okudum.

    ikinci, yani bu romanın başlangıcında ise, ged'in gücünü yitirdikten sonra kendini yeniden tanıma / anlamlandırma sürecinden izler buldum. kadının "hayat veren" olarak karşımıza çıktığı devam hikayesi, birçok trajediye rağmen bir bilimkurgu değil de, felsefe kitabı zerafetiyle bitti.

    iki kitabı birbirinden ayırmayı doğru bulmadım. bitirdiğim zaman, boşluğa düştüğümü hissettim. zihnimde daima çalan arka plan müziği birkaç günlüğüne sustu. varolmayan bir insanla empati kurup, aynı şeyleri yaşasaydım inancım ne kadar sarsılırdı diye düşündüm. sonunda, onu aziz olarak gören yoldaşının ne kadar haklı olduğuna karar verdim.
    --- spoiler ---
  • okuyun, önce serçeyi * sonra bunu. ara vermeden. çok az kitabı bu kadar içselleştirmişimdir. bilemem herkes aynı şekilde deneyimlemez her şeyi ama iyi ki okudum, iyi ki bende parçalar bırakmış dediğim kitaplar oldu tanrının çocukları ve serçe. bir şeyler uyandırdı içimde sanki ne zaman unuttuğum.

    kitapla ilgili yazacağım her şey spoiler olacak ve bunu spoiler ibaresi içinde bile yapmak istemiyorum. o yüzden hep üstün körü övgü cümleleriyle geçeceğim bu entry yi, yoksa yazacak o kadar çok şeyim var ki, iyi ve kötü üzerine, pişmanlık üzerine, sebep - sonuç üzerine, varoluşun doğası üzerine...

    tek diyeceğim okuyun, mutlaka okuyun hem de, önce serçeyi* sonra tanrının çocuklarını.
  • * mary doria russell serçe'nin devam kitabı tanrının çocukları.
    * serinin çok başarılı olduğunu düşünüyorum. sona erdi ve ben kendimi boşlukta hissettim.
    * keşke serinin üçüncü kitabı da olsaymış. ki bence devam edebilirdi.

    yazarın bir kitabını daha okudum, o da 'gündüz düş görenler'.

    kitaptan alıntılar

    --- spoiler ---

    * tek hapishane, bizim kendi sınırlarımızdır!

    * yaradılışı kendisine doğuştan biçilen role uygun olmayanlara acıyın, çünkü bu zor bir hayat.

    * eskiden nico gibi insanlara bakıp şöyle düşünürdüm: işte başarısız olmuş bir kürtaj. gezegeni tüketecek, sadece yemeyi ve çoğalmayı becerebilen işe yaramaz bir insan daha...

    * belki insan korktuğunda daha dikkatli dinlediği için tanrı'yı daha iyi duyabiliyordur.

    * herkesin görüş sahasının sınırları vardır.

    * herkes konuşuyorsa ruhunu nasıl duyabilirsin?

    --- spoiler ---
  • daha önce gene metis yayınlarından çıkmış serçe adlı kitabın devamı. devam kitabı olduğundan serçe’yi okumak gerekiyor öncelikle. devam kitabı olarak oldukça cüsseli bir kitap olmuş. konu olarakta ilk kitapta dünya’ya uzak bir gezegenden gelen sinyaller üzerine o gezegene iniş yapan ekibin gezegendeki hikayesi idi. runalar ve janaata adlı iki ırk bulunan bu gezegendeki varlıklar insanlara göre oldukça geridir.

    bu kitapta ise -spoiler vermemek için biraz kısa keseceğim- ikinci bir ekibin gene aynı gezegene gidişini ve ilk ekibin gezegende yarattığı etkiyi ırklar dengesini nasıl değiştirdiğini görmekteyiz.
    kitabın eleştireceğim yönü gene ilk kitaba göre aksiyon kısmına çok geç girişmesi. ve tüm kitap boyu beklenilen şeyin son 100 sayfaya sığdırılması.(kitap 542 sayfa) yani kitabın sonunu ve gidişatını etkilemeyecek o kadar gereksiz konuşmalar ve olaylar var ki bu kısımlara bu kadar yer vermese de olurdu. gene ilk kitap gibi başları sıkıcı diyaloglardan dolayı hikayeye kaptırmak zor gelse de dayanılırsa okuduktan sonra pişman olunmayacak bir kitap.
  • "the family international" gibi ironik bir isimle yoluna devam eden, çocuk istismarıyla gündeme gelmiş tarikat.
    ilk ağızdan dinlemek için:
    link
    hikayesi:
    link
  • #14546356 numaralı entaride belirtilenlerin üzerine ufak bir ekleme; bu hastalıklı kültün halihazırda başında olan david berg'ün eşi karen zerby, veya 97'den beri kullanageldiği ismiyle katherine rianna smith, oğlu ricky rodriguez başta olmak üzere pek çok çocuğa, bebeğe istismarda bulunmuş.

    kült üyelerinden biri olan sara kelley'in "family" için tuttuğu kayıtlara göre karen zerby'nin eşi david berg ile ilişkiye girerken o zamanlar henüz 2-3 yaşında olan oğulları ricky'nin onları izlediğini fark edip, ricky ile başka bir odaya çıkmış. ayrıca ricky'e kelley dahil birçok kült üyesinin istismarda bulunmasına izin verip, başka kız çocuklarını da kullanmış.

    buradan kaçıp kurtulan insanların neden travmalar yüzünden düzgün bir hayat süremediğini anlamak çok zor değil, ricky rodriguez de kültten ayrılabildikten sonra pek sürdürememiş hayatını, kendisi ve kendisi gibi olan diğer çocuklar için intikam istemiş, annesiyle buluşmaya çalışmış fakat asla bu fırsatı yakalayamamış, annesinin yakın bir arkadaşı ve bir kült üyesi olan angela smith'i öldürebilmiş ve takip eden günde de intihar etmiş.

    bazı insanların daha en başından kaderlerinin ellerinde olamaması ne büyük acımasızlığı yaşamın.
hesabın var mı? giriş yap