çıkarcılık ^*

• çıkar barındıran hislerde ve davranışlarda bulunma.
• cenap şahabettin, çıkarcılığı sandalyeye benzetmiş. ayağınızın altına alırsanız sizi yüceltir, diyor. başınızın üstünde taşırsanız sizi küçültür.
• insanın kendi hesabını düşünüp, ona göre davranmasıdır.
  
  irtica yükselişte.
  
  politikacı:
  " enişte aç fabrikayı hemen, ben 60 a 150 püsküllü dokumalarda kdv yi 0 lıyorum üstünede devlet yardımı tasarısını sessizce geciriyorum. seccadenin kralı olacaz enişte!!!!"
  
  halk:
  "hanımmm!!!! kalk, pazaran ayet el kursi posteri aldım cerceveli, indir atatürk resmini. cocugunda yarın imam hatibe yazdırıyorum, parlak bir gelecek onu bekliyor."
  
  not: temalar cogalabilir, lakin izlenen yol aynı olacaktır.
• insanın gündelik eylemlerinde ne ölçüde çıkarcı olduğunu düşünürken, tavşan deliğinden aşağı düşüp sevgi, saygı, bağlılıkk, iyi niyet, merhamet, adalet, dürüstlük benzeri bütün anlayışları çıkarcılıkla açıklayabildiğimizi fark edebilir, sorsan hor gördüğümüzü söylediğimiz çıkarcılığın kucağında kendimizi ağlarken bulabiliriz.
  
  yine de bu düşünüşten hareketle düşüncesizliğini ve bencilliğini haklı çıkartmaya çalışan insanlar, dombilidir, taocudur, ipnedir.
• yaptığım fedakarlık karşısında, karşımdaki insanın sadece 'insan olabilme' vasfını taşıyabileceği kadar çıkarcıyım.
• hayatın her alanında kendini düşünebilme durumu. çıkar sahibi olmayanı zor bulursun da çıkarcıyı her yerde bulursun. kendi çıkarı gerçekleşecek diye dünya yansa umurunda olmaz. çıkarı gerçekleşsin diye oluşacak tüm kötü sonuçları önemsemez. onun için önemli olan kendi menfaati ve çıkarıdır gerisi hikayeden ibarettir.
• size en yakın köşe başında bile buram buram kokusunu alabileceğiniz bir insan huyu. samimiyetin vefat ettiği nokta. "keşke hiç var olmasaydı" dedirten. fakat namümkün.
• insanlarla tanışmanın güzelliği, böyle bir ilişkiye ihtiyaç duymama halindeyseniz gerçekleşir. ihtiyaç çıkar üzerine kurulu olan ilişkiler, kişileri bir süre sonra boğmaya başlar.
  çıkarcılık her devir vardı mutlaka ama 1980 sonrası neoliberalizm furyası türkiye'yi ilişkileri birebir ne alırım ne kazanırım moduna soktu.
• her insanın içinde bulunduğu durum.
  
  (bkz: işine gelirse)
• çıkar için yaşamak